REKLAMI GEÇ

YENİ DÜZEN KÖLELİKLERİ

20 Mayıs 2019 Pazartesi

Hiç bir zaman ortadan kalkmayan kölelik, 19. yüzyıldan beri şekil değiştirip, dünyanın dört bir köşesinde yaşayan insanları sistemin içine sürüklemeye devam ediyor.

Sadece formunu değiştiren kölelik ile kadınları bedenlerini satmaya, erkekleri toprak kölesi olarak tarımda ya da inşaatlarda çalışmaya zorluyorlar; erkek çocuklarını çok zor şartlar altında ve düşük ücretlerle çalıştırıyor ve hatta kız çocuklarını kendilerinden çok büyük erkeklerle evlenmeye zorlayıp, parayla satıyorlar. Bu insanların hayatları onları sömürenlerin kontrolleri altında iken, ne bir şey söyleyebiliyor ne karşı çıkabiliyor, ne de bir şey yapabiliyorlar.

Eski köleler ve kölelik sistemi, şu anda dünyanın her yerinde yaşayan milyonlarca modern köleye esin kaynağı olmuş gibi görünüyor. Yani milyonlarca ağır şartlar altında çalışan çocuğa, zorla kendinden çok yaşlı adamlarla evlendirilen kız çocuklarına ve hatta sex köleliğine zorlanan kadınlara…

Bugün köleliğin kullanımı literatürden kalkmış gibi görünse de öyle bir şey yok, üstelik bazılarında bir kere durumun içine düştükten sonra çıkmanın yolu da yok.

Kölelik dediğimde siz ne anlıyorsunuz? Kölelik nedir sizce?

Benim çocukluğumda iki dizi vardı televizyonlarda ” Köle İsaura” ve ” Kunta Kinte”. Haftada bir gün yayınlanırlardı, merakla izlerdik. Feodal dönemde, feodal beylerin ve derebeylerinin kölelere eziyeti, zulmü ve köleleştirme yöntemleri apaçık kölelikti ama modern dönemin modern köleliği de çok farklı değil. Kölelik hangi zamanda ve nerede yaşanırsa yaşansın yumuşatılamaz ve kölelik daima köleliktir…

Eğer bir insan çalışmaya zorlanıyorsa; bu ne iş olursa olsun, fiziksel ya da mental bir baskı ve tehdit altındaysa; işyeri sahibi ya da başka bir çalışan tarafından sürekli suçlanıyor ya da aşağılanıyorsa; zihinsel veya fiziksel olarak istismar ediliyor, insanlık dışı ve sanki bir metaymış gibi davranılıyorsa, mülk olarak alınıp satılıyorsa; fiziksel olarak hareketleri sınırlanıyor ve özgürlüğü kısıtlanıyor ise kesinlikle köleliğin tam ortasında demektir.

Ve yine; zorla çalıştırılma, cezalandırma ve tehdit yoluyla ya da kendi istekleri dışında çalıştırılma modern kölelik çeşitlerinden biridir.

Yine bütün dünyada en yaygın kölelik biçimlerinden biri de borç köleliğidir. İnsanlar zor durumda kaldıkları için birinden, bankadan bir yerlerden borç para alırlar. Geri ödeyemezler. Karşılığında çalışmak zorunda kalırlar. Ya da faizlerin altında ezilip kontrolü tamamen kaybederler. Borç büyüdükçe kısır döngü başlar, kölelik büyüdükçe büyür. Bu yalnızca insanlar için değil, ülkeler için de geçerlidir. Yoksul ülkeler borç batağında çırpındıkça batarlar, battıkça kölelik de büyür.

İnsan kaçakçılığı da yine bir çeşit modern köleliktir. Şiddet, tehdit ve zorlama yoluyla insanlar taşıma ve barınma vaadi ile sömürülür. Savaştan ya da zor ortamlardan kurtulmaya çalışan, hayatta kalmaya çalışan insanlar, kimi zaman denizde boğulur, kimi zaman öldürülür, çoğu zaman da ortadan kaybolurlar. Atadan gelen kölelikler de ise, ataları yakalanıp köleleştirilmiş ve kölelik sistemi içinde doğan insanlar vardır.

Çocuk işçiliğinden daha kötü olan çocuk köleliğinde de, çocuklar başka birilerinin kazanması için sömürülür. Çocuk ticareti, çocuk askerler, çocuk evliliği en büyük insanlık suçudur.

Modern köleliğin eski klasik kölelikten farkı, her yaştan, cinsiyetten ve ırktan insanı etkileyebilir olması ve yararlanılmaya açık olan insanları ve toplulukları etkilemesidir.

Oysaki özgürlük ve özgürce yaşamak bütün insanların hakkıdır ve en kutsalıdır. Kimse kimsenin özgürlüğünü kısıtlama hakkına sahip olamaz. Ne özgürlüğümüzden ödün vermeli ne de başkalarının özgürlüğünü kısıtlamalıyız, insanca yaşamak bu değil midir?

Bazen yoksulluk içinde yaşamaktansa, iş güç sahibi olmak adına vaat edilen işleri kabul edip yurt dışına çıkarlar insanlar. Anadolu’nun her yerinden Almanya’ya çalışmaya giden insanlarımız gibi. Bu insanlar en ağır ve pis işlerde çalıştırıldılar güya demokrasinin merkezi bu ülkelerde; üstelik çok uzun saatler boyunca. Almanların yapmadığı işlerde kullanıldılar. Artık ihtiyaçları kalmadığında yıllar sonra, işiniz bitti artık size gerek kalmadı demek istediler ve şartları daha da zorlaştırdılar.

Ama çoğunlukla kölelik hukukun üstünlüğünün zayıfladığı ve anlamını yitirdiği yerlerde ve zamanlarda ortaya çıkmıştır. Yolsuzlukların, ahlaksızlıkların tavan yaptığı yer ve zamanlarda. Yasalarla korunamayan zayıf insanlar, maddi, zihinsel ya da fiziksel güçlere sahip legal ya da illegal insanlar ve gruplar, hatta ülkeler tarafından sömürülmeye devam edecektir.

Ve yine gelişmiş ülkelere, çalışmak için ya da hayatlarını sürdürebilmek için gelen gelişmemiş ülkelerin vatandaşları, düzensiz vize statüleri ile her an sınır dışı edilme şantajıyla, sözüm ona demokratik ülkelerce köleleştirilme çabası içindedirler.

İnsanların düşündüğü gibi kölelik sadece denizaşırı ve yoksul ülkelerde değildir; demokrasinin başkenti Britanya kadar hiç bir ülke özgür değildir. Ama on binlerce insan Britanya sınırları içinde modern köleliğin ortasında, tehdidin her çeşidiyle yaşam savaşı vermeye devam ediyorlar.

Bir sosyolog olarak ben de, köleliği biraz daha sert tanımlayıp, aslında bütün bağımlılıkların bir çeşit modern kölelik olduğunu düşünüyorum. Özellikle son yüzyılın en yaygın köleliği telefon, sosyal medya, internet, televizyon, dizi, popüler kültüre dayalı her çeşit bağımlılığın oluşturduğu köleliklere dikkat çekmek istiyorum. Bu yollarla ve gizli telkinlerle topyekûn köleleştirilmeye ve gönüllü kulluğa zorlanıyoruz diyorum…

Topyekûn köleliğe… Global bir köy haline gelen gezegenin, global köleliğine doğru…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Adile ÇAKA   -  Bağlantı 14 Mart 2022, 14:23

Kölelik kavramını sanırım önce zihinlerde özgürleştirmek gerek ki topyekûn son bulabilsin kölelik,teşekkürler,hârika bir yazı!

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı