REKLAMI GEÇ

ALMANYA’DA KURALLAR…

9 Mart 2018 Cuma

Geçtiğimiz hafta iş için, 3 günlüğüne Berlin’de bulundum. Bu program esnasında zaman zaman Almanya’da şirketi olan bir dostumuzun aracı ile ulaşımımızı sağladık.

Arkadaşımız araç kullanırken biz de her Türk gibi çeşitli sorular sorarak, bize gönüllü şoförlük yapan arkadaşımızı bunaltmaya başladık. (Buradan Burak Yalım’a selam olsun)

Almanya’nın diğer kentleri gibi Berlin’de de müthiş bir trafik düzeni ve sistemli trafik akışı var. Berlin caddelerinde ilerlerken oldukça yoğun Türk nüfusunun bulunduğu Kreuzberg’te, (orada yaşayan hemşerilerimizin tabiri ile Küçük İstanbul Bölgesi) dahi trafik düzeni oldukça düzgün. Ne bir korna sesi var, ne de yayaların önceliği gibi trafik kurallarında bir aksama.

Peki, bu işin sırrı ne? Çok gizli bir tarifi mi var?

Bize özel bilirkişimiz, dostumuz Burak ile olan sohbetimizde tek öğrendiğim şey kural kural kural. Kurallara uymuyorsan sağlam ceza.

Türkiye’de (takmadığımız demeyelim de) esnettiğimiz kurallardan;
Kemer takmak
Araç kullanımı esnasında elinde telefonu tutarak görüşme yapmak,
Hız limitlerine uymak,
Gibi kurallar yüksek öncelikli kurallar ve ağır cezaları var.

Mesela 30 Km. tabelası olan bir yerde 60 Km. ile giden sürücüyü direk psikoloji doktoruna gönderiyorlar.

Doktor sorular soruyor, “30 Km. yazan yerde nasıl 60 ile gidersiniz? Deli olmanız lazım, sizi tedavi edelim mi?” gibilerinden.

Her yerde kameralar var. Bir hata oldu mu ceza evde. Yok, araç benim ama ben kullanmıyordum dedin mi? Polis hiç üşenmiyor evinize kadar gelip fotoğrafla sizi kıyaslayıveriyor. Ya da siz yoksanız eşinize dostunuza soruyor, “bu adamı tanıyor musunuz?” diye. Kaçış yok yani, o ceza yenecek.

Size bana anlatılan efsane bir olayı aktarayım. Gurbetçi hemşerimiz güzel bir spor araba alır. Alır almaz o heves ile sağını solunu ufak ufak modifiye eder. Rüzgarlıktır, cam filmidir derken egzozunu da taktırır şöyle bol seslisinden. “Haydi, Almanya caddeleri seni bekliyor” der çıkar yollara.

Yeni arabası ile yolda keyifli keyifli gezerken önüne kırmızı ışık gelir. Başlar beklemeye. Araba spor, araba yeni, başlar ara gaz atmaya.

Oradan geçen yaşlı bir teyze sesten korkarak kalp çarpıntısı geçirir. Ambulans çağırılır teyze hastaneye gider. Tabi bizim gurbetçi hemşerimiz habersiz yoluna devam eder gider.

Alman teyzenin şikâyeti üzerine olaylar gelişir. Önce kameradan araç ve sahibi teşhis edilir. Ardından sahibi bulunur. Mahkemece şahıs adam öldürmeye teşebbüs ile suçlanır.

Cezası ise.
Araç trafikten men, şahıs ömür boyu araç kullanamaz.

Çok mu ağır? Evet, çok ağır. O zaman şöyle soralım bu olayı duyan bir genç aynı hatayı yapar mı? Bence çok zor.

Böyle sistem mi olur demeyin. Eğer trafikte güvenlik ve insan hayatını ilk öncelik olarak belirlerseniz olur.

Bizde de sistemin gidişatı bu yönde, her yerde MOBESE, EDS gibi sistemler yavaş yavaş yayılıyor.

Yani 30 Km. yazan bir okul önünde 60 Km. ile geçmek gün geçtikçe zorlaşacak ve çocuklarımız güvende olacak…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Hasan Gençaslan   -  Bağlantı 9 Mart 2018, 17:01

Kalemine sağlık Ozan Kardeşim. Kıyaslama yapman çok yerinde olmuş. Umarım biz de aynı seviyeye çıkarız.

Ahmet   -  Bağlantı 9 Mart 2018, 11:23

Türkiyede zaten her konuda cezalar caydırıcı olmadığından suçlar çok azalmıyor.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı