REKLAMI GEÇ

İNTERNET BLOGLARININ GÜCÜ ADINA

22 Kasım 2010 Pazartesi

İnternet bloglarının ortaya çıkmasıyla “şeffaflık” olgusu kökünden değişmeye başladı. Eskiden bir şirketin içinde olup biten sakıncalı gerçekleri dış dünyanın öğrenmesi tesadüflere bağlıydı. Bir siyasi parti liderinin hatalarını ancak gözü pek gazetecilerin girişimleri ile öğreniyorduk. Tabi bunlar istihbaratı yine sistemin içinden alıyordu. Kariyerini tehlikeye atan bir itirafçı, içini bir muhabire döktüğünde gazeteler çoğu zaman bunu şantaj malzemesi yapıp kamuoyundan gizleyebiliyorlardı.

Ama artık itirafçıların bir muhabire içini dökmeye ihtiyacı kalmadı. Kariyerlerini tehlikeye atmalarına da gerek yok çünkü internet blogları var.
Kimliğinizi gizleyerek fotoğraflarla, belgelerle,cep telefonu ile çekilmiş ses ve video ile kamuoyundan gizlenen bir gerçeği anında tüm dünyayla paylaşabilirsiniz. Kendi blogunuzun okunması zaman alacaksa hiçbir gazeteye eyvallah etmeden takipçisi çok olan bir blog yazarına bilgileri aktarabilirsiniz. Twitter ile yayılması an meselesi olacaktır.

Blogların gücü henüz ülkemizde yerleşmiş bir algı oluşturmuş değil. Fakat internette en çok vakit geçiren ülkelerden birisiyiz, artık her türlü haberi internetten alan bir nesil gelmekte. Bu nesil internetin getirdiklerini dikkate alıyor.

Ülkemizde sosyal ağlar markaların tanıtımı için yeni kullanılmaya başladı. Markalar internetin bu gücünden faydalanacaklardır. Fakat aynı ortamın hata yapan bir markayı cezalandırmakta nasıl acımasız olabileceğini hep birlikte göreceğiz, belki bundan sonra blogların gücünü konuşmaya başlayacağız.

Sosyal ağlar ve özelinde blogların etkili olacağına inanmamın nedeni, bilgisayar başına oturan herkesin bu yazıları okuyabilmesi ve yazabilmesidir. Türkçe hizmet veren blog servisleri ile artık dil problemi de ortadan kalktı. Veriler ortada Facebook, Twitter, Friendfeed kullanımı gün geçtikçe artıyor, dünya liderliklerimiz var. Türkçe blog sayısı 1 milyon civarında, bir süre sonra ekrandan tanıdığımız köşe yazarlarına blog yazarları da eklenecek.

Devletler ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar internet topluluğunu kontrol altına almayı henüz başaramadılar. Özellikle gerçekleri ifşa eden bir topluluğun sesini kesmeye çalışmak geldiğimiz çağda destek bulamayacaktır.

Şirketler, siyasi liderler, bürokratlar yavaş yavaş kendilerini şeffaflığa alıştırmalıdırlar. Bundan sonra ayakta kalmayı başaran liderler şeffaflığa olabildiğince önem verenler olacaktır. Elbette her şeyi gizlemek mümkün değildir, fakat bu yönde gayret göstermek otokontrolü de geliştirecektir.

Artık kimin cebinde kameralı bir cep telefonu yok? Haberlerde patlama anlarını cep telefonu görüntüleri ile izlemiyor muyuz?

Google’ın bir arama motoru olmaktan çıkıp, bir itibar yönetme sistemi haline geldiği günümüzde herkese şeffaflığı tavsiye ediyoruz. En azından bugün blogların ve diğer sosyal ağların gücüne dikkat çekmiş olalım.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı