REKLAMI GEÇ

Bir Acil Vaka!!!(3)

Benim üç gün boyunca izlediğim Acil Servisteki olayları artık yazmıyorum. Çünkü yazarak hem sizlerin, hem de bu olaylara çözüm bulmayan, geceleri hastaneyi kontrol etmeyen sağlık görevlilerinin sinirlerini alt üst etmek istemiyorum. Ne var ki, Yine de şifa bulmak için hastanelere giden insanların hastanelerimizde tamamen hasta olmaları kaçınılmaz gibi gözüküyor. Acil çözüm bulunması için yetkililer harekete geçmeli. Denizli Haber Com sitesinde yayınlanan Acil Servis yazılarımı…

/ DENİZLİHABER / 17 Kasım 2009 Salı, 14:31

Benim üç gün boyunca izlediğim Acil Servisteki olayları artık yazmıyorum. Çünkü yazarak hem sizlerin, hem de bu olaylara çözüm bulmayan, geceleri hastaneyi kontrol etmeyen sağlık görevlilerinin sinirlerini alt üst etmek istemiyorum.
Ne var ki, Yine de şifa bulmak için hastanelere giden insanların hastanelerimizde tamamen hasta olmaları kaçınılmaz gibi gözüküyor. Acil çözüm bulunması için yetkililer harekete geçmeli.
Denizli Haber Com sitesinde yayınlanan Acil Servis yazılarımı okuyun bir okurum, kendisinin başına gelen bir olayı mail olarak bana atmış. Bende o yazıyı, virgülüne bile dokunmadan size aktarıyorum.
“Sevgili İbrahim Abicim nasılsın?
Öncelikle her zaman olduğu gibi toplumsal sorunları kaleme alıp, bunları kamuoyuyla paylaştığın için seni bir kez daha tebrik etmek istiyorum ve inşallah bu yazılar amacına ulaşır diye düşünüyorum.
denizlihaber.com da okuduğum acil vaka başlıklı yazını okuyunca benim de yaklaşık 1 ay önce yaşadığım bir olay aklıma geldi. Bir motosikletin çarpması sonucu önce Pamukkale Üniversitesi Hastanesine götürülen, 1 gün sonra da yer olmadığı gerekçesiyle Servergazi Devlet Hastanesine sevk edilen anneannemin yanında şahit olduklarım gibi…
PAÜ Hastanesinden tedavinin geçmişini içeren uzunca bir metin ve birkaç röntgen ile birlikte ağzı kapalı bir zarfı bana verdiler ve bunu Servergazi Devlet Hastanesindeki acil doktoruna vermemiz gerektiğini, özel bir durum kapsamında buraya gönderildiğimizi anlatmamızı söylediler.
Ambulansla acil olarak Servergaziye geldik. Ama senin de yazında belirttiğin gibi ne çare! güvenlik engelinden içeri zor alındık. Sadece hastayı içeri aldırabildik. Olayın geçmişini ve bana verdikleri ağzı kapalı zarfı acildeki doktora ulaştırmam gerektiğini ve tedaviyi de ona göre yapacaklarını iletmem için, ben içerideki doktorla bile görüşemedim.
Sonunda “ben bir şey anlatmazsam gelen hastaya hangi teşhisle tedavi yapacaksınız, durumunun ne olduğunu nereden bileceksiniz?”diye bağırınca, bir doktor beni dinlemeye başladı. Sonra ona elimdeki zarfı vermem gerektiğini anlatırken, yine güvenlik engeline takıldık. Öyle bir güvenlik ki, derdinizi bile anlattırmıyor. “Beni bir yetkiliyle görüştürün” deyince, yine o güvenlik “buranın en yetkilisi benim” diye kaba bir şeyler diyebiliyor. Neyse zor da olsa derdimizi anlattık ve sabah olunca da birkaç hastane yetkilisi arkadaşın sayesinde problemi giderdik. (Ülkemizde maalesef tepeden baskı uygulatmazsanız derdinizi anlatamıyorsunuz)
Neyse ikinci gece gözümün eleştiri kutusuna takılmasıyla, uzunca bir metni hastanenin şikayet kutusuna attım. Ardından da (10 gün sonra falan) başhekimden bir cevap geldi. Onu da zaten aşağıda seninle paylaştım.
Hastanede 5 gün falan geceli gündüzlü o kadar olaya şahit oldum ki anlatamam. Soğukta titreyerek ve kızıyla birlikte ambulansla acil olarak hastaneye getirilen yaşlı bir amca, yaklaşık 45 dakika sedye üzerinde bekletildi. Bunun üzerine kızı daha ne kadar bekleyeceklerini ve babasının neredeyse öleceğini söyleyerek; babasını taksiyle başka hastaneye götürmek istedi.
Bunun üzerine başlayan tartışmalarla orada bekleyen duyarlı vatandaşlar -bizler- olaya müdahale ettik. Maalesef, bir iğne vurdurmak için acilde müsait bir hemşire bile olmadığını yine güvenliklerden öğrendik. Amcanın kızının çığlıkları üzerine yine bizler araya girdik ve bir kişinin “kamera ve gazetecileri çağırırım bak” tehdidiyle birlikte ve de Acil Polisi’nin ricasıyla yaklaşık 15 dakika sonra amcaya bir iğne yapılarak amca ve kızı evine gönderildi.
Kısacası bütün bunları şu sebepten dolayı seninle paylaştım.
Henüz başhekime bir cevap yazmış değilim. Şayet iznin olursa, başhekime cevabi sözlerimin yanında senin de yazını okuması için bir de link göndereceğim. Böylelikle yazdıklarımızın ve düşüncelerimizin hiç değilse hedefine ulaşabileceğine inanarak, çözüm yolunda belki bir şeylere vesile olacağımızı düşünüyorum.
Görüşmek dileğiyle…

Başhekim’in arkadaşa yazdığı cevaba bakın:

From: gurbuzakcay@hotmail.com
To: (ismi bende saklı) @hotmail.com
Subject: hastaneye öneri formunuz (28-9-2009)
Date: Tue, 27 Oct 2009 08:50:17 +0200

Sayın…..

Öncelikle hastenemizi ziyaret/hizmet alma sırasında görmüş olduğunuz aksaklıkları umursayıp bizlere yazdığınız için teşekür ederim.
Yaklaşık 775 çalışanın bulunduğu, her gün 2500 hasta ve bir o kadar da refakatçi ve ziyaretçi ile muhatap olan ve bunlara mümkün olan en iyi hizmeti vermek gayretinde olan bir kurumun sorumlusuyum.
Sorunların gizlenerek değil paylaşarak çözüleceğine inanan ve aynı zamanda da insanın hatadan ari olmadığını bilen biriyim.
Karşı karşıya geldiğiniz sorunları bizzat anlatmak ve bir sıcak çayımı içmek isterseniz her zaman beklerim.
Saygılarımla. “

Değerli okurumun yazdıklarına ve şikayetlerine Başhekimin verdiği cevaba bakarmısınız? Çay içmeye davet ediyor. Yazının içinde hiç sorumluların dikkatlerinin çekileceği veya acil çözüm bulunacağına dair bir ibare var mı?
Son yazımda, bu yazı dizimizi bağlayalım isterseniz.
Saygılar sunuyorum.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı