REKLAMI GEÇ

BİZ ADAM OLMAYIZ

Türk halkı olarak her zaman bir çıkış yolu bulur veya bir çare buluruz. Ya da, işimize geldiği gibi davranmanın zevkini çıkarırız. Hani derler ya, “Yasaklar delmek için vardır” diye. İşte, bİz de bunun hakkını her zaman veriyoruz. Nihat Zeybekci belediye başkanlığına seçildiği yıllarda yolların orta refüjlerine, İzmir-Ankara asfaltlarının kenarlarına ve orta refüjlerine demir parmaklık yaptırmıştı. O zamanlar bu çağdışı gibi görünen, ama büyükşehirlerdeki gibi…

/ DENİZLİHABER / 27 Ağustos 2011 Cumartesi, 12:46

Türk halkı olarak her zaman bir çıkış yolu bulur veya bir çare buluruz. Ya da, işimize geldiği gibi davranmanın zevkini çıkarırız. Hani derler ya, “Yasaklar delmek için vardır” diye. İşte, bİz de bunun hakkını her zaman veriyoruz.
Nihat Zeybekci belediye başkanlığına seçildiği yıllarda yolların orta refüjlerine, İzmir-Ankara asfaltlarının kenarlarına ve orta refüjlerine demir parmaklık yaptırmıştı.
O zamanlar bu çağdışı gibi görünen, ama büyükşehirlerdeki gibi boydan boya yapılan demir parmaklıklar yüzünden Başkan Zeybekci, “Modern kent olma yolunda ilerlerken, bu demir parmaklıkları yaptırdığım için utanıyorum. Ama kazaları önlemenin başka çerisi de yok. Yayalar, yaya geçitlerini kullanmıyor, araçlarda gelişigüzel ve hızlı hareket ediyorlar. Başka çare yok” demişti.

Pek çok insan, bu görüntüyü ve uygulamayı yadırgamış, Başkan Zeybekci’yi eleştiri yağmuruna tutmuştu. Ama alıştık. Yayalarımız yaya geçitlerini, üst geçitleri kullanmaya, araçlarımız ise az da olsa şehir içindeki trafiğe ayak uydurmaya başladılar.
Aradan zaman geçti. Alt yapı ve arkasından üst yapının yapılmasıyla birlikte, bazı ana caddelerde bu demir parmaklıklar kaldırıldı. Halkımız, 6 yıl boyunda alıştığı üst geçitleri ve yaya geçitlerini kullanma alışkanlıklarını birden unuttu. Hem de ne unutuş. Yolun ortasına kadar geliyor, gelen araçları görmesine rağmen hiç istifini bozmadan aheste aheste karşıdan karşıya geçiyor. Araç gelmiş, çarpacakmış, hiç umurunda değil.

Benim dert edindiğim bu değil. İnsanlarımız elbette bir gün alışkanlıklarına geri dönecektir. Şimdilik demir parmaklık olmayan yolların tadını çıkarsınlar.
Amaa…..
Şu sabırsız sürüler var ya!
Hani, bölünmüş yolun ne olduğunu bilmeyen, trafik uyarı levhası olmasına rağmen yolda tam U yaparak geri dönen, kırmızı ışıkta bekleyen araçları sollayarak karşıdan gelecek olan araçları tehlikeye sokarcasına hızlı ve tehlikeli seyir eden, üstelik yol bölme reflektörlerini bile kırarak ilerleyen sürücüler; Yolun akışını bozacak şekilde aniden yolcu almak için otocepleri bile iplemeden “zınk” diye duran şehiriçi taşıma minibüsleri, yolların düzgünlüğünü fırsat bilerek hız yapan kendini bilmez insanlar son zamanlarda şehir içi yolları arenaya çevirdiler.
Yolda giderken ben dikkatli olsam, karşıdan gelen veya arkadan gelen dikkatli olmayınca kaza yapmak işten bile değil. Durum böyle olunca Polis ve Zabıta ekiplerinin yapacak olduğu bir şeyi de yok. Hatası söylenen veya yanlış yerde, kaldırımda park eden sürücü uyarıldığı zaman “Ne bağırıyorsun, işlemini yap, cezanı kes” diyerek birde üste bastırıyor. Yani artık sürücülerin ne insanlara, ne yetkililere, ne de şehre saygıları yok.

Esnaflarımız kaldırımları işgal eder, sürücülerimiz kafalarına göre takılır. Yayalarımızın hiçbir şey umurunda değil.. Ne olduk biz anlamıyorum. Bir toplum, bu kadar mı vurdum duymaz; bu kadar mı bezgin olur, anlamadım.
Hem demir parmaklık takıldığı için yetkilileri ayıplıyoruz, hem de modern kent görünümü kazanması için bize güvenip, yollarımızı, kaldırımlarımızı demirlerden, orta refüj taşlarından kurtaran yetkilileri güç durumda bırakıyoruz.
Sayın Başkan Osman Zolan, Üst yapı çalışmaları ile kentin görünümünü değiştirdiniz. İnsanlarımız çektikleri sıkıntıların semeresini geniş kaldırım ve yeniden düzenlenmiş yollarda alıyorlar. Ama bu kendini bilmez insanlar yüzünden dikkat ederseniz, kazalar da artmayı başladı.

Siz yine yollarımız konusunda tedbirlerinizi alınız. Bizi hız yapan, yayalara saygısı olmayan, cebinde parası olduğundan “yapılan hataları para ile kapatmaya çalışan” kendini bilmezlerden kurtarınız.
Yoksa çok yakında Denizli şehir içinde trafik kazalarının arttığı bir il, yayaların yaralandığı veya öldüğü bir kent olacak. Lütfen, geçtiğimiz yıllarda Çamlık caddesinde yapılan hız yarışlarını şehir ana yollarında yaptırmayınız.
Bu kendini bilmezler, Trafik Polislerimizle ve Zabıta ekipleri ile tartışmaktan bile çekinmiyorlar. Böylesine duyarsız, vurdumduymaz insanları ancak yasaklar, demir parmaklıklar durdurur. Başka türlü biz adam olmayız sayın Başkan..
Saygılarımla..

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı