HAYIRLI OLSUN

Listeler açıklandı. Siyasi partilerimizde ve oy verecek parti tabanlarında sevinenler oldu, üzülenler oldu. Siyasette elbette, kimseyi tam manasıyla memnun edemezsiniz. Siyaset zor zanaat. Bundan dolayı, ilk günün getirdiği stres yüzünden insanların ağızlarından kötü söz de çıkabilir.
Dün sabah saatlerinde siyasi çevreler ile esnaf sanatkarlarımızı biraz dolaştım. Bütün insanlar, ağız birliği etmişçesine hemen hemen aynı şeyleri söylüyorlar.

Denizli halkına göre;
İlimiz bazında siyasi partilerin listelerine bakıldığında, en güzel kadronun CHP tarafından ortaya çıkarıldığı görülüyor. Ve bu listenin ön seçimle ortaya çıkması yüzünden de, Genel merkezin ilimize yaptığı kontenjan kullanmama jesti ile tabanın güvenini kazandı. Yani, sosyal demokratların liste beğenmeme, parti içindeki ayrılık gayrılık gibi demode olmuş meseleleri bahane ederek sandık başına gitmeme veya oy vermeme gibi bir lüksleri kalmadı.

Şimdi, yılların kurt politikacısı Adnan Keskin olgusu da CHP’den yana. Denizli halkının isteği doğrultusunda sürekli kendini yenileyen, sürekli tabanla iletişim içinde olan Keskin, geriden gelenlere ağabeylik yapacağı gibi, CHP listesinin zirveye çıkmasında da tecrübesini konuşturacaktır. Hal böyle olunca, seçimlere CHP 1-0 önde giriyor demektir.
Yıllardır “kontenjan” meselesinden veya Genel merkezin “atama” yapmasından yakınan CHP tabanına bu seçimlerde bahane kalmadı. Üstelik, AKP’yi ülkeyi bölmekle, satmakla suçlayanların ortak noktası olma bakımından da bahaneli kalmadı. Anlayacağınız tabanın dediği gibi, CHP ilimizden üç milletvekili çıkarmak için kolları sıvamalı..

MHP ise, bugüne kadar yapılan seçimlerin içersinde, hemen hemen en güzel listeyi çıkardı. Emin Haluk Ayhan eğer listede olmasaydı, MHP’nin ilimizden üç vekil çıkarması işten ile değildi. Çünkü AKP oy kaybederken, CHP yerinde sayarken; MHP 2002 seçimlerinden bu yana sürekli olarak oy potansiyelini yükselten bir konumda idi. (Anketlere bakarsanız, oy potansiyelini görürsünüz)
Eğer, tabanın istemediği vekil konumunda olan Ayhan listede olmasaydı, küskünleri, eskileri, yenileri davalarının partisinde buluşacaktı. Ne var ki, genel merkez temayül yoklamasını iki kez yapmasına rağmen; yine kontenjanı birinci sıradan kullandı ve ilimizi mahkum etti. Elbette kendi vekilimizin böylesine dikte edilmesi bir nebze olsun tabanı rahatlatıyor. “Buna da şükür” diyenler var. Lakin “Emin Halik Ayhan olmasaydı da, Ali Keskin, Ümit Bahtiyar, M.Ali Uzakgider isimleri ilk sıralarda olsaydı 3 vekil kesin olurdu” diyenlerin çoğunlukta olduğunu hatırlatalım.
Zira Ali Keskin halk adamı, Ümit Bahtiyar ithal edilmesine rağmen, MHP’nin oylarını zirveye çıkaran isim, M.Ali Uzakgider ise görevi gereği beldelerde, köylerde insanlarla iç içe olan bir isim. Yani MHP’ye dışarıdan partiye oy getirebilecek ender insanlardan birisi olarak görülüyor.

Ak Parti’ye gelince.. AKP’de Nihat Zeybekci zaten Belediye başkanlığında olduğu gibi ilk sıralarda tercih meselesi olacağından, 2,3, ve 4. Sıralardaki isimler merak ediliyordu. Özellikle temayül yoklamasında 2. Çıkan Şahin Tin ile 3. Çıkan Halil Pekdemir isimleri AKP’ye güç veriyordu. Ak Parti’nin kuruluşundan bu yana bütün kademelerinde görev alan bu ikili, Maddi ve manevi yönden yüksek bir potansiyele sahip isimler olarak çok seviliyorlar; parti tabanının gözünde zirveye çıkarıyordu. Hatta AKP tabanı “5 vekil çıkarırız” gibilerinden sohbetlerinde konuşuyorlardı.
Ne var ki, son anda Nurcan Dalbudak’ın birilerinin ısrarı ile adaylığını koyması, MHP tabanından oy alır düşüncesi ile Mehmet Yüksel’in 2. Sıradan listeye girmesi tabanın bütün beklentilerini ters yüz etti. Ve küskünler ordusunu ortaya çıkardı.

Nitekim, dün “5 vekil çıkarırız” diyen taban, şimdi “3 çıkarırsak, öpüp başımızın üstüne koyalım” diyor.
Anlayacağınız, ölü toprağı serpilmişçesine susan Denizli halkı, aday listelerinin açıklanması ile suskunluklarını bozdular. İlimizde muhalefet partilerinin kazançlı olduğunu belirten halkımıza göre; AKP:2, MHP:2, CHP:3 olarak gözüküyor.Umarım, sandık başına giden halkımız bu sözünü tutar.

Gerçi seçimlere daha çok uzun bir zaman var.
Çünkü Türkiye’de 24 saat bile siyasetimiz açısından çok uzun bir süre..