Ardıç “Bilmeye cesaret et”

1992 yılında kurulan Pamukkale Üniversitesi, 32 bin öğrencisi, bin 500 akademik, bin 200 idari personeli ile 17. Akademik yılına başladı. Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’ın da katıldığı ve ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın açılış dersini vermek için onur konuğu olarak yer aldığı 2009-2010 Akademik Açılış Töreninde konuşan PAÜ Rektörü Ardıç ilgi çeken açıklamalarda bulundu.

Konuşmasında 2008-2009 yılında gerçekleştirilen birçok yeniliklere ve ilklere değinen Rektör Prof. Dr. Fazıl Necdet Ardıç, ‘neden yaptık’ sorgulamasında ilginç saptamalarda bulundu. Salona giren tüm konuklara dağıtılan ve üzerinde ‘Sapere Aude’ yazan kartlar ise bir hayli ilgi uyandırdı. Sapere Aude kelimelerindeki gizem Rektör Ardıç’ın yapacağı açılış konuşmasında gizliydi.

İlk defa bu yıl akademisyenlerin yoğun katılımıyla geçen açılış töreninde yaptıkları her şeyin tek bir amacı olduğunu onun da Üniversite olmak olduğunu vurgulayan Rektör Ardıç, kanunda yazdığı için değil, gerçekten inandıkları için üniversite olmak istediklerinin altını çizerek şöyle konuştu; “Bu, olmak istediğimiz ‘üniversite’ nedir? Binalar, yönetmelikler, hocalar, öğrenciler hepsi bir arada olursa, Üniversite bu mudur? Cebimizden 3 milyar dolar çıkarıp koysak, en güzel binaları yapsak, en iyi beyinleri satın alsak, en iyi öğrencilere burs versek, üniversite olur muyuz? Aslında bütün bu yapıları, hocaları, öğrencileri bir araya getiren birbirine bağlayan olmazsa olmaz bir şey var ki üniversitenin temelini oluşturuyor. Ama çoğunlukla göz ardı ediliyor. Zaten bu yüzden adında üniversite yazan birçok kurum, üniversite olamıyor. Elinizdeki kartlarda yazılı olan bu iki latince kelime. Sapere Aude! Sadece o kadar. Aklını kendin kullanmak cesaretini göster. Bu latince deyimi ilk olarak bundan tam 2074 sene önce doğan, Roma İmparatorluğu vatandaşı şair Horace “Mektupların Birinci Kitabı”nda şöyle yer almış: ‘Başlamak bitirmenin yarısıdır; bilmeye cesaret et.’ Bundan sonra bu deyim aydınlanma çağının sembolü oldu, birçok üniversite ve enstitünün sloganı olarak kullanıldı.”

Herkesi, öğrenmeye cesaret etmeyi mi yoksa, hocanızın, dostunuzun, büyüğünüzün, siyasi liderinizin, şeyhinizin aklının altına sığınıp bilmemenin dayanılmaz hafifliğini mi tercih edersiniz diye sorgulayan Rektör Ardıç konuşmasını şöyle sürdürdü: “ Eğer bilmeye cesaretimiz varsa, kim ne derse desin, ne eksik olursa olsun biz üniversiteyiz. Ve eğer biz kendimizi üniversite olarak tanımlıyorsak, bununla övünüyorsak, bundan gurur duyuyorsak, o zaman üzerimize düşen tek görevi de yerine getirmek zorundayız. Toplumun iyiliği için bilgi üretmek…İçine kapanıp kendini tatmin etmek için değil, parasını ödeyene satmak için değil, toplumun iyiliği için. Bu görevimizi yerine getirmek için araştırma yaparız, bulgularımızı topluma ulaştırmak için eğitim yaparız, bu bilgilerin hayata geçebilmesi için örnek hizmet uygulamaları oluştururuz.”

Pamukkale Üniversitesi’nin çocukluk çağından çıkıp artık olgunluğa adım atan bir döneme girdiğini belirten Rektör Prof. Dr. Ardıç, bugüne kadar yapılanmanın önemli olduğunu, ancak bundan sonra, görevlerini yerine getirmede gösterdikleri başarıların önemli olacağını kaydetti.

Çözülmesi gereken birçok sorun olduğunu ifade eden Rektör Ardıç, “İnsanlık için bol ve ucuz enerji temin edilemezse, gıda üretim ve paylaşım sorunu çözülemezse, korkarım ki bu gelir uçurumuna yol açan sistemin sonu insanlık tarihinin en kötü yıkımıyla gelecek” uyarısında bulunarak sözlerine şöyle devam etti. “Ülkemizde son zamanlarda yaşadığımız derin güvensizlik, ötekileştirme, parçalanmış sosyal yapı, kendi sorunlarımıza kendi çözümlerimizi üretememe hali devam ederse sizlere ne olabileceğini söylememe gerek bile yok! Şehrimizin lokomotifi olan sanayimiz her krizde birkaç girişimcisini feda ederek, daha da ucuza mal satarak varlığını ve hepimize yarattığı katma değeri kaybettiğinde bu bölgenin hali ne olacak? Bu bölgenin, bu ülkenin, insanlığın bize ihtiyacı var. Üniversite bunun için var. Üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmek için sadece tek bir şeye, bütün sorunlarımızı çözmek için cesaretle başlamaya ihtiyacımız var. Kendi aklımızı kullanarak, kimseden çekinmeden, yoklukları bahane etmeden, çözüm üretmek için cesaretle işe başlamaya. Pamukkale Üniversitesi, bunu yapabileceğimiz bir üniversitedir. Pamukkale Üniversitesi’nin bilmeye cesareti vardır. Bu cesaret sürdüğü sürece, geçen her sene ile birlikte daha güçlü, daha kararlı, bir dünya üniversitesi olma yolunda ilerleyecektir.”