Dal: 2015 dijital baskı yılı olacak

Geçen yıllara göre bornoz siparişlerinin gerilemeye başladığını, dünya genelinde genç kuşak arasında bornoz kullanımın azaldığını ifade eden Dal, “Bornoz yerine daha büyük havlular tercih edilmeye başlandı. Bu yönde siparişler alıyoruz. Peştamal tarzı geleneksel ürünlere ilgi giderek artarken, ev tekstilinde özellikle nevresim gibi yatak ürünlerinin 2014 te daha fazla talep gördüğünü söyleyebiliriz. Özellikle dijital baskı teknolojilerinin gelişmesi ve bu alanda yatırımların artması ile birlikte, daha fazla fotografik bazlı desenler ortaya çıktı. Denizli bu alanda en hızlı yatırım yapan illerin başında geliyor. 2015 yılı “dijital” baskı desenlerinin yılı olacak” dedi.

“Çifte standart”
Denizli’nin 2014 yılını tekstil ve konfeksiyon ihracatını beklenildiği kadar olmasa da arttırarak tamamlayacağını belirten Dal, “AB’nin Türkiye’ ye uyguladığı çifte standarttan dolayı, standart ürünlerde Pakistan a sene başında anti-damping vergilerini kaldırması, az da olsa ihracatımızı etkilemiştir. Bunun yanı sıra, pamuk fiyatlarında yaşadığımız ciddi düşüş, bizim tonaj bakımından ihracatımızı etkilememiş olsa da, fiyatların yüzde 20 ile yüzde 30 civarında geri gelmesi ile cirolarımızı düşürmüştür. Denizli bu konuda AB ye tepkisini ortaya koyması gerekir” diye konuştu.

“Avrupa da talep daralması var”
İhracatta, ABD’nin istikrarını korurken, Avrupa da 2014 yılında talep daralması yaşandığına dikkat çeken Dal, sözlerine şunları ilave etti:
“Ev tekstilinde kendini hissettiren bu talep daralmasını, Avrupa ekonomisinin yavaşlamasına bağlıyoruz. Bunun temel sebebi, Avrupa’nın ‘Lokomotifi’ Almanya’nın, Rusya ya yaptığı ihracata ambargo uygulaması olarak gösterilebilir. Ukrayna cephesindeki Rusya’nın direncini kırmaya yönelik bu girişim sonucu, Avrupa ekonomisi yavaşlamış ve dolaylı yollardan bu Türkiye’den yaptığı alımlara yansımıştır. Bu sebeple bizim Avrupa’ya yaptığımız ihracat, 2014 ün ikinci yarısında durağan hale gelebilir, hatta gerileyebilir de. Avrupa’ya olan ihracatımızın artması için, bu krizin çözülmesini beklemekten başka çaremiz yok. ”