REKLAMI GEÇ

Keskin Danıştay’a taşıdı

Keskin Danıştay’a taşıdı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Adnan Keskin, ders kitaplarında “Atatürk ilke ve inkılâplarına; laik, sosyal, hukuk devletine uygun olma” şartını ortadan kaldıran Milli Eğitim Bakanlığı Ders Kitapları ve Eğitim Araçları Yönetmeliği ile Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı Yönetmeliği’ndeki değişiklik için yürütmenin durdurulması ve iptali istemiyle Danıştay’da dava açtı.

/ DENİZLİHABER / 18 Eylül 2012 Salı, 15:59

12.09.2012 tarih ve 28409 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren yönetmeliğin bu haliyle Atatürk İlke ve İnkilapları ile hesaplaşma kastıyla kaleme alındığı ve gelecek nesillerden Atatürk’ün izlerini silmek amacına yönelik olduğunu iddia eden Keskin, “Mustafa Kemal Atatürk’ün ismini, ilke ve devrimlerini gelecek nesillerine okutacağı ders kitaplarından çıkarmak Türk Milleti’nin tarihine ve geleceğine ihanet etmektir” dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Keskin’in, avukatı Tezcan Çakır aracılığıyla Danıştay’a açtığı dava dilekçesinde, Atatürk İnkılâp ve İlkeleri’nin milli ve toplumsal değerler olduğuna vurgu yapılarak şöyle denildi: “Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın bu amaca hizmet edecek bir kurum olarak öngörüldüğünden, ders kitaplarında yer verilmemesi düşünülemez. . Bahsi geçen yönetmeliğin, 39. maddesi ile 31.12.2009 tarihli ve 27449 (4. Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Ders Kitapları ve Eğitim Araçları Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır. Yayınlanan yeni Yönetmeliğin “Ders Kitaplarının Nitelikleri” başlığı altında yer alan 6. Maddesi’nde “…1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanununda yer alan Türk Millî Eğitiminin Genel Amaçlarında belirtilen Atatürk İnkılâp ve İlkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin millî, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış hâline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek hükmüne, Türk Millî Eğitiminin Temel İlkelerine uygun olarak hazırlanır…” ifadesine yer verilmemiştir. Bahsi geçen eksik düzenlemenin, işbu dava konusu yönetmeliğin dayanağını teşkil eden 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 1. maddesi ile Türk Milli Eğitiminin Genel Amacı olarak öngörülmüş olduğu açıktır. Bu surette davaya konu düzenlemede yer alan bir eksikliğin,ihmalin ve dikkatsizliğin sonucu olmadığı,Atatürk ile ve inkilaplarıyla hesaplaşma kastıyla kaleme alındığı açıktır’’

Dava dilekçesinde, hukuka aykırılık ve iptal nedenleri şöyle sıralandı: “Yönetmelikler, Anayasada düzenlenmiş genel düzenleyici bir işlem türüdür. Halen geçerli olan ve uygulanması zorunlu olan Anayasanın 124. Maddesine göre, yönetmelikler yasa ve tüzük kurallarına aykırı olamazlar ve bunların çizdiği sınırları aşan düzenlemeleri öngöremez.Yönetmelik kuralı, yasaya uygun olmalı, yasaya ayıkırı olmamalı, yasa kuralıyla çelişmemeli ve çatışmamalıdır. Yönetmelik kuralıyla Anayasa ve yasanın öngördüğünden farklı kapsam daraltıcı yeni bir kural konulması, dayandığı üst hukuk normunun yok sayılması ve dolayısıyla değiştirilmesi anlamındadır ki, güçler ayrılığı ilkesiyle bağdaşmaz. Hukuk devleti ve idarenin yasallığı ilkesiyle çelişir. Bir başka anlatımla, yasal kuralın yönetmelik kuralıyla daraltılması, yasama organı yerine geçilmesidir. Anayasanın 7. Maddesine göre yürütme organının görev ve yetkisi “ yasalara uygun olmak “ zorundadır. Türk hukuk sisteminde yönetmelikler, normlar hiyerarşisinde yasa ve tüzükten sonra gelen hukuk kaynağıdır. Yönetmelik kuralıyla, yasaya aykırı veya yasa kurallarını değiştiren kurallar konulması olanaksız ve hukuk dışıdır. Yürütme organı, yasama organının koyduğu kuralların uygulayıcısıdır. Bu nedenle, yönetmeliğin dayandığı yasaya uygun ve uyumlu olması gerekir. Bilinçli eksik düzenleme, yasalara uygulama yükümlülüğüne, yasallık ilkesine aykırıdır. Hukuk devleti ilkesinin geçerli olduğu yönetim düzeninde, yasama organının koyduğu kurallar idareyi de bağlar. Aksi halde, görevin ihmali, yetkinin kötüye kullanılmasında söz edilebilir”

Adnan Keskin, Talim Terbiye Kurulu’nun, okullarda okutulacak kitapları seçerken Atatürk İlke ve İnkılâpları’nın yer alması zorunluluğunun kaldırılmasının hizmet ettiği amacın milli ve toplumsal değerlere dayalı bir eğitim sistemi oluşturmak olmadığının açıkça gözler önüne serildiğini iddia ederek, “Laikliğe karşı eylemlerin odağı olduğu yargı kararı sabit olan bir iktidarın Bakanı, ‘Türkiye Cumhuriyetinin başlangıçta koyduğu, laiklik, cumhuriyet ve milliyetçilik gibi temel ilkenin yerini daha katılımcı, daha adem-i merkezi, daha Müslüman yapıya devretmesi zorunluluğunun artık zamanı gelmiştir.’biçimindeki sözlerini halen savunduğunu söylemiştir. Bu gibi karar ve sözlerle, ileri ve özgürlükçü bir demokrasi yaratılıyor denilmesi, aldatmacanın ta kendisidir. Aynı zamanda dava konusu düzenlemenin gerçek neden ve amacının ne olduğunun göstergesidir” görüşüne yer verdi.

Danıştay’a açılan dava dilekçesinde şöyle denildi: “Kemalizm’in ve TSK’nin yıpratılması öngörüsüyle başlatılan çalışmaların ve yaratılan davaların varlığı göstermiştir ki, planlı ve hesaplı bir uygulama söz konusudur. Türk devrim tarihi derslerinin kaldırılması, ulusal bayramlardaki etkinliklerin ertelenmesi, imam hatiplilere katsayının değiştirilmesi, Kuran kurslarına katılım yaşının yeniden düzenlenmesi, ilk ve orta öğretim sisteminde değişiklikler, klasik orta eğitim kurumlarının imam hatibe dönüştürülmesi gibi uygulamalar göstermektedir ki, molla- medrese eğitimine geçiş tamamlanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti devleti sınırları cetvelle çizilmiş bir ülke değildir, her karış toprağı için kan dökülerek, şehitler verilerek kurulmuştur. Milli kurtuluş savaşından sonra çağın tüm değerlerine açık bir ulus inşa edilmiştir. Kurtuluş savaşından sonraki kuruluş çaba ve aşamaları tüm dünyaya örnek olmuştur. Askeri dehası ile amansız ve ümitsiz gözüken bir mücadeleden başarı ile çıkarak milletine bağımsızlığını kazandıran, ilke ve devrimleri ile de ulusunu çağdaşlığa ulaştırmayı başarmış, uluslararası platformda gelmiş geçmiş en büyük önder olarak kabul edilen Mustafa Kemal Atatürk’ün ismini, ilke ve devrimlerini gelecek nesillerine okutacağı ders kitaplarından çıkarmak Türk Milleti’nin tarihine ve geleceğine ihanet etmektir”

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı