72 yaşında kanserle savaşı kazandı

Kanser hastalığına yakalanan birçok kişi “ölecek miyim acaba” hissine kapılır. “Benim için ne derler” ile başlayıp, dışlanma endişesiyle devam eden süreçte birçoğu da hastalığını gizleyerek tek başına kanserin üstesinden gelmeye çalışır. Üç yıl önce kanser teşhisi konulan Soner Danışman ise, “Ben öldüm, bittim” diyenlerden olmadı. Direndi, mücadele etti ve sonunda kazanan oldu.

Kanserde erken teşhisin önemi hep vurgulanır. Bunun ne kadar etkili olduğunu kanıtlayanlardan birisi de Soner Danışman’dı. Erken tanı ve kendisiyle barışık sürdürdüğü tedavi sürecinin sonunda sağlığına tekrar kavuşan Danışman’ın hayatındaki dönüm noktası üç 3 yıl önce arkadaşının “prostat spesifik antijen” (PSA) kontrolü yaptırmasını istemesiyle başladı. Arkadaşlarının sözünü dinledi, muayeneye gitti ve çıkan raporlar sonucunda prostat kanseri olduğunu öğrendi.

HEMEN TEDAVİ SÜRECİ BAŞLADI
Soner Danışman, teşhis konulmasının ardından tedavi sürecini ve hissettiklerini anlatırken şöyle konuştu:
“Tıbbi mümessillikten kalan alışkanlığım ile 9-10 ayda bir kan vererek, kendimi kontrol ettiririm. Üç sene önce bir arkadaşımın ziyaretindeyken, sabahleyin aç karnına kan tahliline gideceğim sohbeti oldu. Benden ısrarla PSA’mın bakılmasını istedi. Ancak ben üzerinde durmadım, ‘boş ver’ dedim. Sonra ısrarı üzerine PSA kontrolüne girdim. Sonucu gördük. İşte o zaman biz fark ettik ki PSA çıldırmış. O zaman ortalık karıştı. Bana ısrar eden arkadaşım, benden habersiz randevu almış, buluşmalar hazırlamış. Acelece doktorların karşına çıktım. Ameliyat dendi önceleri. Sonra ışın tedavisinde karar kılındı. Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Servisi’nde 1.5 ay boyunca ışın tedavisi aldım. Böylece PSA’yı sıfırın altına düşürdük. İyileştim ve kurtuldum.

ERKEN TEŞHİS İLE GÜZEL SONUÇLAR ELDE ETTİM
PSA’nın dengede tutulabilmesi için üç ayda bir karnımdan hormon iğnesi yapılıyor. Altı ayda bir MR çekiliyor. Bunların sonucu ve raporların iyi olması beni mutlu ediyor. Sağlığımla ilgili başlamış olan bir olumsuzluğu arkadaşım sayesinde olumlu hale getirdik. Bunun adı erken teşhis. Bu tür konularda ‘Vay ben kanser oldum. Vay ben öldüm. Elimi dizime vurarak ben bu hale mi gelecektim’ asla bunları söylemedim. Biz toplum olarak kaderci insanızdır. Bana bir şey olmazcıyızdır. Bekir Soylu arkadaşımın sayesinde bu hastalıkta erken teşhis yapıldı ve kurtuldum. Benim 8-9 ayda bir kan tahlili yaptırma alışkanlığım vardı. Bu alışkınlık ile erken teşhis yapıldı ve oradan karşımıza bu güzel sonuç çıktı.

KANSER HASTALIĞI İLE KOMŞUCULUK OYNAMIYORUZ
Koca koca adamlar ‘Ben iğne olmaktan korkarım’ diyor. İlkokul talebesi misin ki böyle söylüyorsun. İğne teşhisine gelmemesi yanlış. Hasta olan kişi bu hastalığı gözünde büyütmesin. O kadar gözde büyütülecek bir durum değil. Hastaysa bunun karşılığını vermek durumundasınız. Tedaviyse düzenli bir şekilde tedavime gelmek zorundayım. Tedavide hekimin sözünden çıkmamak gerekiyor. Onun bunun lafı ile tedaviyi yürütemezsiniz. Bu hastalık ile komşuculuk oynanmıyor. Etrafınızdaki kişilerin dediklerini değil de doktorların sözlerini dinlemek gerekiyor. Hastaların doktora güvenmesi önemli. Komşuculuk oynamıyoruz. ‘Bana ilaç tedavisi iyi geldi. Sana da iyi gelir’ gibi bir mantık yok. Kanser olan kişiye ‘Bende kanserim. Bu yöntemi yap’ gibi söylemler konular sokak dedikodusu. Kişinin kendisini toparlaması önemli kendi kafasını kullanması önemli.

TEK BİR HEKİMDE KALMAYIN ARAŞTIRIN
Ama şunu da söylemeliyim. ‘Ameliyat olacaksın’ denildiğinde çökmüştüm. Hemen doktor değiştirdim. Gittiğim doktor, ‘ameliyata gerek yok, ışın tedavisi ile düzeltiriz’ dediğinde mutlu oldum. Tedavimi gerçekleştirdik. Hasta olan kişiler tek bir hekimde kalmasın. Çeşitli tıbbi görüş alsınlar, araştırsınlar, sonra da tedavilerini başlatsınlar.

BALTALARLI: BAŞARILI SONUÇ ELDE ETTİK
Erken teşhis ile kanser tedavisinde olumlu sonuçlar elde edildiğini belirten PAÜ Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bahar Baltalarlı ise, Soner Danışman’ın prostat kanseri olduğunu ve ilk etapta kendisine cerrahi teklif edildiğini söyledi.

Cerrahi uygulamanın bir takım yan etkiler olduğunu ifade eden Prof. Dr. Baltalarlı, “Bağırsaklara bir takım etkileri var. İdrar yollarının yeri değiştirilebilir. Bu tip riskleri olması nedeniyle radyoterapi tedavisine gönderildi. Prostat kanseri, yaşlılarda çok görülen bir rahatsızlık. Çünkü ortalama yaş çok ilerledi. Yaş aldıkça bunun arttığını biliyoruz. Bu hastalar çok uzun süre yaşayabiliyor ama kanser aynı zamanda radyasyon tedavisine çok duyarlı. Biz de kendi tedavi sistemimizde radyo terapisini yaptık. Soner Bey’in tedavisi 1,5 ay sürdü. Yaptığımız tedaviler sonunda hem PSA’sı düştü hem de MR bulgular geriledi. Şimdi durumu normal. Bu tedavinin yan etkileri bazı durumlarda bağırsak sisteminde değişiklikler rektum bölgesinde şikayetler olabilir. Ama bizim yaptığımız tedavi sonucunda bu gibi bir şikayet yaşamadı. Yani diğer sistemlerinde herhangi bir şikayeti yok. Kendisinde olumlu sonuç aldığımız için biz çok mutluyuz” dedi.