REKLAMI GEÇ

Kadersizliği onu buralara getirdi!

Kadersizliği onu buralara getirdi!

Savaş esnasında kanoyla Meriç nehrini yaşamı pahasına geçen, 17 yaşına kadar kimliği olmayan, filmlere konu olacak yaşam hikayesiyle ilgi çeken Denizlispor’un yeni hocası Hamza Hamzaoğlu’nun şansızlıklarının doğurduğu şansının işte hikayesi…

/ DENİZLİHABER / 20 Temmuz 2010 Salı, 18:28

Denizlispor’un teknik direktörü Hamza Hamzaoğlu, hedefi olduğu için Denizlispor’u tercih ettiğini söyleyerek, “Ben gittiğim yerlerde hedefi olup olmadığını sorarak giderim. Hedefi yoksa gitmem. hedefi varsa giderim. Buraya gelmem de öyle. Benim ne zaman önüme iki tercih koysalar kolay yerine zoru seçerim. Başarım da buradan gelir. Mütevazi biriyim, beni öyle tanırlar. Ancak, buraya Denizlispor’u şampiyon yapmak için geldim. Şampiyon yaparım diye söz vermiyorum. Ama elimden gelenin fazlasını yapacağımdan kimse kuşku duymasın. Biz elimizdeki imkanlara göre başarılı olduk. Burası her zaman hayal ettiğim bir yer. Temiz iyi bir şehir ve insanları da öyle. Bir gün Eyüpspor ile burada çalıştığımızda, buraya gelirsem tesisleri insanı havası suyu çok güzel demiştim. Tam çalışma ortamı diye düşünmüştüm. Burayı hayal ediyordum, Allah’ın izniyle oldu” dedi.

Şansızlığı şansı oldu
Benim buralara gelmem tamamen yaşamımla ilgili ve şans. Aslında şansızlığım şansım oldu desek yeridir. Önyargılı biri değilim. Denizlispor’da oynayan oyuncuların hepsinin şansı eşit. Kim daha çok çalışırsa o oynayacaktır. Bir takım TV’den ya da sahadan izlediğiniz gibi değildir. Bana arkadaşlarım güveniyor. Onlarla toplantı yaptım, olumsuz bir hava görmedim. Herkesin hakkını vereceğime emin olabilirler. Çalışmayı seviyorum. Ben çok iyi bir teknik adamıyım? Hayır. Eksiklerim mutlaka olacak, hatalarım mutlaka olacak. Ama boş biri de değilim. Bugünkü yeterliliğimle yapacağımız çalışmalar sonrasında inşallah düşlediğimiz yeri bulacağız” dedi.

‘Bir defa telefonum çaldı o da Hakan Şükür aradı’
Transferler konusunda uzun bir leste hazırladıklarını kaydeden Hamzaoğlu, “Elimde uzunca bir transfer listesi var. Onların içinden eleme yapacağız. Ancak ilk kaleci ile başlayacağız. Takımın yaş ortalaması 23 gibi genç ve dinamik oyunculardan oluşan bir kadromuz olacak. Kadromuz ise 26 kişi olacak. Zaten daha fazlasıyla antrenman yapamazsınız. Göndereceğimiz oyuncular var ama buna karar vermek için izlemek gerekir. Bir hafta içinde her şey şekillenecektir” diye konuştu. Başarılı bir sezon geçirdiğini ve telefonlarının susmayacağını düşünen Hamzaoğlu, “Başarılı sezon geçirdim. Teklif bekliyordum ancak kimse beni aramadı. Telefonlarımın susmayacağını düşünürken hiç çalmadı bile. Bende şaşırdım. Aslında ikinci ve üçüncü ligden birkaç kişi aradı telefonla ama ben olumlu bakmadım. Çünkü takımların hedefi yoktu. O esnada Hakan Şükür aradı. Böyle bir gelişme var ne düşünüyorsun diye. Bende olur dedim. Ve Denizlispor’a geldim, anlaştık” açıklamasını yaptı.

Denizlispor’un yeni teknik direktörü Hamza Hamzaoğlu’nun yaşam hikâyesi de örnek alınacak cinsten. Herkesin yaşamda bir hikâyesi var ama onunki oldukça ilginç. 17 yaşına kadar nüfus kâğıdı bile olmayan, yaşamın içinde yokluk içinde zorluk çeken Hamzaoğlu’nu buralara kadar getiren şansızlıklarının hikayesi… 1970 yılında Yunanistan’da Türklerin yaşadığı Gümülcine adlı bir Türk köyünde doğan Hamza, Türk okuluna başladı. O yıllarda daha çocukken (7 yaşında) Kıbrıs savaşı esnasında ailesinin Türk bayrağı altında yaşamak istemesi üzerine kaçak bir kano ile zifiri karanlıkta yaşamları pahasına Meriç Nehri’ni aşarak Türkiye’ye Keşan’a gelip kötü bir otelde konukladılar. Ertesi gün ise bir karakola giderek oturma hakkı istediler. Hamza daha ne olup bittiğinin farkında bile değilken ailesiyle birlikte kaçak oldukları için polis tarafından sorguya çekildiler. Polisten İzmir’e yerleşmek istediklerini söyleseler de alamadılar. Ancak İzmir’de oturan ağabeylerini tesadüfen tanıyan polis, onlara izin aldı. Ve İzmir’e gidip yerleştiler. Hamza, ilköğretim okuluna 1.sınıf öğrencisi olmasına rağmen tekrar İzmir’de başladı. Ancak Hamza’nın soyadı yoktu. Çünkü Batı Trakya’da babalarının ismi onların soyadıydı. Yani Hamza Ahmet’ti. Öğretmeni dedesinin ismini sordu Hamza’ya. Hamza, ‘Hamza’ olarak karşılık verdi. Öğretmeni de, ‘Senin soyadın da Hamzaoğlu olsun’ dedi. Hamza ve ailesi ailecek bu soyadını aldı. Nüfus kağıdı hala yok Hamza’nın. Çünkü soruşturmalar sürüyordu. Okulda spora ve futbola ilgisi ile diğer çocuklardan ayrılan Hamza, yeteneğiyle göz kamaştırıyordu. Aynı zamanda da okul takımında yer alıyordu.

Okulun yanı sıra özel maçlarda ve mahallelerde top koşturan Hamza’yı, Cüneyt Ertay hoca Altay’a götürdü. 4 yıl yıldız takımında oynayan Hamza aynı zamanda tam gün olarak avukatın yanında çalışıyordu. Ancak futbol ile avukatlığın tam günü mesaisini bir arada götüremeyen Hamza, patronunu yanına giderek verimli olamadığı için izin istedi. Çünkü bu durumdan çok mahcuptu. Patronu olan avukat onun mesaisini haftada iki güne de indirse Hamza bunu hak etmediğini düşünerek istemedi. Ve avukatın yanından ayrıldı. Altay’ın özel maçlarının hepsinde oynayan Hamza, resmi maçlarda nüfus kâğıdı olmadığı için oynayamıyordu ve bu sıkıntı veriyordu ona. Yine o zaman eniştesinin yanında elektrik tesisatçılığı işiyle de uğraştı. Çünkü harçlığını da çıkartmak zorundaydı. O esnada Altay’da genç takımın hocası Behiç Funda, bu böyle olmaz diyerek çözüm bulmak istedi. Hamza’nın işleriyle yakından ilgilendi ancak nüfus kâğıdı 3 ay geçmesine karşın hala gelmemişti. Türkiye’ye geleli 10 yıl olan Hamza’yı İzmirspor’un antrenörü Halil Bıçakçı ikna ederek yanına aldı. Behiç hocanın gitmesi üzerine üzüldüğü Hamza’nın geleceği için bir şey demez. Tekrar girişimlere başlanan Hamza’nın nüfus kâğıdı devletten 10 yıl sonra çıkartılarak 17 yaşında bir kimliğe kavuşur. Ve nüfus kâğıdı aldığı gün 17 yaşında ilk imzasını ise İzmirspor’a atan Hamza, bu yaşta ilk amatör lisansı olur.

Ama maddi durumları iyi olmayan ailesi ve kendisi harçlığını çıkartmak için çalışmak zorundadır. Ailesinin çeşitli mağazalarda, babasının inşaatlarda kendisinin ise elektrik tesisatçısı eniştesinin yanında çalıştığı o günlerde, ‘Artık benim işim futbol’ diyen Hamza tüm dikkatini artık futbola vererek hedef koymuştu. O yıllarda 3.Lig’de olan İzmirspor’da ilk sezonunda şampiyonluğu yaşadı. Orta saha oyuncusu olan Hamza, sol kanattaki arkadaşı sakatlanınca oraya geçmek zorunda kaldı. Oynamadığı mevkiye monte edilen Hamza, antrenmanlardan önce 2 saate yakın hem özel çalışır. Bu arada Ümit milli takım için seçmeler olur. Tabi şansızlıkları hiç yakasını bırakmaz. Ümit milli takım seçmelerinde İzmir futbol camiasının tanıdığı Hamza’ya pas atılmayınca, yani ayağına top değmeyince kendini gösteremez ve Fatih Terim’in gözünden kaçar. buna üzülürken, birkaç hafta sonra Ümit milli takımın kampı İzmir’e alınır. Fatih hoca da İzmirspor ile bir hazırlık maçı ayarlar. Hamza bu sefer bu maçta çok iyi oynar. Fatih Terim ise, ‘ya maçı bıraktım, bu sol kanattaki çocuk kim?’ diye sorar ve Hamza’nın işte o an yıldızı parlar. Hamza’yı sorup soruşturan Fatih Terim, bu oyuncuyu da takım kampına çağırır. O sene İzmirspor ile mukavelesi biten hamza’yı Fatih Terim vasıtasıyla Galatasaray ister. Ama İzmirspor, Hamza’yı bırakmak peşinde değildir. Hamza’yı kandıran İzmirspor, ona bir daha imza attırır. 100 bin TL olan bonservisi bir anda 800 bin TL’ye çıkar Hamza’nın. Fenerbahçe’nin de o sene istediği Hamza, ‘Gerekirse bir yıl oynamam ama Galatasaray’a gideceğim. söz verdim’ der. Yurdaşen Karahasan’ın da iyi çabalarıyla yumuşatılan ortamdan sonra Hamza Galatasaraylı olur.

Mustafa Denizli’nin hocalığını Raşit Çetiner’in yardımcılığını yaptığı takımda formayı kapan Hamza, 4 sene Galatasaray’da top koşturur. Feldkamp ve Hollman ile 2 şampiyonluk yaşar. Yönetimin Turgay’dan kaptanlığı alacaksınız? sözü üzerine, kaptanlık pazubandı Hamza’ya verilir. Buradan İstanbulspor’a transfer olan Hamza, Galatasaray’dan ayrıldığı için çok üzüntülü günler geçirir. Adı Galatasaraylı Hamza kalan Hamza Hamzaoğlu daha sonra sırasıyla Siirt, Yozgat ve Konya takımlarına gider. Birçok şampiyonluk tadan Hamza, Malatya ve Eyüpspor’da antrenörlük yapar. 1994 yılında Nergis hanımla evlenen Hamza, iki çocuk babasıdır. 40 yaşında efendiliği, mütevaziliği ve iyi kalpliliği ile tanınan Hamza Hamzaoğlu Denizlisporlu olur.

Bu yaşam hikayesinden çok ders çıkardığını ve şansızlıklarının bir şans gibi kendisini buralara kadar getirdiğini yineleyen Hamza Hamzaoğlu, bakın denizli ve Denizlispor için ise neler söylüyor, “Burası güzel bir şehir, insanları temiz ve iyi kalpli. Ben herkesin birlik ve beraberlik olma durumunda Denizlispor’u hak etmediği bu yerden tekrar bu sene Süper lig’e çıkacağını düşünüyorum. Peşin konuşmak ve yada çok şey vaat edip yapmamak, söz verip yapmamak benim harcım değil. İnanıyorum ki herkesin beraberliği sonucu, bu takım çıkacaktır. Taraftarlarımızdan da bizlere sahip çıkmalarını rica ediyorum. Onlarsız da bu iş olmaz. Lütfen her şeyi Denizlispor için yapalım ve beraberce çıkalım.”

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı