REKLAMI GEÇ

Ön Seçim

1 Nisan 2015 Çarşamba

Pazar günü CHP ön seçimle milletvekili adaylarını belirledi. Birçok dostum aday adayı olunca bu uygulamayı ilk kez yakından izleme fırsatı buldum. Oylama yapılırken seçim alanını ziyaret ettim. Gözlemlerimin bana düşündürttüğü şunlar:

1. Bu ülkeye milletvekili olarak hizmet etmek isteyen birçok kişi aylar süren bir yarışa girdi. Hepsi maddi ve manevi olarak çok yoruldular. CHP yönetimi bütün adayların katıldığı 2 büyük buluşma organize etti. Bu toplantıların sayısını arttırarak üyelerle adayları buluşturacak bütün Denizli’yi kapsayacak planlı mahalle toplantıları düzenlenirse hem üyeler için hem de adaylar için daha verimli bir seçim dönemi yaşanabileceğini düşünüyorum. Aynı zamanda genel seçimler için de enerji tasarrufu yapılmış olacaktır.
2. 23 aday adayının koşuşturması CHP tabanına bir hareket getirdi. Birbirleri ile iletişimleri arttı. Genel seçim öncesi bu hareketlenme partinin canlanmasına katkıda bulundu. Bu hareketin arttırılarak genel seçimlere taşınması mümkün. İl yönetimine büyük görev düşüyor.
3. Kadın, erkek, her kesimden, her yaştan parti üyeleri seçim alanındaydı. CHP’ye seçkinlerin partisi diyenler halt etmiş. CHP’nin üye profili tam olarak halkı temsil ediyor. Üye sayısının arttırılması toplumun farklı kesimlerinden aynı ideallere sahip olan kişilerin partiye kazandırılmasının önemi bir kez daha ortaya çıktı.
4. Ön seçime katılım oranı üyelerin biraz daha fazla motivasyona ihtiyacı olduğunu gösterdi. Üyelerin sadece seçimden seçime hatırlanması yanlış. Bütün üyelerin katılacağı organizasyonların sayısının arttırılması gerekiyor. Israrla partiden uzak duran üyelerle yolların ayrılması da çalışanların motive olmasında etkili olacaktır.
5. Adaylar özellikle gençlerden oluşan ekipler kurmuşlar. Bu ekiplerin heyecanı ortamı pozitif enerjiyle doldurmuştu. Seçim tecrübesi yaşayan bu gençlerin içinden ileride birçok siyasetçi yetişecek.

Bu tabloyu yaratan CHP yönetimini, adayları ve üyeleri kutlamak gerekiyor. Keşke hiç kontenjan olmasaydı. Başka hiçbir parti bu tablonun yanına bile yanaşamıyor. Eğilim yoklaması, sivil toplum temsilcilerinden görüş alınması, anketler, hepsi göstermelik. Üye sayısının çokluğuyla övünmeler, yapılan büyük mitingler hepsi boş. Üyene saygın varsa seçimine de saygın olacak.

AKP uzun süredir CHP’nin kurumsal tarihine ve genel başkanına yönelik sistematik bir gözden düşürme politikası uygulamaya çalışıyor. İlk başlarda başarılı da oldu. Yeniliği, geleceği, demokrasiyi kendi hanesine, tutuculuğu, eskiyi, otoriterliği CHP’nin hanesine yazdırdı. Ama zaman içinde iletişim uzmanlarının oluşturduğu sahte boyalar döküldü. Yaldızların altından, ihaleleri paylaştıran, kupon arazileri takip eden, kendi vakıf ve derneklerine para aktartan, dış ilişkileri gizli antlaşmalarla sürdüren, özgürlükleri kısıtlayan, polis devleti yapısını güçlendiren, tüketimi büyüme aracı olarak kullanan, tek adam kapanına sıkışmış, dini siyasetin aracı olarak gören klasik bir Türk usulü muhafazakar parti göründü. Söylemleri ile yaptıklarının ne kadar faklı olduğu gün gün ortaya çıkıyor. 17-25 Aralığın siyasi faturası hala ortada duruyor. Bütün bunların üstüne kaçak sarayın maliyeti de tüy dikti.

Bu ortamda Türkiye’nin yenilikçi, geleceğe dönük, huzur vaat eden, insanı öne çıkaran, özgürlüğe sahip çıkan, üretime önem veren bir CHP’ye ihtiyacı var. Patır patır kurulan küçük partilerin hiç şansı yok. Artan şekilde basında pompalanan Kürt milliyetçisi partinin “Türkiye’ye demokrasi getireceği” söylemi ise külliyen yalan.

CHP üyeleri önseçimlerde klasik siyasetçileri büyük oranda değiştirerek üzerine düşeni yaptı. Darısı Türkiye’nin başına.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı