REKLAMI GEÇ

Türkçe ve Felsefe

29 Aralık 2014 Pazartesi

Türkçe ile felsefe yapılamıyormuş! 

Türkçe dil varlığı felsefe yapmak için çok fakirmiş!

Hakikaten şok edici bir söylem. 

Konuyu gündeme getiren çok üst düzey biri olunca biraz araştırmak istedim.

Öncelikle Türkçe’nin dil varlığı ne kadar?

İşte internetten kolayca bulduğum 27 Eylül 2009 tarihli Anadolu Ajansı haberi:

“ Türk dilinin zengin hazinesi, 4 bin sayfalık dev bir sözlükte bir araya getiriliyor. Türk Dil Kurumu’nun (TDK)hazırladığı ve 570 bin 723 sözcüğün yer alacağı Büyük Türkçe Sözlük’ün bu yıl sonunda basılması planlanıyor. TDK’nın günümüz Türkçesine ait kelimeleri içeren çalışması olan Büyük Türkçe Sözlük’teTDK’nın Güncel Türkçe Sözlüğündeki 117 bin kelimenin yanında, Bilim ve Sanat Terimleri Sözlüğü’ndeki 188 bin 866, Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü’ndeki 217 bin 736, Yer Adları Sözlüğü’ndeki 37 bin 424 ve Kişi Adları Sözlüğü’ndeki 9 bin 697 kelime yer alacak.”

Acaba ne ifade edilmek istendi de 570.000 kelime ile ifade edilemedi, çok merak ettim!

Bu kadar kelime ile sadece bizim felsefe yapmamız değil, insanlığın bilgi birikimine katkıda bulunan yabancı filozofların da dilimize tam anlamıyla kazandırılması mümkün görünüyor.

Bakalım 17. yüzyıldan bir filozofun görüşleri Türkçe ile ifade edilebiliyor mu?

“Bir yönetici, otoritesini yönettiği insanların rızasına borçludur. Üstünlüklerin ve karışıklıkların artması yaşamı olumsuz etkiler ve insanlar bir araya gelerek siyasi toplulukları oluştururlar. Hükümdarlara ve güçlü siyasi yöneticilere bu durumda itibar edilir. İtimat bu noktada önemlidir. Yöneticinin otoritesi mutlak değildir ve karşılıklı itimat ile toplumsal sözleşme oluşturulmuştur. İktidar, kaynağını buna ve bu sürece borçludur. İnsanın hürriyeti ulusun kabullenişi ile kurulmuştur. Yasalarla, bu güven kayıt altına alınır. Bu benimseme aynı zamanda bu güvene ihanet eden yöneticiyi görevden uzaklaştırma hakkını da içerir.”(John Locke*)

Söylediklerini anlayamayan oldu mu?

*John Locke bu sözleri İngiliz kralına karşı yazmıştır. Mutlakiyet yönetimine karşı ilk karşı çıkışı temsil eder. İngiliz, Amerikan ve Fransız devrimlerinin temelini oluşturan filozof olarak bilinmekte, Aydınlanma ve Akıl Çağı’nın gerçek kurucusu olarak kabul edilmektedir.

Kaynaklar

Thomson, David. Siyasi Düşünce Tarihi. Şule Yayınları, İstanbul 1997, s. 79-95.

Taşkın, Yüksel. Siyaset, Kavramlar, Kurumlar, Süreçler. İletişim yayınları, İstanbul 2014, s. 31-32.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Bakış Açısı   -  Bağlantı 30 Aralık 2014, 11:43

Adam her dediğini köreltmeye çalışıp gündemi yaratmayın. Bırakın konuşsun. Dikkate almayın. Aldıkça daha da azıyor. Değersiz biri zaten. Kendini değerli zannettiriyorsunuz. Felsefe’nin ne olduğunu bilmeyen biri o. Yazacak çok elzem konular var.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı