REKLAMI GEÇ

CHP’NİN EKSENİ ANKARA’DAN İSTANBUL’A KAYIYOR

7 Kasım 2010 Pazar

Cumhuriyet Halk Partisi geçtiğimiz hafta tansiyonu yüksek bir süreç geçirdi ve devrimsel nitelikte bir değişim yaşadı; hem de partinin üst kadrosunun tavrına rağmen. İlk tepkiler her ne kadar duygusal olsa da seçmenin ve kamuoyunun tavrı krizin çok iyi yönetilmesini sağladı ve genel merkezde birkaç heyecanlı gencin koyduğu tavrın ötesinde bir ayrışım yaşanmadan Cumhuriyet Halk Partisi için kriz başarıyla ve sağduyuyla atlatıldı.

Siyasette değişimler her zama sancılı olur. Cumhuriyet Halk Partisi örgütlerinin desteğiyle, üstlenmiş olduğu tarihi misyonun gereğini yerine getirerek kişisel tavırlar kısa sürede toplumsal tavırlara dönüşmüştür, bu konudaki toplumun beklentilerini ve anlayışını açıklıkla ortaya koyan 33 yıldır iktidar olamamasına rağmen hala dimdik ayakta duran tüm örgütleri kutlamak gerek.

CHP’deki bu değişim parti içi ve dışı politikalarda da mutlaka kendini gösterecektir. Bunun en önemli göstergesi örgütlerin yönetiminin Ankara merkezli siyasetten İstanbul merkezli siyasetin yönetiminin altına girmesidir. Biliyorsunuz Ankara İdare-i maslahatçı olarak bilinen bir anlayışın egemen olduğu bir şehirdir, İstanbul ise sınıfsal ayrımların yarattığı binlerce gettoları olan bir ülkedir. Her ne kadar AKP’nin politikaları kopyalanıyor dense de 1980 öncesi CHP siyasetinin % 60’la iktidar olduğu şehirdir İstanbul. O günleri iyi bilenler AKP’nin izlemiş olduğu halkçı tavrın aslında bir Ecevit CHP’sinden esinlendiğini rahatlıkla söyleyebilirler.

Nedir İstanbul’u siyasette bu kadar ayrıcalıklı kılan tavır. Kısaca şöyle söyleyebiliriz : Hayatta kalma mücadelesi yapanların başarma çabasıdır, her kim bu mücadelede bu misyonu üstlenirse ipi göğüsleyen o olacaktır.

CHP İstanbul örgütü bu anlayışı 2009 seçimlerinden önce ortaya koydu. İlk önce parti içi barışı sağlayarak tüm örgütü tek bir amaca yöneltti, uzun zamandır ziyaret edilmeyen varoş mahallelerine ziyaretlerde bulunuldu, dinamik ve çalışan ilçe örgütleri, kadın ve gençlik kolları örgütleri kuruldu; bunlar yapılırken bendensin sendensin denmedi. Varoşlarda hizmet amacıyla Cumhuriyet Halk Evleri kuruldu ve bunlar yapılırken küçük siyasi hesaplara girilmedi; kimse ocu bucu diye ayrılmadı. Çünkü CHP İstanbul’un anlayışı gücü halktan almak üzerineydi. Kemal Kılıçdaroğlu’nun İstanbul’da yakalamış olduğu başarının alt yapısı işte böyle bir örgüttü.

Evet CHP’de bir eksen kayması var, ama bu kurucu felsefeden uzaklaşma ve Tam Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti ülküsünden bir kayma değil, CHP’nin siyaset yapma anlayışına hakim olacak örgütsel anlayışın Ankara merkezinden İstanbul merkezine kaymasıdır. Gördüğümüz kadarıyla da Genel Başkan bu konuda son derece de kararlıdır.

Not : Internet üzerinden gönüllü veritabanı oluşturuluyor. Katkı sağlamak için
http://www.chp.org.tr/GonulluOl.aspx adresini ziyaret edebilirsiniz.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı