REKLAMI GEÇ

DUANLA YAŞAMADIM Kİ BEDDUANLA ÖLEYİM

15 Aralık 2010 Çarşamba

Bu sözü bilirsiniz, daha çok yollarda kamyonların arkasında görmeye alışık olduğumuz bir cümledir bu. Bu söz şimdilerde Denizli’de bir siyasi sendikanın (Çalışanların haklarını koruması için mücadele etmesi beklenen fakat güçlüden yana olmanın verdiği rahatlıkla ve güvenle çalışan) düştüğü duruma verilecek yanıta benziyor.

Çok bilgi ve birikim sahibi olduğu her halinden belli olan Sendika Başkanı ve ekibi çıkmışlar diyor ki: “Üniversitede cami yapılma talebini neden dikkate almadınız?” Arkadaşım siz Denizli İl Müftüsümüsünüz yoksa Diyanet İşlerinin Cami Belirleme Komite Başkanı mı? Bu konuda bir talebi olan varsa bunu değerlendirecek olan İl’in Belediye Başkanı’dır, İl’in Mülkü Erkanıdır tabiki de Üniversitenin Senatosudur. Şehirde yaşayan ve sorumluluk duyan bir yurttaş ve sendika olarak Üniversitenin bilimsel ve yerel etkinliğini yetersiz bulabilirsiniz, topluma üniversite katkısını daha çok isteyebilirsiniz veya üniversitenin Eğitim Fakültesinde öğretmenlerin eğitimlerine katkı sağlayacak önerilerin dikkate alınmadığını eleştirebilirsiniz fakat bir camiyi istemek bir öğretmen sendikasının öncelikli sorumluluk sahasına mı giriyor? Demek ki sendikanız asıl faaliyet alanınızdaki tüm sorunları başarıyla çözmüş, cami kurma ve yaşatma görevi kalmış geriye. Benim naçizane önerim birincil sorumluluk alanınızda olan Eğitim’in içler acısı durumunu düzeltilmesine katkı sağlamanızdır. En son OECD ülkeleri arasında yapılan eğitim kalitesi ölçümlerinde Türkiye sondan 3. Sendikanızın varsa bilim kurulu ilk önce bunun sorgulamasını yapmalıdır.

Yüzyıllardır çözümlenemeyen bir diğer sorunumuz da asıl sorumlu oldukları alanlarda başarı gösteremeyen şahsiyetlerin kurtarıcı olarak yüce dinimize el atmalarıdır. Çünkü dünyada 2 tür siyaset çok başarılı olur ve fazla emek harcamaya gerek kalmaz : Bir etnik siyaset diğeri de dini siyaset. Avrupa Birliği’ne girme aşamasında olduğumuz ve kriterleri Türkiye tarafından kabul edilmiş bir sistemde artık kimse bu tür siyaset yapmamalı. Acaba hangi Avrupa ülkesinde bir öğretmen sendikası bulunduğu şehirde kilise yaptırmadı diye Rektör aleyhinde beyanat verir? Ne kadar garip oluyor di mi?

Son konu da Denizliyle ilgili. Bu şehir Ahilik kültürünün can bulduğu bir şehirdir. Dayanışması, birlikteliği, siyaset üstü yaşamı, ramazan’ı, kurban’ı yaşantısıyla büyük bir şehirdir. Stadlarda ilk tel örgüsü kalkan bir şehirdir, sahasında Diyarbakırspor’u alkışlayan bir şehirdir, doğudan ciddi bir göç almasına rağmen terör olaylarının yaşanmadığı ender şehirlerden biridir, cemaatlerin devasa yapılara sahip olduğu bir şehirdir, Müftü Ahmet Hulusi’nin, Hacı Mazlum Babalım’ın, Özay Gönlüm’ün yetiştiği bir şehirdir. Kim tarafından yapıldığına bakılmaksızın başarılı işlerin her zaman alkışlandığı ve taktir edildiği bir şehirdir Denizli. O yüzden Denizlilinin gözbebeği olan ve sahiplendiği Pamukkale Üniversitesine Denizli’de yaşayan birilerinin sadece kişisel kaygılarından ve ucuz siyaset yapma pahasına tavır almaları hadlerine değildir. Hele hele hayırseverler adına konuşmaları hiç hadlerine değildir.

Çok sevdiğim bir Roman atasözü var:

Köpekler istedi diye Atlar Ölmez !

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı