REKLAMI GEÇ

GARNİTÜR DEMOKRASİSİ

23 Ağustos 2010 Pazartesi

1982 anayasası askeri cunta tarafından halkoylamasına sunulduğunda % 92 gibi bir ezici çoğunlukla kabul edilmişti. O zamanki liderlerden sadece Ecevit askeri yönetime direnmiş, insanların gözaltında kaybolduğu ve ağır işkencelerden geçirildiği yıllarda dergilerde yazdığı yazılardan dolayı tutuklanıp ceza almıştı.

Şimdilerde gazete köşelerinde boy boy demokrasi havarisi, darbe karşıtı kesilen büyük demokrat(?) oda ve kurul başkanlarımıza bir çift sözü de söylemek farz oldu :

“12 Eylül ihtilalcilerini yargılanması lazım, onun için Evet demeliyiz” diyorsunuz da kaçınız 1982 anayasına HAYIR dedi. ?

İhtilalcileri “ülkemizi anarşistlerden kurtardı” diye alkışladınız mı alkışlamadınız mı?

İhtilalcilerin başı Netekim Paşa ile Cemiyet toplantılarında karşılaştığınızda nasıl bir pozisyon aldınız? Tavır alıp uzattığı eli ittiniz mi? Ben darbecilerle tokalaşmam mı dediniz?

Yine yakın zamanda Netekim Paşa’yı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Çankaya Köşkünde ağırlarken “ Abdullah Gül gibi bir şahsiyet nasıl olurda böyle bir şey yapar” diye kızdınız mı?

Tabiki bunların hiçbirini yapmadı sevgili demokrat(?) başkanlarımız. Ama trende uyup demokrasi havarisi kesilmiyorlar mı başımıza ben buna kahroluyorum; bir de çıkıp da bu adamlara “ Sen kimsin kardeşim benim adıma ne hakla konuşursun, benim fikrime nasıl ipotek koyarsın ” diyemeyen oda üyelerine.

………………………

1980 yılları bizim çocukluk yıllarımızdı, 12 Eylül tarihiyle ilgili tek anımsadığım olay darbenin olduğu gün İstasyon caddesinde arkadaşlarla maç yapdığımızdı. Gün geçtikçe yaşanan dramları abilerimizden dinledik, okuduk, öğrendik.

2000 yıllarda siyasete ilgi duyduğum yıllarda da hep merak ettiğim şuydu:
Askeri darbelerden en büyük acıyı çeken Ecevit neden bu dönemin izlerini ortadan kaldırmadı, neden 1980 darbe süreciyle hesaplaşmadı demişimdir. Solla benzer kaderi paylaşan ülkücü camia dışındaki tüm sağ kesimin darbeye alkış tuttuğunu bilmekle beraber 1960 darbesinden en büyük zararı gören Adalet Partisinin tavrı da şaşırtıcıdır aslında. Peki ya Sivas katliamı olduğunda İktidar ortağı olan SHP neden hiç bu konuları elinde imkan varken mevzu bahis etmedi?

Şimdi hakkını verme zamanı:

Samimiyetinden son derece şüphe duyduğum AKP bu konuda çok net bir tavır sergiliyor görünüyor şimdilik; eksikliği fazlasından çok olmasına rağmen.

Kaynağı belirsiz, Demokrat Gençlerden bir imzasız mail aldım geçenlerde, şöyle diyordu:

12 EYLÜL DARBESİNDE MİLYONLARCA İNSANI TUTUKLAYAN, BİNLERCESİNİ İŞKENCEDEN GEÇİREN, ONLARCASINI ASAN VE UTANMADAN MİLLETİN VERGİSİYLE EGE SAHİLLERİNDE GÜNÜNÜ GÜN EDENLERDEN HESAP SORMAK İÇİN;
DARBE ŞARTLARI OLUŞSUN DİYE, ÇORUMDA, MARAŞTA, SİVASTA, GAZİDE, HATAYDA VE DAHA NİCE YERDE KATLİAM VE PROVOKASYON YAPAN ZİHNİYETE SON VERMEK İÇİN “EVET” DİYECEĞİZ

Bu tavırların keşke onda birini 1990’larda iktidar ortağı olan SHP ve darbeye karşı duran Ecevit’in DSP’si koyabilseydi de demokrasinin kökleşmesine daha fazla katkıları olsaydı.

Şimdi bu Demokrat Arkadaşlara gönderdikleri e-postaya karşı yanıt verme fırsatım olsaydı şöyle demek isterdim: (Adı demokrat olan bu arkadaşlar tartışmak istemedikleri için bir e-posta adresi yazmamışlar ve de attıkları mail adresi de gerçek değil, nasıl demokratlıksa !)

İktidar partisinin 1980 darbe sürecini araştırmasına anayasa nasıl bir engel teşkil ediyormuş? Çoğunluk elinin altında. Mecliste araştırma komisyonu kurup ve de CHP-MHP’nin desteğini rahatlıkla alabilirler. Sanırım asıl amaç bu dönemi sorgulamak değil aslında. Eğer kapağı kaldırırlarsa ortaya kimin çıkacağını gayet iyi bildiklerinden, varlıklarını borçlu oldukları kişilere de zarar vermek istemezler. Ama makyajı ve garnütürü kim hazırladıysa tebrik etmek gerekir.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı