MAHKEME KADI’YA MÜLK MÜ?

Değil ama Denizli Barosu Sn. Adil Demir’e mülk olacağa benziyor.
Bu cümleyi bir tebessüm ifadesi yaratması anlamında kullandım; tabiki avukatlar özgür iradeleriyle tercihlerini ortaya koydular ve 5. kez Sn. Adil Demir’i Baro Başkanlığıyla onurlandırdılar..

Peki hangi gerekçeler Adil Demir’in bu yarışta galip gelmesini sağlamıştı. Bu konuda kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum:

Gözlemlediğim kadarıyla Denizli Barosu Türkiye siyasi yelpazesinin en güçlü mücadelesine sahne olan bir meslek örgütüdür, geleneksel sol ve sağ’ın kapışmasına sahne olan bir arenadır.

Bu yapıda sağ blok tek başına baro seçimlerinden galip gelememiştir. Mevcut ve geçmiş baro başkanlarının çoğu CHP içinde siyaset yapan avukatlardır. 5. kez baro başkanı seçilen Adil Demir, CHP’nin geçmiş kurultay delegesidir.

CHP üyesi ve sempatisi olan avukatların barodaki bu etkinliği kıramayan gruplar, yeni bir taktik geliştirerek Adil Demir’in başkan adaylığında kendi adaylarını da yönetim kurulu üyesi adayı göstererek CHP bloğunun parçalanması üzerine bir stratejisi geliştirmişlerdir. Bu strateji de 5 dönemdir başarı kazanmıştır.

Bunun yanı sıra Sn. Adil Demir’in 5. kez aday olmasının yarattığı antipatiye rağmen siyasi yelpazede bir uzlaşma örneğini sergiliyor olmasının önemsenmesi gereken bir durum olarak algılıyorum.

Eğer CHP karşıtı blok kendi aralarından seçilecek bir başkan adayı çıkaracak ve seçilmesini sağlayacak güce sahip olsalardı Sn. Adil Demir’in arkasına düşerlermiydi sorusunun yanıtı, Sn. Müjdat İlhan’ın ve Sn. Mustafa Pelek’in listelerinden listeyi delerek seçilen 3 yönetim kurulu üyesinde bulunacaktır.

Sn. Adil Demir’in baroda seçimlerinde göstermiş olduğu uzlaşma ve tüm kesimlerden oy alma becerisini siyasi arena da da göstermesini bekliyoruz. Biliyorsunuz önümüzde milletvekilliği seçimleri var: Üyesi bulunduğu Cumhuriyet Halk Partisine gönülden bağlılığından hiç şüphe etmediğim Adil Demir’in baro seçimlerinde ortaya koyduğu performansı Denizli siyasetinde de göstermesini bekliyoruz.