REKLAMI GEÇ

MUSTAFA KEMALİMİZ

9 Kasım 2010 Salı

“Ben, manevî miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir doğma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevî mirasım ilim ve akıldır”. Zaman sür’atle dönüyor, milletlerin cemiyetlerin, fertlerin saadet ve bedbahtlık telâkkileri bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin inkişafını inkâr etmek olur. Benim, Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmağa çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra, beni benimsemek isteyenler, bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevî mirasçılarım olurlar” diyor büyük Önder Mustafa Kemal’imiz.

Dünya siyasi mücadeleleri bir dönemi kapatıp yeni dönemin açıldığı büyük devrimlerle doludur. Büyük Önderimiz, 700 yıl hüküm sürmüş ve en son Sevr Anlaşmasıyla Anadolu’nun içinde 3 il’e sıkışmış Osmanlı İmparatorluğu’nun küllerinden bir ülke yaratıp 1938’e kadar büyük dönüşümlerin mimarı olmuştur. İşte bu yüzdendir ki gelmiş geçmiş en büyük devrimcilerdendir Mustafa Kemalimiz.

Yeni bin yılda Dünya bilgi çağından nano çağa doğru dönüşürken ve hala Dünya emperyalizmin kirli oyunlarıyla kirlenirken, Türkiye de bundan nasibini büyük ölçüde aldı. Bir proje olarak da tanımlanan neo liberal dünya politikaları, Türkiye gibi büyük bir tarihi geçmişi, jeopolitik konumu ve İslam dünyası içinde önder kimliğe sahip olma ayrıcalığından dolayı ülkemizi de ele geçirmiş durumda. Bu politikalar, karşımıza kamufle edilmiş biçimde Cumhuriyetin kurucu ve temel felsefesine saldırı olarak da çıksa da aslında Türkiye’de değişiminde önünü açmaktadır. Tam bu aşamada acaba ne oluyor, Türkiye Cumhuriyeti kuruluş felsefesinden uzaklaşıyor mu diye endişe duyanlar, mücadele için büyük uğraşılar vermektedir.

İşte bu büyük dönüşümde ve mücadelede temel direnç noktası Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran devrimlerin öncüsü Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Atatürk’ün en büyük eserim dediği CHP, Atatürk’ün 1923’de ortaya koyduğu Özgür ve Tam Bağımsızlık Türkiye ülküsünü, sahip olduğu tarihi sorumlulukla yerine getirmeye devam edecektir. Bu anlayış ve inanç halkımızda da vardır CHP’nin tüm kadrolarında da vardır. Büyük Önderimizin yukarıda alıntıladığım “ben size doğma, kalıplaşmış fikir bırakmıyorum, akıl bırakıyorum” dediği noktada değişen dünyayı iyi değerlendiren, düşmanlarını çok doğru konumlandıran ve tanımlayan bir anlayışa ihtiyacımız vardır. Büyük Önderimiz Mustafa Kemalimizi her 10 Kasım’da yas tutma olarak anmak yerine onun sahip olduğu anlayışın evrenselliğini kanıtlamaya ve bıraktığı en büyük eseri, Türkiye Cumhuriyeti’ni ve vatandaşlarını dünyanın en muasır medeniyetine dönüştürme azmine ihtiyacımız vardır.

Atatürk gibi büyük bir devrimcinin bizim önderimiz olmasından dolayı yaradanıma şükrediyorum.Allah her millete böyle bir önder nasip eylesin.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı