REKLAMI GEÇ

YENİ BİR YIL, YENİ BİR BAKIŞ

29 Aralık 2010 Çarşamba

Genç Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşunun 87. yılında bedeller ödeyerek demokrasisini doğru rotaya oturtmaya çalışıyor. Türkiye, Avrupa’nın yüzlerce yıl önce bedeller ödeyerek eriştiği demokrasi bilincine Başbakanını , Deniz’lerini, 17 yaşında Erdal’ını ve yüzlerce delikanlısını asarak veya sokaklarda kardeş kavgalarında kaybederek daha henüz gelmeye çalışıyor. Bu süreç şimdi de Ergenekon davasıyla birçok aydın, gazeteci ve yazar’ın 3 yılı aşkın tutukluluk halleriyle bir tutsaklık halinde devam ediyor.

Gelinen bu nokta itibariyle Cumhuriyet Halk Partisi de değişimden nasibini aldı. AKP gibi siyaseti başarılı oynayan bir siyasi partinin 8 yıldır iktidar olması ve gücü elinde bulundurması, CHP’de arayışların sonuçlanmasına sebep oldu. Vizyon ortaya koymadan, proje üretmeden Atatürk Devrimlerinin yok edilmesini engellemenin mümkün olmadığını çok şükür CHP’li siyasetçiler gördü.

Kemal Kılıçdaroğlu, son dönemde CHP’yi yönetenler tarafından hiç dile getirilmeyen düşüncelerin temsilcilerini parti meclisine alarak “ Biz % 20 -25 aralığına sıkışmayı bir başarı olarak görmüyoruz, o yüzden daha büyük halk kitlelerinin de sesi olmak istiyoruz” diyerek bundan sonra CHP’nin nasıl bir siyasi yörüngede olacağını ortaya koydu. Anlaşılan bundan sonra milliyetçilik refleksleri yüksek, herşeyi Büyük Önder Atatürk adına yaptıklarını söyleyenlerin belirlediği bir retorikten farklı bir söylemde CHP’yi göreceğiz. Bu söylem değişikliğini, değişimden öte var olanı yeniden tanımlama olarak da görebiliriz. CHP gibi kitle partisi olup da ana kuruluş felsefesi devrimcilik olan bir siyasi parti dünyada sayılıdır. CHP’yi statükocu ve elit bulan veya CHP’nin yeniden tanımlanmasından rahatsızlık duyanların akıllarından çıkarmamaları gereken bir durum bu, CHP’nin temel felsefesini temsil eden altı ok’dan biridir devrimcilik.

Yeni dönemde CHP’nin siyasi çalışmalarına katkı koyması beklenen 3 isim çok dikkat çekicidir:

Diyarbakır Eski Baro Başkanı Sezgin Tanrıkulu
Boğaziçi Ün. Öğretim Üyesi Binnaz Toprak
Fırat Ün. İlahiyat Fak. Öğretim Üyesi Muhammet Çakmak

Sezgin Tanrıkulu’nun bir diğer özelliği de Denizli’den sorumlu MYK üyesi olmasıdır. CHP’nin hem insan hakları konularını, hem de Denizli’deki örgütsel çalışmaları MYK düzeyinde Genel Başkan’a aktaracak kişidir. Özellikle 2011 seçimlerinden önce böyle bir sorumluluk ciddi anlam taşımaktadır. Yakın zamanda Denizli’de de göreceğimiz CHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Sezgin Tanrıkulu, “Kürt sorununu kıyılar çözer” diyerek aslında Denizli çalışmalarında Kürt sorunuyla ilgili bugüne kadar yapılmamış çalışmaları da yapacağı mesajını da iletmiştir.

Binnaz Toprak, Boğaziçi Üniversitesinde herkes tarafından taktir edilen bir akademisyendir. Farklı bakış açısı CHP’nin toplumsal bütünleşmesine katkı vereceğine hiç şüphe yoktur.

Son olarak Sayın Muhammet Çakmak’ı ele almak istiyorum. Sayın Çakmak CHP’nin mesafeli durduğu konularda son derece çarpıcı açıklamalarda bulundu. Özellikle Fethullah Gülen’le ilgili son söylemi infial yarattı denebilir. Aslında Gülen Cemaati her ne kadar siyasetle işimiz yok deseler de iktidarla 8 yıldır yaşadığı birlikteliğin bu çevre dışındaki dışavurumuydu bu tepki. CHP’nin empati yeteneğine katkı koyma anlamında Sayın Çakmak’ı çok önemsiyorum.

Tüm bu değişimin mimarı olan halkımız umarım açlığın, yoksulluğun ortadan kalktığı, ötekileştirilmeden yaşayan özgür ve mutlu bir Türkiye vizyonunda bu değişime sahip çıkar. Dünyanın en büyük 16. ekonomisi olup da gelişmişlik indeksinde 83. olmanın bedelini zenginimiz değil, yoksulluğu kader bellettirilmiş halkımız ödüyor. Hepimize düşen görev, iktidarın çektiği fotoğrafın dışındaki karede bulunan halkımıza umudun mutlaka yansımasıdır.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı