REKLAMI GEÇ

Yenilenmek lazım!

23 Aralık 2011 Cuma

Temmuz 2010’dan bu yana sizlerle buluşmamızı sağlayan denizlihaber.com haber portalı yenilenen arayüzüyle tekrar karşınızda. Başarılı gazeteciliğinin yanında usta bir kalem de olan Sedat Kurt yönetimindeki denizlihaber.com mazhar olduğu ilginin sorumluluğunu yerine getirmeye kararlı. Ben de böylesi bir misyonu olan denizlihaber.com’un bir parçası olmaktan da son derece mutluyum ve gururluyum.

Yeni dönemde ben de yazılarımın içeriğiyle ilgili değişiklik yapma arzusundayım. Özeleştirinin son derece uygarca bir tavır olduğuna inanan biriyim; bu sebepten dolayı yaklaşık bir buçuk senedir yazdığım dönemle ilgili birkaç noktaya değinmek ve sonucu paylaşmak istiyorum.

Yaklaşık dört senedir süren politizasyon sürecinden her kurum gibi ben de son dönemde nasibimi aldığımı düşünüyorum. Gücü elinde bulunduranların olayları yönlendirme ve sürece sahip olma arzuları karşısında nasıl bir tavır takınmak gerektiğini inanın bilemiyorum. Yaşananın ileri demokrasi olduğunu savunanlar toplumda nasıl bir korkunun egemen olduğunu ya bilmiyorlar ya da böylesi işlerine geliyor. Bunun en somut göstergesi polis ve savcı gibi davrananan bazı dolandırıcıların Türkiye’de trilyonluk dolandırıcılıklara imza atmasıdır. Böylesi bir durum sanırım dünyanın hiçbir yerinde ne görülmüş ne de duyulmuştur. Aslında birileri böylesi bir korku ortamından ve beraberinde sergiledikleri yalaka tavırlardan hoşlanıyor olsa da bu ülkeye yapılabilecek en büyük zararı verdiklerinin farkında değillerdir. Demokrasisi yıllarca darbelerle sekteye uğramış bir milletin çocukları olarak eğitim hayatımızın en başında demokrasinin ne olduğunu öğreneceğimize Milli Güvenlik dersini öğrenen bir nesil olarak bizlere yapılabilecek en büyük kötülük, bizi, öğrenemediğimiz demokrasi ve sahip olamadığımız vatandaşlık haklarımızdan uzak tutmak ve sindirmektir. Kimse bunun sistemli tavır olduğunu iddia edemez ama bilinçaltımıza yerleşen kayıt ne yazık ki böyledir.

Türkiye resmi bayramlarını hala devlet törenleriyle kutluyor. Ülkemizde yurttaşlar Osmanlı’dan kalan bir anlayışla devletin hizmetkarı görüldüğünde dolayı sivilleşme tam manasıyla gerçekleşemiyor. Çoğu sivil toplum kuruluşu da yiyelim içelim derneğinden öteye gidemiyor ne yazık ki yıllardır. Aslında son dönemlerde sivilleşmeyle ilgili insiyatif otaya konsa da bu sefer de toplumun zihninde herkesin bildiği başka bir vesayet türedi.

Bunları neden yazdığıma gelince;

Çevremdeki dostlarım çoğu zaman yazılarımdaki tavrı çok ürkütücü buluyorlar ve cesaretimden dolayı kutluyorlar. Ama ben de onlara bunun bir demokratik hak olduğunu bir demokraside iktidarlar eleştirilmez diye kaide bulunmadığını söylüyorum ve Avrupa Birliği hedefi olan bir ülkede bunların neden garipsendiğini anlamadığımı söylüyorum. Aksine eleştirilerimi çok sağlıklı bir tabanda yaptığımı ve doğruları da taktir etmeyi de başardığımı söylüyorum. Ama gelin görün ki bu milletin en okumuşunun dahi demokrasinin ne olduğunu anlayamadığını görünce de kahroluyorum.

İşte bu yüzdendir ki herkese bildiklerini anlatmaktan öte bundan sonra Enerji Mühendisliği ve Yatırım Danışmanlığı kapsamında yazılarımla karşınızda olacağım.

Hepinize sağlıklı, etkin ve verimli günler diliyorum

 

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı