REKLAMI GEÇ

DEVLET KİM?

19 Mart 2016 Cumartesi

Devlet kim diyerek, Devlet Bey’i kastetmiyoruz. Kendileri yüce devletimizin yanı başında ve daima müzahir. Mevzu Devlet Bey’in Reis-i Cumhur hazretlerinin her sıkıştığında ‘müzaharet ve muavenette’ bulunması değil.

Ankara’daki üçüncü katliamı dehşetle izledik. İlan edilen son ölü sayısı 37. Hastanelerdeki 100’den fazla yaralının durumuna dair açıklama yok. İki gün geçti unuttuk. Döndük Survivor’un başına, çamurda boğuşan hatunların mücadelesine.

Bugün İstiklal Caddesi’nde yine canlı bomba eylemi. Yine katliam, şimdilik 5 ölü, 7’si ağır 37 yaralı. Birkaç gün sonra bunu da unuttururlar.

PKK’lı katiller, IŞID’li katillerle aynı yöntemle yaptılar katliamları. Beyefendi “Bu teröristleri mi sevindireceğiz, biz yolumuza aynen devam edeceğiz. Ferhat Göçer kardeşimizi dinleyecektik, başka zaman dinleriz” diyerek tepkisini dile getirdi. Ne hastanedeki yaralıları ziyaret etti, ne de patlama yerine gidip ölenleri andı. Programını hiç bozmadan yoluna devam etti. Tek aksama Ferhat’ı dinleyememiş olması.

Malum, esas mevzu ‘başkanlık’. Önce başkanlığa, sonra hilafete giden yolun adım adım temizlenmesi. Ankara katliamından sonra atılan ‘Ya başkanlık ya kaos’ manşetleri teyid etmiyor mu?

Artık muhalif bir söze bile tahammülü kalmadı. Ceza kanunlarında değişiklik istiyor; “Akademisyen olması, gazeteci olması, STK yöneticisi olması, aslında o kişinin terörist olduğu gerçeğini değiştirmez… Terör ve terörist tanımı en kısa sürede yeniden yaparak Ceza Kanunu’na almalıyız. Bu mesele basın özgürlüğü örgütlenme özgürlüğü meselesi değildir… Birtakım çevreler yol ayrımı durumundalar, ya bizimle olacaklar ya da teröristin yanında yer alacaklar.”

Daha ne desin adam. Katliamı bile fırsata çevirmeyi biliyor. Kamuoyunun hassasiyetini, ceza kanununda istediği değişikliği yapmak ve muhaliflerin etrafındaki çemberi daraltmak için kullanıyor.

Dokunulmazlıklar kalkacak, önce HDP’liler, sonra beğenmediği muhalifler birer ikişer derdest edilecek. Aykırı açıklamalar yapan, akademisyen, gazeteci, STK yöneticileri ‘terörist’ sayılıp tutuklanacak. Tüm dikenler temizlenene kadar ‘durmak yok yola devam’.

Beyefendi her Allahın günü gündemi tek başına belirlemeye devam ediyor. Son olarak ‘Tayyip Erdoğan gitsin demek, Bizim tüm siyasetimizi, tüm çalışmalarımızı, üzerine bina ettiğimiz milletimizin, bayrağımızın, vatanımızın, devletimizin tek olması anlayışı yıkılsın’ demektir, diyerek devletin varlığını kendi varlığına bağladı.

Sayın büyüğümüz, biliyoruz artık devletin varlığı zat-ı alinizin ‘devletin başı’ olarak varlığına ve orada oturmasına bağlı. Artık, siz istemezseniz yaprak bile kıpırdayamaz yerinden. İradeniz, kanun gücünde değer taşır. Lakin milletçe arzumuz basit ve önemsizdir.

Şu istihbarat ve güvenlik birimlerinin, özellikle Efgan Bakan’la, Müsteşar Hakan’ın kulaklarını şöyle iyice bir çekseniz de büyük şehirlerimizi Bağdat’a çevirenlere engel olsalar. Hiç değilse ABD, Almanya gibi ülkelerin elçiliklerinin ilan ettiği bilgilerden yararlansınlar. Bakın dün Ankara’nın kalbinde patlayan bombalar, bugün İstanbul’un kalbinde İstiklal Caddesi’nde patladı, yine çok sayıda ölen ve yaralananlar var. Bu gidişe dur deme vaktidir.

Siz hiç programınızı bozmayın, yolunuza devam edin. İsterseniz Ferhat kardeşimizi dinlemeye gidin.

Biz her şeyden vazgeçtik, kanunsa kanun, anayasaysa anayasa ne diyorsanız o. Verdik gitti başkanlığı, hatta isterseniz hilafeti de getirin. Helal-i hoş olsun….

Muhalefetten ve demokrasiden yana beklentimiz kalmadı. Şu katliamları durdurun, yeter!

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı