REKLAMI GEÇ

EŞEĞİ BULMAK

29 Haziran 2012 Cuma

HSYK (aslında Adalet Bakanlığı) Haziran ayı başında yaz kararnamesini açıkladı. Türkiye’deki hakim ve savcıların dörtte biri yer değiştirdi. Çoğunun tayin talebi yok, istemediği yerlere atananın hesabı yok. Neymiş? Yargı reformu yapılmışmış. Neymiş? Hakimlik teminatı imiş. Neymiş? Bağımsız yargı imiş. Birinci sınıf hakim ve savcının disiplin kusuru ve tayin isteği yoksa görev yeri değiştirilemezmiş. Geç bunları anam babam. Artık hakim ve savcıların tayin işleri, bildiğiniz usullerle (!) göre yapılıyor. Dayı hesabı.

Arkadaşlar, yargı reformu yapmadan önce, partilere üye olanlar hakim ve savcı olamazdı. Şimdi adam iktidar partisinden belediye meclisi üyesi olmuş, aktif siyaset yapıyor ve sınavı en yüksek puanla kazanıp atanıyor. Hem de eşiyle birlikte. Nasıl ama? İşte tarafsız ve bağımsız yargı.

Aynı günlerde iş yükü az diye bazı adliyelerin de kapatılmasına karar verdiler. Güney, Honaz ve Kale Adliyelerinin kapandığı ilan edildi. Personel başka yerlere atandı. Köyleri ile birlikte, Güney’liler Buldan’a, Honaz’lılar Denizli’ye, Kale’liler de Tavas’a bağlandı. Beyağaç zaten kapanıp Kale’ye bağlanmıştı.

Adliyeler kapanınca Kale’liler isyan etti. Hemşehrilerim işini bilir. Adliye’yi kurtarmak ve geri almak için doğru zamanda, doğru kişilere ulaştılar ve kapanma kararını geri aldırdılar.

Kale Belediye Başkanı İsmail Yarımca durumu özetliyor: “… Büyüklerimize durumu anlattık. Başta Valimiz, Rektörümüz ve Milletvekillerimiz bu işe el attılar… Adliyemiz yerinde kaldı… Fakiri sevindireceği zaman Cenabı Allah eşeğini kaybettirir sonra da buldururmuş. Biz de eşeğimizi kaybettik. Şimdi yeniden bulduk.” Diyor.

Bir Kale’li olarak Adliyenin yerinde kalmasına elbette sevindim. Ama Sevgili başkanın açıklamasındaki son cümledeki sevinç bizimkisi.
Kale’lilerin Adliyesini ‘yeniden bulması’na en çok çaba gösterenlerden biri, hukukçu milletvekilimiz Bilal Uçar imiş. Ne diyelim, Helal sana Bilal! Eline sağlık.

Buraya kadar ‘yeniden bulma’ sevincimizden bahsettik. Lakin madalyonun öbür yüzü iç karartıyor. Adliyenin bir ilçede kalıp kalmaması kararını alırken, yargıyla ilişkisi olmaması gereken vali, rektör ve milletvekilleri inisiyatif alıyor. İlin başsavcısı, Adalet Komisyonu, ilçenin hakimi, savcısı bu işin dışında. Ne hoş.

2010 yılında büyük tantana ile anayasa değişikliği yapıldı. HSYK, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay yeniden dizayn edildi. Sözde bunun adı yargı reformu ve bağımsız yargı. Yargıyı herhangi bir bakanlığın şube müdürlüğü haline getirdikten sonra, bağımsızlık, tarafsızlık hak getire. Sonuç ortada. Gölgesinden korkan yargı mensupları. Adliyemizi kapatmayın bile diyemeyen adliye çalışanları.

Yargı reformunun bir parçası olarak özel yetkili mahkemeler kuruldu. ÖYM’ler birkaç yıldır ortalığı hallaç pamuğu gibi atıyor. Bu mahkemeler uçanı kaçanı tutuklayıp, yıllarca içeride tutmasıyla ünlendi. Türkiye’den ve Dünya’dan o kadar çok tepki geldi ki Adalet Bakanı ve Başabakan Yardımcısı açıklama yaptılar; “Özel yetkili mahkemeleri kaldıracağız. Yerine terör mahkemeleri kuracağız.” Ahmet İyimaya (AKP’nin hukukçu kurmayı) durur mu? Onun açıklaması şu; “Bazı hakimler kendilerini Allah sanmaya başladı.” Tövbe! Tövbe!
CHP ve MHP de ÖYM’lerin kaldırılmasını destekleyeceklermiş.
Saf mısınız kardeşim? ÖYM’ler gider, yerine terör mahkemeleri gelir. Balbay, Haberal, Alan, İlker Başbuğ, Perinçek, Tuncay Özkan, Soner Yalçın ve yüzlercesi zaten terörist (!) değil miydi?
Mahkemenin adı değişince ne olacak? Ha ‘arap hasan’ ‘ha kara hasan’!
Ya da eşeğini kaybettirip, buldurma hikayesi. Sen seç…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı