REKLAMI GEÇ

FITRAT

16 Mayıs 2014 Cuma

Başvekil hazretleri ne buyurdu?
“Bu tür kömür ocaklarında bu olanları, lütfen buralarda bu olaylar hiç olmaz diye yorumlamayalım. Bunlar olağan şeylerdir. Literatürde iş kazası denilen bir olay vardır. Bunun yapısında, fıtratında bunlar var. Hiç kaza olmayacak diye bir şey yok. Tabi işin boyutunun bu kadar fazla olması bizi derinden yaralamıştır. Bizi derinden üzmüştür. Kontrollerle de burası gerçekten gerek işçi sağlığı, gerek işçi güvenliği açısından da iyi noktadaki kömür ocaklarından birisi olarak değerlendirmesi yapılmış ve nisan mayıs’ta da çalışmalarına devam etmiş”

Ne demek istiyor?
Nisan ve Mayıs ayları itibariyle denetledik, iyi durumdaydı. Kaza kaçınılmaz, olağan bir şey, işin fıtratında kaza var. Yani, maden=kaza ve ölüm.

Geçmişten örnekler veriyor;
İngiltere; Yıl 1862, madende göçük 204 kişi ölmüş. Yıl 1866, 361 kişi ölü. Yıl 1894, ölü sayısı 290.
Fransa; Yıl 1906 dünya tarihinin en ölümlü ikinci kazası,1099 ölü.
Japonya; Yıl 1914, 687 ölü. Yıl 1963, 458 ölü.
Çin;Yıl 1942, 1549 ölü. Yıl 1960, 684 ölü.
Hindistan; Yıl 1975, 372 ölü.

Büyütecek ne var sanki? Verdiği örnekler 100-150 yıl öncesine aitmiş. Gelişen teknoloji ve iş güvenliği önlemleri sayesinde, 2.Dünya Savaşından sonra koca Avrupa’da toplu ölümlü maden kazası olmamış. Ne gam!

Soma faciasında ilan edilen can kaybı sayısı 300’e yaklaştı. Ben 400’u bulacağından hatta aşacağından korkuyorum. Maden-Sen diyor ki “Yetkililerin yaptığı açıklamaya göre madende 787 maden işçisi vardı, 274 işçi öldü, 150 işçi hâlâ madende, 75 yaralı kurtarıldı. Soruyoruz 288 işçi nerede? Katliamın üçüncü günündeyiz ve hala yerin altında yüzlerce maden işçisi kurtarılmayı beklemekte”

Buna göre ölümü duyurulan 274 can dışında, 150+288= 438 işçinin daha akıbeti meçhul! Hükümet üç gündür, kaza sırasında içeride kaç kişinin bulunduğunu bile tam açıklayamıyor. Kriz yönetimi yok, kamuoyunu teskin edecek bilgi akışı yok. Korkunç!

Kamu varlıklarının özel sektöre apar topar satışı, taşeronlaştırma ve ILO standartlarını yok sayan yasal düzenlemelerle Türkiye’de iş güvenliği diye bir şey kalmadı. İş kazaları cinayeti aştı, katliama dönüştü. İşçi hakkı, sendikacılık nanay. Ülkenin dört bir yanından iş ve maden kazaları haberleri geliyor. Yatağan termik santrali ve maden işçileri aylardır özelleştirmeye karşı sokaklarda. Dönüp bakan var mı?

Örneği daha yakından verelim. Ortopedist bir doktor arkadaşımın, her hafta birkaç yaralanma ve sakatlanma vakasına baktığı Kale’deki kömür madenlerindeki iş ve çalışma koşullarından kimin haberi var? Denizli’yi yönetenler, Honaz’daki mermer, Beyağaç’taki krom, Kale’deki kömür ocaklarının sağlıklı denetlendiğini söyleyebilirler mi?

Başvekilimiz Soma ziyaretinde kaybolan canları nasıl açıklamıştı? İşin fıtratı bu. Kendisi çok sinirli. Gelen haberlere göre ziyaret sırasında, kendisini protesto etmeye kalkanlara dayılanıp, yuh çeken yanıma gelsin demiş, bir markete sığındığı sırada, babasını kaybeden protestocu bir genç kızın kafasını tutup bizzat yumruklamış. Yaverinin tekmesi, polislerinin Soma’lılara girişmesi çok normal. İmam-cemaat misali.

Ne diyelim, Başvekimizin fıtratı da bu!

 

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

Volkan   -  Bağlantı 16 Mayıs 2014, 12:35

Dünyanın neresine giderseniz gidin böyle olaylar yaşandığı zaman sorumluları önce istifa eder,sonra yargı önünde hesap verir.Biz nasıl bir memlekette yaşıyoruz ki istifa mekanizması zaten yok,yargı deseniz hak getire.Sonumuz hayır olsun.Allah hayatını kaybeden madencilere rahmet eylesin…

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı