REKLAMI GEÇ

GREV DE NEYMİŞ?

19 Aralık 2011 Pazartesi

Birkaç gün önce Denizli Tabip Odası, Denizli Eczacı Odası, Diş Hekimleri Odası başkanları, Türk Sağlık-Sen ve Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) temsilcileri basın toplantısı yaparak 21 Aralık’ta tüm sağlık çalışanlarının yurt çapında greve gideceklerini açıkladılar. Bu haber acayip geldi bana. Ne grevi? Tuzu kuru olması gereken sağlık çalışanları neden greve çıkıyorlar? Benim bildiğim grev “ekmek parası” için yapılır. Bunların sebepleri farklı. İki başkanla görüştüm. Tutturmuşlar 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname diye.

Denizli Tabip Odası Başkanı Dr. Çağırgan, KHK ile Sağlık Bakanlığı üniversite hastanelerine el koyuyor. Yabancı hekim ve hemşire getirilmesinin önü açıldı. Serbest sağlık bölgeleri kuruluyor. Bir yıl içinde bütün kamu hastaneleri, Kamu Hastane Birliklerine bağlanacak. Kamu Hastane Birliğini genel sekreter, hastaneleri de yöneticiler idare edecek. Kamuda şimdiye kadar olmadığı kadar geniş yetkilere sahip olacak bu kişilerin herhangi bir sağlık mesleğine mensup olmaları da gerekmeyecek. 4 yıllık bir yükseköğretim kurumundan mezun olmak yeterli. Kamu Hastane Birliği’ni CEO’lar yönetecek. Bu kişiler sınırsız yetkiye sahip olup özel sektörden transfer edilecek. Hastaneler ticarethaneye dönüştürülüyor, diyor.

 

Denizli Eczacı Odası Başkanı Özen Ekiz, KHK ile Sağlık Bakanlığının ve bağlı kurumların yapısının tümüyle değiştiğini, bugüne kadar hükümetin başını ağrıtan (!) meslek odalarının işlevsizleştirildiğini, hekimler ve eczacıların bağlı oldukları odaların by pass edildiğini, denetim ve disiplin görevlerinin sona erdiğini, hastanelerin ticari işletmeye dönüştürüleceğini, 2005 yılında 70 kuruş olan muayene katkı payının, halen 8 TL olduğunu, bunun 15 TL’ye çıkarılacağını, eşdeğer ilaç farkının hastaya yüklendiğini, muayene katılım ücreti olarak 5 TL alınacağını, her reçete için ve üç kutuya kadar ( üç çeşit değil-kutu) ilaç için 3 TL ücret alınacağını, sonraki her kutu için 1 TL ücret alınacağını, tüm faturanın halka çıkarılacağını anlattı.

Hükümet 663 Sayılı KHK’yi TBMM açıkken, yürürlüğe koymuş. Anayasaya göre yasaları TBMM yaparmış, hadi canım sende! Adam artık saklama gereği bile duymuyor. İradesi kanun bundan böyle. Onun iradesi kanun olmayacak da benimki mi olacak? İşin nereye varacağı KHK ile halletmelerinden belli. Türk Tabipler Birliğinin kuruluşu yasası 1.maddesindeki “tabipliğin kamu ve kişi yararına uygulanıp geliştirilmesini sağlamak” görevini ortadan kaldırmışlar. Odalar ona buna dava açıp, düzen bozamasınlar diye. Kamu hastanelerini birlik haline getirip başına doktor olmayan has elemanlarını koyacaklar. Bu birliklerin ve başındaki heriflerin hastaneleri satmak dahil her türlü yetkisi var. Sonra hastaneler satılacak, gelsin paralar…

Bu ülkede grev unutulmuş bir kavramdır. 1961 anayasasının ve o zamanki sendikal hakların bir sonucu olarak milyonlarca sendikalı işçi vardı. Türkiye’nin 1980 nüfusu 44 milyon iken, 3 milyona yakın sendikalı işçi vardı. Bugün nüfus 74 milyon olmuş, sendikalı işçi sayısı 2 milyon küsur. 1980’lere kadar her sektörde her gün yüzlerce fabrika grevde olurdu. Grev çalışma hayatının bir parçasıydı. Son yıllarda tek bir grev haberi duydunuz mu? Uzağa gitmeyelim, Denizli bir sanayi kenti. Denizli’de özel sektördeki fabrikalarda örgütlü sadece iki sendika var. Üye sayıları toplamda bini bulmaz. Arkadaşlar Denizlide 155 bin sigortalı işçi var diye şişiniyorlar. Türkiye genelinde çalışanların sendikalaşma oranı % 5’i geçmez. Referandumla sendikaların ve örgütlenme özgürlüğünün önünü açtılar ya, al sana ileri demokrasi.

 

Sağlık çalışanları umutsuzca bağırıyor; Mücadelemiz halk içindir. Grevimize halkımızın destek olmasını bekliyoruz. Sendikalar, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, kısacası toplumun her kesiminden grevimize destek bekliyoruz.

Hasta bakıcısından, hasta bakamayan profesörlere kadar tüm sağlık çalışanları 21 Aralık’ta grev diyorlar. Ama bu grev aslında onların değil, bizim. Her gün devlet hastanelerini dolduran milyonların. Gelin bu kez farklı bir şey yapalım. Hiç değilse bir gün, 21 Aralık Çarşamba günü kendimiz için bir şey yapalım. Öncelikle o gün grevde diye doktor, hemşire, hasta bakıcı dövmeyelim. Biz uyurken haklarımız için mücadele eden odalara, sendikalara ve tüm sağlık çalışanlarına bir gün destek olalım; Acil durumlar dışında gitmeyelim hastanelere, aile hekimlerine.

Çünkü biz farkına varmasak da, onlar kendileri için değil bizim için yırtınıyorlar.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı