REKLAMI GEÇ

GÜVENLİK AMA KİME?

1 Mart 2015 Pazar

İç güvenlik paketi TBMM’den geçti. Yakında Reis-i cumhur hazretleri onaylar ve yürürlüğe girer. Mecliste yaşanan tekme tokat kavgalara, başkanın tokmağının birkaç milletvekilinin kafasında patlamasına, birkaç muhalif vekilin dövülmesine aldırmayın. Öyle böyle geçecekti bu yasa, geçti de. Geçmeme olasılığı sadece, majestelerinin veya onun izni keremi ile sadrazam hazretlerinin durun demesine bağlıydı. Hepsi bir formalitenin yerine getirilmesinden ibaret. Çünkü asıl kanun, efendimizin ferman buyurduğu anda çıkmış ve uygulanmaya konmuştu zaten.

Bundan sonra ne olacak? Muhalefet Anayasa Mahkemesine dava açacak. Haşim Kılıç’ın giderayak çırpınmasına rağmen, majestelerinin istediği aday mahkemenin başkanlık seçimini nasıl kazandı ise bu yasa hakkında da benzer bir karar çıkacak. Zaten fiilen uygulanmakta olan ‘polis devleti’ anlayışı artık yasal dayanağı ile karşımızda sahnelenecek.

Mecliste yapılan oylamalar, kavgalar, atışmalar haber olurken yasanın içeriği gümbürtüye gitti. Muhalefeti temsil eden üç partinin top yekün mücadelesi bir işe yaramadı. Yaramayacağını onlar da biliyordu. Sonuçta kim kazandı? Muhalefet, meclis oturumlarına katılıp pakete ‘meşruluk’ kazandırarak iktidarın değirmenine su taşımış olmadı mı? İlk birkaç madde oylandığında durum anlaşıldı. Muhalefet temsilcileri, nasılsa yasa geçecek ben gündeme nasıl gelebilirim, hesabıyla hareket edip işi sulandırdılar. HDP’liler (sanki paket çok umurlarındaymış gibi) kürsünün önünde oturup slogan atıp, poşu bağlarken kimi MHP ve CHP’li vekillerde bu kervana katıldı. Dikkat çekmek için kürsüye gaz bombasıyla çıkan da oldu. Arama yaparken ‘vatandaşın donunu çıkarma yetkisini’ anlatmak için kürsüde ceketi, gravatı fora edip elini kemerine atan da. Bu tür şaklabanlıklarla oyalanmak yerine milletvekilleri toptan meclisi terk edip, TBMM önünde geceli gündüzlü oturup nöbet tutsalar daha anlamlı olmaz mıydı?

Güvenlik paketinin içinden güvensizlik, baskı ve korku çıkacak çıkacak. Bu daha çok gözaltı, daha çok toma ve biber gazı, daha çok yargısız infaz, daha çok ölüm, daha çok işkence olarak çıkacak karşımıza.

Özetleyelim; Yeni dönemde adli soruşturmalarda savcılık baypas edilecek. Savcıların yetkileri valilere ve onların yetkilendirdiği amirlere geçecek. Arama için mahkeme kararına ihtiyaç kalmayacak, ifadeler karakol dışında evde, dağda bayırda, her yerde alınabilecek, molotof, yakıcı, yanıcı, boğucu, yaralayıcı ve benzeri araçlar hatta sapan ve bilye dahi silah sayılacak, bunları kullanmaya teşebbüs edene karşı silah kullanmak (infaz) mümkün olacak, kolluk amirleri 24 saate kadar, toplumsal olaylarda ise 48 saate kadar kişileri gözaltına alabilecek, hakim kararı olmadan 48 saat dinleme ve yapılan kayıtları başbakan ve bakan dahil sıralı amirlere vermek mümkün olacak, havai fişek ve sapan için 2,5 – 4 yıl, atkı, poşu, gaz maskesi, bere takıp yüzünü kapatana 3 yıl hapis verilecek.

Reis-i cumhur hazretleri daha yasa yürürlüğe girmeden valileri topladı ve talimatları yağdırdı. Toplumsal olaylar, protesto gösterileri ve basın açıklamaları hakkında ne diyor ? “Taviz tavizi doğurur. Eğer bu tür girişimler varsa tüm gücünüzle emniyet teşkilatlarıyla, jandarmamızla, her şeyle bunların karşısına dikilmek şarttır…Bizim görevimiz nedir? Bu tür eylemlere, bu tür gösterilere anında müdahale etmek ve onların müdahale alanını bir defa daraltıp ortadan kaldırmaktır. …Öyleyse biz devletin gücünü ortaya koymamız lazım. …Basın bildirisi, bahane, ya bin kişiyle basın bildirisi olur mu, bin 500 kişiyle basın bildirisi olur mu? Basın bildirisini okuyacaksan derneğinde oku veya bir salon kirala orada oku…”

İç güvenlik paketiyle güvenliği sağlanacak mevzu işte bu cümlelerde. Adam kendi iktidarının güvenliğini sağlama alma derdinde. Onun içindir ki tarihte görülmemiş bir koruma ordusu edindi. Binyüzelli odalı sarayın daimi güvenliği için 1.150 polis görevlendirildiğini biliyor musunuz? Artık “cumhurbaşkanına hakaret” diye yeni bir ağır suç tipi var. Birileri facebook, twitter dolaşıp aleyhte söz söyleyenleri saptayıp bildiriyor. Yapan anında tutuklanıyor. Hiçbir cumhurbaşkanı için bu kadar adam tutuklanmamıştı. Bu daha görevde yılını doldurmadı, önümüzdeki yıllarda cezaevleri yetmeyecek.

Bunları niye mi yazıyorum? Adam daha çok güç ve yetki için 7 Haziranda 400 vekil istiyor. Muhalefet cephesinde ise sanki bu durum kadermiş gibi, kalan 150 vekilden biri nasıl ben olurum, yarışı. Kimin vekil olduğunu ne önemi varsa?
Gözünü aç kardeşim, işte sandık önüne geliyor. Ya dur de bu gidişata, ya da ağlayıp sızlama…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı