REKLAMI GEÇ

HANGİ ABDULLAH?

27 Mart 2013 Çarşamba

Apocuğumuzun  İmralı’da yazdığı tarihi (!) mektup, Mit’in “ücretsiz kargo hizmeti” ile 21 Mart günü BDP’li vekillerin eline ulaştı. Sırrı Süreyya Bey Diyarbakır meydanında okudu. Birkaç cümlesini cımbızlayıp sonra dedikodusunu yapalım.  Ne diyor Apo bey?

Şu an görüyorum ki çığlığım her yerde duyuluyor.

Bugün yeni bir Türkiye’ye yeni bir Ortadoğu’ya uyanıyoruz.


Bugün yeni bir süreç başlıyor. Silah değil siyaset öne çıksın. Silahları bırakıp sınır dışına çıkın.  

Bugün kadim Anadolu’yu Türkiye olarak yaşayan Türk halkı bilmeli ki, Kürtlerle bin yıla yakın İslam bayrağı altındaki ortak yaşamları kardeşlik ve dayanışma hukukuna dayanmaktadır.

Tıpkı yakın tarihte Misak-i Milli çerçevesinde Türklerin ve Kürtlerin öncülüğünde gerçekleşen Milli Kurtuluş Savaşı’nın daha güncel, karmaşık ve derinleşmiş bir türevini yaşıyoruz. 

Ne kadar güzel değil mi? Onbinlerce insan meydana toplanmış, her yer sarı, yeşil, kırmızı. Apo’nun posterleri dalgalanıyor. Meydanda doğal olarak bir tek Türk bayrağı yok. Zaten gerek de yok. İçişleri bakanı Güler’in “meydanda Apo posteri taşımak suçtur, gereği yapılır” gafı da olmasa tadına doyulmaz bir organizasyon.

Bir cümlesinin altını kalınca bir kez daha çizmek isterim. “Bugün yeni bir Türkiye’ye yeni bir Ortadoğu’ya uyanıyoruz.” Doğruya doğru. ABD Ortadoğunun haritasını BOP adıyla yıllar önce çizmişti. Her şey bu haritaya göre gidiyor. Apo bunun farkında ve önemli bir aktörü olarak gereğini yapıyor.

BOP’un eş başkanlarından biri de “president” olabilmek için, gerekli desteği APO’da ve BDP’de buldu. Tam gaz gidiyorlar;  Al gülüm, ver gülüm.

Özgürlük savaşçısı Apo Bey’in duygulu mesajı Arınç Beyin gözyaşlarına boğulmasına neden oldu mu, bilmem. Ama “olumlu” bulduğunu açıkladı. Belki evde duygulanıp birkaç inci tanesi dökmüştür.

Öcalan Abdullah, projenin gereğini yapıyor. Ama geçtiğimiz günlerde Türkiye’yi ziyaret eden Kral Abdullah huzur bozuyor. Hem de birkaç damla gözyaşı ile.

Anıtkabir ziyareti sırasında Ürdün Kralının gözünden yaşlar süzüldü. Duygulandı mı, üşüdü mü bilinmez.  Gözyaşlarının  ne demek olduğunu birkaç gün sonra Arınç Bey açıkladı.

Kral bizimkinin demokrat olmadığını, otokrat olduğunu ve  demokrasi bir otobüs yolcuğudur, inmem gereken durağa gelince inerim dediğini söyleyince Arınç, “Bu adamın, böyle söyleyeceğini Anıtkabir’deki gözyaşlarından anlamıştım” diye taşı gediğine koyuverdi.

Alın size iki Abdullah. Birinci Apo’ya diyecek yok. Fakat ben İkinci Abdullah’ın BOP’tan haberi olmadığından veya Ergenekoncu olduğundan kuşkulanıyorum.

AKP binasına lav atma eylemini, DHKP C’nin  üstlenmesine, içişleri bakanının bu yolda açıklamasına rağmen Başbakan Ergenokoncuları ve CHP genel başkanını suçladı. Boşuna mı kardeşim, vardır elbet bir bildiği.

Ergenekon davalarındaki müebbet hapis istekleri, AKP’ye bomba,  Apo’ya özgürlük mücadelesi, İsrail’in Mavi Marmara özrü ve yakında gerçekleşecek hem Apo’yla hem İsrail’le kucaklaşma…

Hepsi bir bütünün parçası. Hedef BOP! Durmak yok, yola devam.

 

 

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı