
HOCANIN DEDİĞİYLE YAPTIĞI
1 Temmuz 2013 Pazartesi
Biber gazından kaçan Gezi direnişçilerinin Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi’ne sığınmasına izin veren Müezzin Fuat Yıldırım, Terörle Mücadele polislerine ifade verdi. Sebep?
Koskoca Başbakan’ı yalanlamak kimin haddine? Her mitingde her toplantıda “camide içki içtiler, görüntüler elimizde” dememiş miydi?
Müezzin Yıldırım, başka bir şubeye değil, terörle mücadeleye çağrılıp sorgulandı. Sorgusunda “Din adamıyım yalan söyleyemem. Ben cami içerisinde içki içen ya da elinde içki şişesi olan birini görmedim. Görmediğim şeyi söylemem. Belki de içen olmuştur. Onu da bilemem. Ben sadece cami dışında caminin önünde bira şişesine benzer bir şişe gördüm. Ama içeride görmedim. Biber gazından etkilenenlere cami içinde ilk yardım uygulandı.” Demiş. Bu hocaya TEM sorgusu yetmez. Müftülük de bir soruşturma açmış.
Olacakları şimdiden söyleyelim. İşi biter yakında. Eylemcilere yardım suçundan hakkında dava açılır, olmazsa sürgün edilir. En küçük hatasında işten kovulur. Bu hoca yalan söyleyemem diyor, makbul değil. Bakın ileri demokrasimizden makbul hocalık örneklerine;
Örnek 1. Diyanet, TÜİK’e bir anket siparişi vermiş. Ankete katılım ve soruları cevaplamak zorunlu. Diyanet neleri merak etmiş, buyurun sorulardan bazıları:
Hangi dine mensupsunuz? hangi mezhebe göre amel edersiniz? Misafirlikte kadınlar ve erkekler ayrı mı oturursunuz? Hangi namazlara hangi sıklıkla gidersiniz? Sarhoş olmayacak kadar içki içmek sizce günah mıdır? Evlenmeden önce flört eder misiniz? Dışarı çıkarken başınızı örter misiniz? Dini grup ve cemaatler yararlı mıdır? Allah’ın varlığına inanıyor musunuz? Alevilik, Bektaşilik, Halvetilik, Kadirilik gibi oluşumlardan birine mensup musunuz? Aileniz ne kadar dindardır? Oruç, hac, zekat, fitre, kurban kesme gibi ibadetlerle ilgili durumunuz nedir? Oy verirken adayın dindar olup olmadığını önemser misiniz? Miras paylaşımında erkeklere iki kat pay mı verirsiniz?
Örnek 2. Ordu Müftülüğü yaz tatili kapsamında çocuklar için “namaz yarışması” başlattı. Her namaz için 20 puan verilen yarışmada 40 gün sonunda en çok puan toplayan çocuklar İstanbul-Çanakkale gezisi ve tablet bilgisayar ile ödüllendirilecek. Yarışmanın kuralları arasında kız çocukları için eklenen maddede şu ifadelere yer verilmiş: “Özel günleri olan yaş grubu kız çocukları bu günlerde muaftır. Tam kılmış kabul edilir.” İlk-orta ve lise öğrencilerine yönelik bu yarışmada acaba ilkokul öğrencilerine bu madde nasıl açıklandı? Daha da vahimi yarışmaya göre, genç kızlar adetli olduğu günlerde cami imamına gidip bu durumu bildirmek zorunda kalacak. İyi mi?
Örnek 3. (Bu en iyisi) Afyon Din Eğitimi Şube Müdürlüğü’ne vekaleten atanan İbrahim Özkul, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri ile yaptığı toplantıda bakın neler söylemiş?
“Daha önce İmam Hatip Lisesi Müdürlerine söylemiştim; Sizler Milli Eğitim Müdürlerinin başdanışmanısınız. Sizler de okul müdürlerinin başdanışmanısınız. İdari yetki olsun ya da olmasın. Okul müdürü bir adım atacak, size soracak. Müdürler kusura bakmasın. Müdürler de var burada. Bundan sonra işler ve işlemler, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerinin kontrolünde gerçekleşiyor ve gerçekleşecek. Bunu Ankara da böyle istiyor. Bunu Valilik de böyle istiyor. Bunu Milli Eğitim Müdürü de böyle istiyor. Biz de böyle istiyoruz. Allah da böyle istiyor.”
Hani bir ata sözü var; Hocanın dediğini yap yaptığını yapma, diye. İşte makbul olmayan yalan söylemenin günahını çekemeyecek müezzin efendi ve makbul hocalarımızdan icraatlar. Sizce hangisini yapalım?