REKLAMI GEÇ

KALKINDIK, SIRA ADALETTE

3 Aralık 2012 Pazartesi

Partilerin kısa adları, öncelikli hedeflerini ortaya koyar. MHP’nin önceliği milliyetçi hareket mesela. CHP’nin ki cumhuriyet ve halk. Saadet Partisi, iki cihanda saadeti öncelikli sayıyor ki adına koymuş.

AKP = Adalet ve kalkınma. Kalkınma işini 10 yılda hallettiler. 2010 anayasa değişikliğinden sonra sıra adalete gelmişti. İki yıl gibi kısa bir süre içinde o iş de tamam Allah’ın izniyle.

Anayasa değişikliği ile tüm yargı organlarındaki atama işlerini yürüten HSYK’nın adı hariç tüm yapısı değişti. Önceden de eleştiri konusu olan, kurulu Adalet Bakanı ve Müsteşarının etki ve yönetiminden kurtarmak bir yana kurul üzerinde hükümetin etkisi daha da ağırlaştı. Bu yapıyla HSYK’nın yaptığı atamalarla oluşan yargı organları aldıkları kararlarla toplum vicdanını kanatmaya devam ediyor. Türk halkının adalete inanç ve güveni giderek azalıyor. Buyurun sıcacık adaleti halletme hikayeleri…

***

Konya’da bulunan Şefkat-Der adlı dernek kadınlara kurs açarak poligonda silah kullanmayı öğretmeye başladı. Dernek Başkanı, kadınlar kendilerini korumak için her yola başvuracak. Derslere poligonda atış eğitimi ile başladık. Devlet tarafından korunamayan ve öldürülen kadınlarımızın durumu bizi bu yola soktu, diyor.
Son cümleye dikkat! Devlet koruyamıyor, bu nedenle bu yola girdik, diyor vatandaş. İyi hoş kadınlara tabanca talimi yaptırıyorsun da, tabancayı nereden bulacak kadın? Hediye et bari.

***

Şimdiki açıklama daha vahim. Avrupa Yargıçlar Birliği deklarasyon yayımladı. Oluşturduğu bir komisyon aracılığı ile Mayıs ayından bu yana Türk yargısının durumunu inceleyip masaya yatırmışlar. Sonuç iç karartıyor. Başbakanın sıkça kullandığı “yargıya söyledik, gereğini yapacaktır” cümlesi yargı, yasa ve hukuka dayanır, diğer erklerin emrine değil, diyerek karşı çıkmışlar.

Avrupalı yargıçlar diyor ki;

1-Yargıç ve savcıların rotasyonu kötüye kullanılarak bir baskı aracına dönüştürülmüştür.
2-Bir yargıcın başka bir göreve atanması rızasına bağlı olmalıdır.
3-Başka bir göreve atanma endişesi, özgür karar verme yeteneğini yargıçların elinden alır ve yargı bağımsızlığına karşı bir müdahaledir.
4-Yargıç ve savcıların kendi istekleri dışında ve objektif gerekçe olmadan, bunlara karşı hukuki başvuru yolu bulunmadan yer değiştirmeleri, uluslararası standartları ihlal etmektedir.
5-Üç erk (yasama, yürütme ve yargı) birbirine yakın ve bağlantılıdır. Kuvvetler ayrılığı, tehlikeye düşmüştür. Savcıların yürüttüğü gizli soruşturmaların içeriğinin hükümet üyeleriyle paylaşılması, Adalet Bakanı’nın gerekli gördüğünde savcılardan bilgi istemesi, HSYK üyelerinin süregelen soruşturmalara ve süreçlere müdahil olmaya çalışması gibi olaylar bunu göstermektedir.
6-Türk hükümeti HSYK’nin yeniden yapılandırılması sürecinde kurula Türk yargısını temsil eden kişileri değil, hükümetin görüşlerini ifade eden kişilerin dahil edilmesini sağlamıştır.
HSYK hemen deklarasyon taraflı, diye cevap yetiştirmiş. Haksız sayılmazlar. Bu Avrupalı yargıçlar Ergenekoncu olmasın?

***

Son bomba Washington’dan. Dünya Adalet Projesi’nin (World Justice Project) 2012 yılı raporuna göre hukukun üstünlüğü konusunda, 97 ülke arasında Türkiye 71. sırada. Arnavutluk, Fas, Şili, Kamboçya, Burkina Faso ve İran bile Türkiye’den daha üst sıralarda.

İyi mi? Galiba bunlar da Ergenekoncu…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı