REKLAMI GEÇ

SAVUNMASIZ ADALET!

7 Nisan 2012 Cumartesi

Ben Avukatım,

Kaba gücün yerine merhameti, adaleti,hakkaniyeti koydum.     

İnsanoğluna diğerlerinin hakkına, mülkiyetine, hürriyetine saygıyı;

Vicdan, ifade ve toplanma özgürlüğünü ben öğrettim…

İnsan Hak ve Özgürlükleri Bildirgesini ben yazdım.

Köleleri ben savundum.

Kölelikten kurtuluş bildirgesini yayınlayan bendim.

Her ülkede, adaletsizliğe ve vahşete karşı çıkarım.

Tüm savaşlarda özgürlük için savaşan bendim….

Ben öncüyüm.(*)

Biz ilkokuldayken 4.ve 5. sınıfta, Yurttaşlık Bilgisi diye bir ders vardı. Henüz ileri demokrasi nedir bilmiyorduk. Bu derste bireysel ve toplumsal özgürlükler, demokrasi, adalet, bireyin devlete karşı hakları gibi konu başlıkları vardı. Özgürlük, adalet, bağımsızlık, ulus bilinci gibi ne kadar zararlı(!)  konu varsa anlatılıyordu.

Demokrasi için güçler ayrılığı; Yasama, yürütme ve yargının birbirinden bağımsız olması gerektiği gibi, ilkel anlatımlar vardı. Malum daha ileri demokrasiye geçmemiştik. O nedenle 10 yaşındaki çocuklara bunlar anlatılıyordu.

Yine bu derslerde yargının bağımsızlığı olmazsa olmazdı. Başbakanın deyimiyle Köy Enstitülerinde formatlanmış öğretmenler, bağımsız yargı ve adalet kavramlarıyla bizi daha 10 yaşında zehirlemişlerdi.

Hukuk Fakültelerinde ak saçlı profesörler daha beter formatladılar bizi. Adalet için iki koşul vardı BAĞIMSIZ YARGI ve BAĞIMSIZ SAVUNMA!

Savunma hakkı kutsal sayılırdı. Savunma insanlık tarihi kadar eski bir mücadeleye dayanıyordu. Cicero’dan, Socrates’ten başlayan savunmanın bağımsızlığı ve özgürlüğü mücadelesi binlerce yıldır sürmekte.

Binlerce yıllık deneyim ve mücadelenin sonucunda çıkan şu; Bağımsız yargı olmadan demokrasi olmaz. Yargının üç ayağından biri savunmadır. Savunma, avukatlık demektir. Bir ülkede avukatlık mesleğinin etkinliği ve gücü turnusol gibidir. Demokrasinin varlığını ve gücünü gösterir.

Gece vakti kapını polis çalıp  “ifaden var bizimle geleceksin” dediğinde yusuf yusuf  etmiyorsan, avukatımı istiyorum dediğinde suratına bir yumruk yemiyorsan, avukatın gelip hop kardeşim, müvekkilimin hakları var, diyebiliyorsa, suçlamalara karşı seni savunabiliyorsa, senin lehine tanık, delil ne varsa toplanmasını sağlayabiliyorsa, devletin gücü savunma karşısında durup düşünmek zorunda kalıyorsa demokrasiden söz edebilirsin.

Peki bugün ne alemdeyiz?

Silivri mahkemelerinde avukatların  bilirkişi talebini mahkeme reddediyor ve avukatlar cübbelerini bırakıp duruşmayı terk etmek zorunda kalıyor. Savunma yaparken mahkemeye veya birilerine saygısızlık yaptıkları için veya sizin anlayacağınız, boyun eğmedikleri için duruşmalardan men cezasına, hatta hapis cezalarına çarptırılıyor.

Al sana bağımsız savunma, al sana adil yargı, al sana ileri demokrasi!

Bu hafta 2-8 Nisan tarihleri arası avukatlar haftası. 5 Nisan avukatlar günüdür. Mütevazı törenlerle kutlandı. Üç gün sonra polis haftası başlıyor, 10 Nisan’da polis günü kutlanacak. Seyreylerin aradaki farkı.
(*)New York’da 1900 yılından itibaren avukatlık yapan Louis Lande’nin, Ben Avukatım adlı şiirinden.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı