REKLAMI GEÇ

SEÇİM OLMAZSA OLMAZ!

17 Ekim 2015 Cumartesi

Size seçim olacak gibi geliyor mu bilmem. İki hafta sonra sözde seçim var, ortada havası yok. Partilerde ve adaylarda bir boş vermişlik seziliyor. Seçim kampanyası ve propaganda televizyonlardan ve sosyal medyadan yürütülecek.

Propogandanın en büyüğü Ankara Katliamı ile yapıldı. Bize Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamını yaşattılar. IŞID katillerinin patlattığı iki bomba şimdilik 102 barış eylemcisini katletti. Ölenler içinde 9 yaşındaki çocuk da var, 70’lik nine de. Ankara’dan Türkiye’nin dört bir yanına tabutlar içinde acılar gönderildi, içimiz kavruldu. Bir yandan da her gün birer ikişer şehit cenazeleri gelmeye devam ediyor.

Her şey 7 Haziran seçiminin bitmesiyle başladı. Siyasi terminolojide felaket bir tanımlama var, “silahlı propaganda.” Türkiye’de son beş aydır silahlı propagandanın kralı yapılıyor. Suruç katliamı ile başlayan süreç, IŞID’a karşı başlayıp, PKK operasyonlarıyla devam ederken, (DEAŞ ya da adı her he halt ise) IŞID militanı Suruç bombacısının adı sanı belli kardeşinin MİT’i, Jandarması, Emniyeti ile koca devlet aygıtının gözünün önünde Ankara’da yaptığı katliamla sürüyor. Dilerim son olur, ancak gidişat öyle değil…

Her şey Irak ve Suriye topraklarının paylaşılmasıyla ilgili aslında. Batı ve ABD’nin Kuzey Irak bölgesinde kurdurduğu Peşmerge devleti ve kukla Irak yönetimi aracılığı ile Irak petrollerinin kaderini milyonların kanıyla yazdılar. Sıra Suriye’ye geldi. Bizimkinin eski kardeşi Esad rejimi tu kaka edildi. ABD’nin desteği ve ona bağlı olarak Türkiye’nin el altından sıvazlamalarıyla El Kaide ve uzantısı El Nusra, ÖSO ve PYD önce Esad rejimine savaş açtılar. IŞID aynı safta yer aldı. Suriye birkaç ayda kan gölüne çevrildi. Resmi açıklamaya göre iki milyondan fazla Suriye’li Türkiye’ye akın etti.

ABD’nin kontrolündeki Peşmerge, PYD, PKK organizasyonu İsrail’in de desteği ile kuzey Irak’taki kukla devletini Akdeniz’e ulaştırmak için çabalarken, zaman zaman kontrolden çıkan IŞID katillerinin eylemleri onların ekmeğine yağ sürüyor. Sözde IŞID’ı durdurmak için ABD ve batı dünyası PYD ve PKK’ya silah desteğini arttırıyor.

Karşı tarafta ise Rusya, İran ve hatta Çin’in desteğini alan Esad rejimi direnmeye devam ediyor. Al sana derinlikli ve sıfır sorunlu dış politika, hem ABD hem Rusya ile komşu olduk. Üstelik her ikisinin ve kontrol ettikleri katillerin silahlarının namluları bize dönük.

Komşu topraklarda böyle kanlı bir savaş sürüp giderken, ABD güdümlü aptalca politikalar Türkiye’yi alt üst ediyor. Milli devleti yok etmek için yıllardır uğraşan emperyalizme, iktidarda kalabilmek için her anlamda teslim olan ve her tavizi veren iktidar, pozisyonunu korumak için çok yönlü hesaplar yapıyor.

400 vekil ve başkanlık sistemi balonu patlayalı çok oldu. Şimdi tek amaç, yürütülen mezhepçi, kan ve gözyaşını önemsemeyen hatta kullanan siyasetle 276’yı yakalayıp tek başına iktidarı elde etmek. Ya da zevahiri kurtarmaya çalışmak. CHP’nin çalışmasına göre 7 Haziran’da oy kullanan 672.000 seçmen 1 Kasım listelerinde kaybolmuş. 400 bin de yeni seçmen eklenmiş. Seçmen listelerinde oynanan oyunlar endişe verici. Giden gelen bir milyondan fazla sayıda seçmenin oyu AKP’nin ihtiyacını (18-20 ilave sandalye) fazlasıyla karşılıyor. Seçim olursa bu koşullarda olacak.

Görünen o ki, 1 Kasım’da bu planın tutması çok zor. Seçimden sonra CHP-MHP veya CHP-HDP koalisyon seçeneklerini oluşturacak sandalye dağılımı veya AKP’nin çöküşü anlamına gelecek %40’tan aşağıdaki oy oranı kabus gibi çöktü üzerlerine. Seçimi erteleme seçenekleri konuşuluyor.

Sözde savaş halinde Cumhurbaşkanının bir yıl erteleme yetkisi varmış gibi. Böyle bir yetki yok. Anayasanın 78. Maddesi “ Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir” diyor. Kim erteleyecekmiş, TBMM. Demek ki yetki Cumhurbaşkanına ait değil.

Kaybetme tehlikesi varsa savaş çıkartmayı göze almaktan ve TBMM’nin yetkisini fiili durum yaratarak kullanmaktan çekinirler mi? Gözünü aç kardeşim, ortada seçim havası yoksa biraz da seçimi ertelemenin alt yapısını oluşturuyorlar. Üstelik Anayasa’da olmayan bir yetkiyle.
Seçime ve sandığa sahip çık bu sefer parça parça değil toptan gidiyorlar.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı