REKLAMI GEÇ

ŞEHREMİNİ

14 Ekim 2012 Pazar

İstanbul’un en eski semtlerinden biri. Osmanlı devrinde, padişahın şehri, emanet ettiği kişiye şehremini deniyordu. Doğal olarak, ileri demokrasi (!) olmadığı için padişah tarafından atanıyor veya azlediliyordu. Şimdi öyle mi? Mis gibi ileri demokrasimiz var. Halkımız şakır şakır seçiyor ve seçecek şehreminimizi.

Denizli Şehremanetini, (eskiden belediyenin adı şehremaneti idi) kime emanet edeceğimiz seneye belli olacak. Fakat önce nasıl emanet edeceğimize bir bakalım.

Hükümet bu günlerde Denizli’nin de aralarında bulunduğu 13 ili büyükşehir yapmak üzere kanun tasarısını ortaya çıkardı. Tasarı, hesapların çok yönlü ve incelikle yapıldığını ortaya koyuyor. Mevcut Büyükşehirlerde de birçok değişiklik yapılacak. İl genel meclisleri buharlaşacak mesela.

13 yeni Büyükşehir adayının 7’sinde muhalefet partilerinin belediye başkanları var. 13 ilin beşi Ege bölgesinde; Denizli, Aydın, Muğla, Manisa, Balıkesir. Bu beş ildeki 278 belde belediyesi kapanıp mahalle olacak.

Biz Denizli’ye dönelim. Denizli’de kapanacak belediye sayısı 68. İçinde 80 yılık kasaba belediyeleri varmış, dert değil. Hepsi mahalle olsun. Köylerin hepsi mahalle olsun mu? Olsun. Hepsi emlak vergisine, imar planına ve her türlü belediye uygulamasına girsin. Maksat bütün belediyeleri almak değil mi? Her yol mübah!

Denizli kent merkezi iki ilçe belediyesine bölünecek. Merkezefendi ve Pamukkale. İsimlerini kim koydu bunların? Neye göre seçti? Denizli’ye “yerlisi onmasın, yabancısı doymasın” diye sitem edip kenti terk eden Merkez Efendi’nin adını koyarken kim kime sordu? Kim karar verdi?

Ota boka anket düzenleyen büyüklerimiz bu konuda niye bir anket yapmadılar? Belediye Meclis Üyesi Teoman Sancar “Denizli’nin sembolü olacak, cam horozunu halka seçtiriyoruz diye iki ay milleti oyalayan iktidar, Denizli’nin geleceğini ilgilendiren Büyükşehir planını herkesten sakladı” demiş. Doğru değil mi? Yahu hiç değilse bu belediyelerin adlarını düzmece bir anketle dahi olsa halka sormuş gibi yapsaydınız ya! Hem ileri demokrasicilik oynamış olurdunuz…

Haritaya baktığınızda Merkezefendi’nin coğrafi büyüklüğü Pamukkale’nin üçte biri kadar yok. Seçmen sayısı ve nüfus büyüklüğü dengelenmiş gibi gözükse de bu şekilde kenti ikiye bölmekte bir incelik var elbette. Seçmen sayısı ve nüfusa göre İzmir – Antalya karayolunu sınır kabul ederseniz, kenti bu şekilde de dengeli olarak ikiye bölmüş olursunuz. Ana yolları esas alarak sınır belirlemek elbette çok mantıklı olur, zira imar, altyapı gibi temel belediye hizmetleri bu şekilde daha kolay planlanabilir.

Ama iş seçimlere göre yapılırsa elbette mantıklı olan bu değil. Çünkü böyle bölersen iki ilçe ve büyükşehir belediyelerinin hepsini garantilemiş olmazsın. Ne yapmalı? Öyle bir bölelim ki, 2011 haziran seçimlerindeki oyu korusak bile hepsi bizim olsun. Bu hesabı yaparken Denizli’deki belediye dahil, il genel, belediye meclisi, sivil toplum ve siyasi partiler dahil hiç kimseye duyurmayalım. Daha millet ne olduğunu anlamadan meclisten geçsin.

Yahu ne uğraşıp duruyorsunuz kardeşim. İleri demokrasinin en ilerlemiş hali sultanlık pardon, başkanlık sistemi değil mi? Onun gereği de eyalet sitemi ve “irade-i seniye” ile belirlenen eyalet valileri ve şehreminleri. Kasmayın, direk uygulayın olsun bitsin. Majesteleri kötü birini mi koyacak başımıza. Hedef 2023, durmak yok…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

nurhan   -  Bağlantı 14 Ekim 2012, 20:57

İstanbul’un Şehremini de şehir vapurlarının şeklini, rengini halka seçtirmişti.Halka sadece böyle şeyler sorulur yani.Sonuçları, çıkarları ve planları etkilemeyecek olan şeyler..Sonra kömür dağıtılır, tüm tercihler kara olur..Kaleminize sağlık, saygılar.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı