NASIL PİŞİRDİĞİMİZ DE ÖNEMLİ

Gıda yoluyla bulaşan hastalıklardan korunmak ve lezzeti arttırmak için, yemeklerin iyi pişirilmesi tercih edilmektedir. Halbuki, karbonhidratların, et ve balık ürünlerinin yüksek ısıda uzun süre pişirilmesi sağlık açısından tehlike oluşturmaktadır.

Yemek pişirme yöntemi ile bir çok kanser ve kalp hastalığının ilişkisi vardır. Örneğin; eti çok pişirerek (well-done) yiyenlerde, eti az veya orta derece de pişirerek yiyenlere göre, mide kanser riskinin üç kat daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Et ürünlerini mangalda (barbekü) veya yüksek ısı da uzun süre kızartılarak pişirildikten sonra yenmesi meme, pankreas ve bağırsak kanseri riskini arttırır.

Yemekler ne kadar uzun süre yüksek ısıda pişirilirse, sindirim sisteminde de sindirilmeden o kadar uzun süre kalır. Bu durum, hücrelerin yeterli beslenmesini engeller ve toksinlerin hücrelerde birikerek hücrelere zarar vermesine neden olur. Karaciğer ağır yük altında kaldığından, işlevini tam olarak yerine getiremez.

Hücrelerin beslenmesini sağlamak için yemekler buharda, kaynatarak veya çok düşük ısıda, 100°C geçmeyecek şekilde pişirilmelidir.

Mangal (barbeku), mikrodalga fırınlarda yüksek ısıda pişirilen veya kızartılan yemekler, çok pişirilmiş veya kızartılmış ekmek ve pastörize olmuş gıdalar, vücutta normal işlem görmezler. Bu durum, iltihaplanmalara neden olduğundan, egzema, bağırsak iltihapları, iltihaplı eklem hastalıkları, MS, kas ağrıları, hafıza kaybı, kilo vermede zorluk, sedef hastalığı, sivilce ve sinüzit gibi hastalıkların oluşma riskini arttırır.

Vücudumuz kızartılmış, pastörize edilmiş, kurutulmuş, barbekü edilmiş ve işlenmiş gıdaları iyi sindiremediğinden kabul etmez ve savunma sistemini aktif hale getirir. Bu durum, vücutta iltihaplanmalara, kansere, otoimmun hastalıklarına (vücudun kendi dokularına karşı savaş açması) neden olur.

Gıdaların düşük ısıda, buharda veya kaynatılarak pişirildikten sonra tüketilmesi, yukarıda söz ettiğim birçok hastalığın ve kanserin oluşma riskini azaltacaktır.

Sağlıklı ve güzel günlere…