KEMİK SAĞLIĞINIZDAN ENDİŞE Mİ DUYUYORSUNUZ?

50 yaşın üzerindeki her iki kadından ve dört erkekten biri osteoporoz nedeniyle kemik kırığı ile karşı karşıya kalmaktadır. Bazıları kemik kırığını yaşamakta ancak bunun farkında bile değildir. Ülkemizde son 20 yılda kalça kırığı görülme sıklığı maalesef artmıştır. Kalça kırığı geçirmiş hastaların %15-30’u ilk 1 yıl içerisinde hayatını kaybetmektedir.

65 yaş ve üzerindeki bir kadının düşmesi, yaşam boyu %50 olasılıkla hareket kabiliyetini kaybetmesi anlamına gelir. Düşen bu kadınların %20’sinin bir yıl içinde ölüm riski de yüksektir.

Birçok kadın kemik erimesi olduğunun farkında değildir, taki düşüp bir yerini kırana kadar. Bu kadar ciddi istatistiklerin olması kemik erimesinin önemli ve gizli bir sağlık sorunu olduğuna dikkat çeker.

Bu nedenle kemik sağlığı ile ilerde veya şimdi sorun yaşamamak için kendinize iyi bakmaya başlasanız iyi olur. Kemik erimesi, incelmesi bir gece de olmaz. Uzun bir süreçtir. Bakımı da emek ister.

Kemiklerinizin ve kaslarınızın gücünün yalnızca genetiğe dayandığını düşünebilirsiniz. Aslında kemiklerinizin, kıkırdağınızın, tendonlarınızın ve bağlarınızın sağlığını kontrol eden hormonlardır.

Gençken, egzersiz yaptığınız sürece kemiklerinizin ve eklemlerinizin her zaman güçlü olacağını düşünmek kolaydır. Ancak gerçek şu ki, zamanla vücudunuz daha az seks hormonu üreterek eklemlerinizdeki kıkırdak ve tendonların zayıflamasına neden olur. Bu yüzden birçok sporcu gençken yaşamadıkları yaralanmaları yaşarlar.

Hormonlar sadece kemiklerinizin değil, aynı zamanda kaslarınızın, kıkırdağınızın, tendonlarınızın ve bağlarınızın gücü ve esnekliğinde de büyük rol oynar.

Kemikler üç cinsiyet hormonuna da bağımlıdırlar – östrojen, progesteron ve testosteron – bunlar olmadan kemikleriniz kırılgan ve zayıf hale gelir. Bu seks hormonlarının yeterli seviyeleri olmadan, kemiğiniz ve kıkırdağınız zayıflar. Tendonların yeterli östrojene ihtiyacı vardır; vücudunuzda yeterli östrojen olmadığında, tendonlar daha sert ve daha az esnek hale gelir – bu, daha az esnek tendonlar şoku absorbe edemediğinden yaralanma riskini artırır.

Ligamentler ayrıca östrojen gerektirir; vücudunuzda yeterli östrojen olmadığında bağlar kırılgan ve zayıf hale gelir – bu onları yırtılmaya veya yırtılmaya karşı daha duyarlı hale getirerek bağ yaralanması riskini artırır.

Kemik kaybının bir numaralı nedeni östrojen kaybıdır. Östrojen ayrıca vücudun yiyeceklerden emdiği kalsiyum miktarını artırarak güçlü kemiklerin korunmasına yardımcı olur ve ayrıca kemiklerde depolanan kalsiyum miktarını da artırır.

Doğal olarak kemik sağlığınızı nasıl arttırabilirsiniz?

Doğru beslenin. Kalsiyumu yüksek gıdaları tercih edin. Kalsiyum en fazla yeşil sebzelerde ve doğal ortamda yetiştirilen hayvanların organik süttünden yapılmış süt ürünlerinde bulunur. Şekerden uzak durun. Proteini yüksek gıdaları, taze sebze ve meyveleri tüketin. Beslenmenize fitoöstrejen içeren keten tohumu, baklagiller, çerez ekleyebilirsiniz.

Vitamin D seviyenizin normal olduğundan emin olun. Kemiklerin güçlü olması için ve kalsiyumun kemiklere gidebilmesi için D vitaminiyle birlikte K2 vitaminini de almayı unutmayın. Magnezyum, boron gibi minerallerde kemikleri güçlendirir.

Aktif bir yaşam tarzı kaslarınızı ve kemiklerinizi güçlendirecektir. Egzersiz, her ikisi de ruh halinizi iyileştirmeye ve stres düzeylerini düşürmeye yardımcı olan kalorileri yakmanın ve endorfin salgılamanın harika bir yoludur, ancak aynı zamanda kaslarınıza ve kemiklerinize giden kan akışını artırarak onları güçlü tutmaya yardımcı olur.

Derin ve kaliteli bir uyku hormon dengesine katkı sağlar.

Hormonlarınızın denge de olup olmadığından emin olun. Profesyonel bir yardım alarak eksik hormonlarınızı biyolojik hormon tedavisi şeklinde tamamlayabilirsiniz.

Menopoz sırasında ve sonrasında kemik sağlığınızı korumak, doğru beslenme, egzersiz ve yaşam tarzı alışkanlıklarına özen gösterilmesi ile mümkündür.

Sağlıklı ve güzel günlere…