REKLAMI GEÇ

1 Mayıs’ın Ardından

2 Mayıs 2011 Pazartesi

Sabah erken saatlerinde başladı canlı yayınlar…

Taksim Meydanı’nda köşe kapmaca oynuyordu ulusal kanallar…

Taksime çıkan ana arterlerden bağlantılar… Meydandan an be anlık görüntüler… Canlı yayın konukları…

Ve şu söylemler;

Müthiş kalabalık!..
Dikkat çeken coşku!..
İş, emek, dayanışma!..
Gövde gösterisi!..
Kardeşlik!..
On binler!..

Özellikle son 5 yıldır coşku, kalabalık, heyecan, zafer, başarı, güç, gövde gösterisi gibi kavramları yalnızca iktidara yönelik kullanan, toplumun başka hiçbir kesimi için bu sözleri akıllarına bile getirmeyen ulusal televizyonların(istisnalar kaideyi bozmaz), 1 Mayıs kutlamalarına yönelik takındığı tavır doğrusu beni çok şaşırttı.

Önce haber kanallarını dolaştım bir bir…
Sonra diğer ulusal kanalları…
Hepsi canlı yayında…

Sanki yurdumun tüm görsel medyacıları toplanmış, usta bir aklın ortaya koyduğu kamera şakası yapıyor gibiydiler…

Görseniz, haktan, hukuktan, dayanışmadan, emekten bahsederken ne de şirindiler!..

**

Ve gelelim 1 Mayıs’ın kutlamalarının özüne…

Türkiye’nin dört bir yanında milyonlar alanlardaydı. İşçi bayramını kelimenin tam anlamıyla ‘bayram’a dönüştüren milyonlar…

Taksim’de, Tunceli’de, İzmir’de, Ankara’da, Diyarbakır’da, Denizli’de, Trabzon’da, emek sömürüsünü, yolsuzlukları, rantı, şifreyi, kayırmayı, kısacası iktidarı eleştiren sloganlar atan milyonların coşkusunu radikal Kürt gruplarının başını çektiği çirkin olaylar gölgeleyemedi…

**

Sabah bol miktarda aldığım 1 Mayıs canlı yayınlarının ardından kendimi öğleden sonra Denizli’de kutlamaların yapıldığı alanda buldum…

Yüksek doz, beni, 1 Mayıs’ın içine itmişti…

Talepleri özgürlük ve eşitliğin çok ötesinde olduğu gözlenen radikal Kürtçüler aynı amaçla Denizli’deki kutlamalardaydı…
‘Kürdüz… Siviliz… İtaatsiz’ sloganlarıyla açıkça belli ettikleri tavırlarını, işçi bayramıyla bağdaştırmaya çalışsam da beceremedim…

Dün bir kez daha, yaşanan gergin dakikaları izlerken içinde bulunduğumuz sürecin muhakemesini yapmak zorunda kaldım…

Halkların kardeşliği, sosyalizm, eşitlik, hak, hukuk gibi kavramlardan bahseden bir zihniyet, 1 Mayıs gibi emeğin, devrimin, dayanışmanın ön planda olduğu günde, neden etnik bir söylemi ön plana çıkarıp, alanda günü kutlayan diğer gruplarla çatışma ortamı içine girer?

Ben bu soruyu seslendirirken, asıl can alıcı soru yanımda duran bir ağabeyimden geldi.

“Hiçbir şeyin farkında değiller” tespitiyle konuya girdi ve bana şu soruyu yöneltti;

Az sayıda bir ulusalcı grup, Diyarbakır’daki 1 Mayıs kutlamalarında, şu gruba benzer bir tavır gösterseydi, acaba neler yaşanırdı?

Cevabını varın siz düşünün!

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

ali   -  Bağlantı 4 Mayıs 2012, 01:06

ödp ,emep ,tkp,sdp ,ve irilki ufaklı diger marjinal kominist artıgı afiş partileri faşist ırkçı katil bdp nin arkasında yürümekten hiç bir sıkıntı duymadılar ,dünde bunlar böyleydi bugünde ,sayın yazarım yukarda bahsi geçen afiş partileri her türlü hainligin yanında olduklarını her fırsatta dile getirdiler zaten ,kürtçüler ve bu kominist artıgı afiş partilere inat ,NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı