REKLAMI GEÇ

ALİ ADNAN-4

7 Ağustos 2010 Cumartesi

ALİ ADNAN-4

VE SİYASETE GİRİYOR!

Ali Adnan 1930’da Atatürk’ün kurdurduğu Serbest Cumhuriyet Fırkası’nda siyasete atılma kararı aldı.

Yani yaşamını birleştirdiği, bir ömür aynı yastığa baş koyduğu kadına verdiği sözü tutamadı.

Ethem kanına girdi, sonra yakınındaki hatırı sayılır kişilerin baskısı aklını baya bir karıştırdı.

Ali Adnan,
SCF’nin Aydın il örgütünün başına getirildi.
Yetmedi, Denizli il örgütlenmesini de gerçekleştirdi.
Bu arada Denizli’nin köklü aileleriyle tanışma fırsatı buldu…
Kurduğu önemli dostlukları uzun süre sürdürecekti.

Ali Adnan’ın Denizli’yle ilk teması bu çalışma sırasında olmuştu.

Yalnız Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın CHP karşısında ilginç çıkışı ve yürüttüğü sert muhalefet birden gerilimlere yol açtı.

Kemal Paşa’nın talimatıyla kurulan SCF,
birkaç ay sonra yine onun emriyle kapatıldı.

Ali Adnan’ın siyasete ilk adım attığı parti artık yoktu…

Evliyazedelerin bir diğer damadı Dr. Tevfik Rüştü Aras, sahneye ikinci kez çıktı…
-belki bunu da kabul etmemiştir ama(!)-
Ali Adnan, 1931 seçimlerine bu kez
Cumhuriyet Halk Partisi Aydın Milletvekili adayı olarak girdi.

Seçildi.
31 yaşındaydı.
Ankara’ya gittiğinde henüz lise mezunuydu.
Bir yıl sonra hukuk okumaya başladı.

Aynı yıl Cumhuriyet döneminin İzmir’deki 6. Belediye başkanı Behçet Uz oldu.

Denizlili ünlü tıp doktoru Uz da Ali Adnan gibi CHP’nin yeni siyasetçilerinden biriydi.

Vekil Menderes, görevi sırasında sık sık gittiği İzmir’de partili arkadaşı Behçet Uz’la samimiyetini geliştirdi.

Behçet Uz ile Ali Adnan arasındaki bağa gelince!
Uz Buldanlı idi…
Ali Adnan’ın ailesi içinse iki teori vardı…
biri Konya yöresinden gelip Aydın’a yerleştiği,
bir diğeri ise Denizli’den geldikleri(!)…

Bazı tarihçilere göre kökeni Denizli’ye de dayandırılan, “Çakma Aydınlı” Ali Adnan ile Buldanlı Behçet Uz’un dostlukları başlamıştı..

***

Behçet Uz’un babasının yanı sıra iki akrabası 1800’lü yıllarda aldıkları Buldan Müftülüğü görevini 1900’lü yılların ilk çeyreğinin sonlarına kadar hiç bırakmadan peşi sıra sürdürdü.

***

Kırılma 1937 Ekim’inde oldu
Gelişen dış koşullar, hariciye politikalarının önemini arttırdı.
Türkiye bir yandan kalkınma hamleleri gerçekleştiriyor, diğer yandan gerilen Avrupa ve gelişen orta doğu ve asya ile arasındaki bağları kuvvetlendirmeye çalışıyordu.

Dışişleri Bakanı Dr. Tevfik Rüşdü Aras’ın yürüttüğü politika Atatürk’ün çok hoşuna gidiyordu. Türkiye Rusya ile ciddi işbirlikleri içine giriyor, Yunanistan’la önemli bir dostluk sürdürüyor, Balkan Paktı’nın kurulmasına vesile oluyor, bu hareketiyle Sadabat paktına örnek oluyor, hatta desteklediği bir isim(!) -ki ittihat ve terakkicilerin yakından bildiği bir ailedir- Irak’ta yönetimi devirip başa geçiyordu. Irak, demokratikleşme konusunda bir ülkeyi hedef seçti! TÜRKİYE!

İşte tüm bunların mimarı Aras ile İnönü arasında dış politikada sürekli bir çatışma yaşanıyordu. Bu görüş uçurumu, 1937 Ekim’inde İsmet İnönü’nün başını yedi. İnönü, Atatürk’ün daveti üzerine Başbakanlık görevinden istifa etti. Yerine Celal Bayar’ı bırakarak.

O dönemde Atatürk ve Bayar Hükümeti’nin en ciddi sorunu ise isabetli tarım politikalarının gerçekleştirilememesi idi. Bu nedenle kabinede sürekli Tarım Bakanı değişiyor, Atatürk Aras’a bir “tarım bakanı bulmalıyız” sözünü sıkça tekrarlıyordu.

Aras’ın aklına, çiftlik ağası Ali Adnan geldi!
Onu Tarım Bakanlığı’na hazırlıyordu.
Ama bu hevesi, projesi bir yıl sonra Dolmabahçe’den gelen acı habere kadar sürdü…

Ali Adnan Atatürk 10 Kasım 1938’de ölmese belki o senenin sonunda CHP’nin Tarım Bakanı olacak, bu partinin köklü isimleri arasına girecekti!.

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı