REKLAMI GEÇ

BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ

14 Ekim 2009 Çarşamba

Bir varmııııış, bir yokmuş..
Evvel zaman içinde,
kalbur saman içinde,
develer tellal iken,
pireler berber iken,
ben anamın beşiğini tıngııııır mıngııır sallar iken,
uzak mı uzak diyarlarda,
bir şehir varmış…

O şehirde, eciş bücüş,
hobit gibi yaşayan,
ağzından salyalar akan,
gözlerinden biri pörtlemiş,
damarlarında kan yerine
yeşil sümüksü bir doku dolaşan,
iç organları dışarıda,
gazeteciler yaşarmııııışşşş…

Gözleri iyi görmediği,
kulakları iyi duymadığı,
beyni olmadığından algılayamadığı,
okuması yazması yokluğundan,
doğru düzgün yazamadığı için,
olayları hep abartan,
olduğundan farklı gösteren,
memleketine İHANET eden
gazeteciler,
yine bir gün
memleketinin başına bela olmuşlaaaaaar..

Bunlara biri dur demeliymiiiişşş
Şehrin ileri gelen ak pak insanları
Hemen koşup,
iyi mi iyi kalpli,
tamamen sağ duyulu,
yağız esmer kahramanın kapısını çalmışlaaaaar…

Ve ona demişler ki!
“Aman kahraman, canım kahraman!
Sen bizi bu hobit gazetecilerin elinden kurtar!”

Yağız kahraman
üzerine vazife
hemencik bir salma yapıp,
bir gün hepsini bir araya toplamııııışşş

Demiş ki kalın ve tok sesiyle!
“İgihüha mekoru yuha mika!
Abartiko mastrako hepü nizün mua kuya..
Ne o laka sı vaa! Tümü zan lu siz sa niuz!”

(Masalın bu kısmını çok eski bir yapıttan,
bilinmeyen bir dilde yazıldığı için, günümüz
Türkçesine çevrilemedik)

Hobit gazeteciler, yağız kahramandan
çok korkmuş veeeee

“Hikirikikiri, micimicimici, iyk iyk iyk”
gibi iğrenç ve cılız sesler çıkararak kaçışmışlar…

***

Ve memleketimin,
çalışırken sigorta aramayan,
filler tepişirken çimenlerle birlikte ezilen,
gecesi-gündüzü, bayramı-seyranı
küçük hesabı, rant beklentisi olmayan
işçinin işveren üzerindeki yükü,
yüksek girdi maliyetleri,
uygulanan kur politikaları,
global piyasa şartları,
ihracat, rekolte, verimlilik
gibi kavramları
yazdığı haberinin dışında
kendi yaşam gerçekliliğinin içinde
hiçbir yerde işine yaramayan
para için değil memleketi
ve mesleği için koşturan
gazetecileri
neredeyse bir hobit gibi algılayan
Sayın Raşit Güntaş’a
Medya adına soruyorum…

Aşağıdaki açıklamaları siz mi yaptınız?
Yoksa neredeyse
Vatan Haini
ilan ettiğiniz bizler mi?

İlk olarak eskilere gidelim…

Ekonomi D’nin 34. sayısı!
2005’in Eylül ayı ihracatını değerlendiriyor beyefendi!
Haber aynen şöyle;

Güntaş ‘Nereye kadar dayanacağız’

Eylül ayı ihracat rakamlarını değerlendiren DETKİB Başkanı Raşit Güntaş, ihracat rakamlarında görülen artışa rağmen, ihracatın ithalatı karşılama oranının düştüğünü, ürettiklerini ihraç eden Türk sanayicisinin özverisi ve dayanma gücünün nereye kadar devam edeceğinin belirsiz bir hal aldığını söyledi….

Biraz yakın zamana gelelim

Ekonomi D’nin 148. sayısı
2008’in başı… Zatıalileri 2007 ihracatını değerlendiriyor…
Ve bakın neler söylüyor;

Güntaş’tan itiraf

Güntaş, 2007 yılında firmaların, para kazanmadan bu ihracat rakamlarına ulaştığını belirterek, “Geçen dönemlerde de para kazanmadığımız ve bunu dile getirdiğimiz dönemler oldu. Ama bu kez gerçekten para kazanmadık. Daha önceki yıllarda bizler de samimi değildik, Ankara’dakiler de samimi değildi. Ancak 2005-2006 ve 2007’de çok zor şartlar altında çalıştık. Bu ağır yüklerin altından, zor şartlar altında kalkmayı başardık. Hükümetten tek beklentimiz önümüzü açması” dedi.

Hemen birkaç hafta sonrası
Ekonomi D’nin 152. sayısı
Artış beklentileri olmuş ama
Iceberg’in görünmeyen yüzüne işaret ediyor
ve hükümeti yine uyarıyor!

‘Önlemler alınmazsa,
Bu artışın keyfi kaçar’

DETKİB Başkanı Raşit Güntaş, Denizli’den yapılan tekstil ve konfeksiyon ihracatındaki yüzde 39. 57’lik artışın keyfini çıkarabilmek için hükümetin, yılın ilk çeyreğinde, ihracatçının istediği istihdam ve yatırıma yönelik tedbirleri alması gerektiğini söyledi.

Güntaş aynı yıl içinde yaptığı bir açıklamada
yine hükümete sesleniyor;

“OECD verilerine göre Portekiz’in ardından
işçinin işveren üzerindeki maliyetlerinin
en yüksek olduğu ikinci ülkeyiz” diyor
Gereken yapılsın istiyor!

Ekonomi D’nin 230. sayısı
Raşit Güntaş yine uyarıyor
Hükümetin düşük kur politikasından vazgeçmesi gerektiğini söylüyor ve ekliyor “Merkez Bankası doların düşmesine izin vermemeli!”

Ve ŞOK!

Sözkesen’in intiharının ardından çıkan haberlere
veryansın eden Raşit Güntaş, bakın bu intihar için
gazetecilere önce nasıl bir röportaj veriyor…

“Dünyada yaşanan ekonomik kriz, Funika’yı da sıkıntıya soktu. Fabrikalarımızın kapanması, sektörümüz için, ülkemiz için büyük kayıp. Yıllarca ekonomimize katkı sağlayan firmalar zor durumda. Yöneticilerimiz, hükümetimiz, iktidar, sıkıntılarımızı iyi değerlendirmeli. Bu fabrikalar, işletmeler kolay kurulmuyor. Bir kişi istihdam etmek bile çok önemli. Bir araştırmaya göre kamuda 3 kişinin istihdamı yıllık 50 bin dolara mal oluyor. Ama biz özel sektör olarak bunu daha rahat yapabiliriz. Yeter ki destek verilsin. Bir an önce ülke menfaatleri için çözüm bulunmalı”

Ben size daha ne diyeyim?

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı