
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştalar
12 Haziran 2013 Çarşamba
Onküsur gün oldu Gezi protestoları başlayalı…
Öyle tuhaf bir süreç yaşandı ki Türkiye’de, kimse olan biteni tahmin etmenin ötesinde bir çift gerçek gerekçeyi dahi ortaya koyamadı…
Onlarca ayrı sol ve sağ fraksiyon gruplar, marjinaller, Cumhuriyetçiler, siyasiler bile azınlıkta kaldı aralarında…
Durdan, kalktan anlamayan, “Yeter bea” havasındaki bu gençler, gösterdikleri dik duruş kadar ortaya koydukları parlak zeka ve mizahla da ders verdi hepimize…
Çarşı’nın yayınladığı mektupta da acayip hoş tanımladığı, kendi başına çorabını bile giyemediğini düşündüğümüz, apolitik olmasından, dünya yıkılsa umursamayışından, bakkala gidip iki ekmek almayı beceremeyişinden yakındığımız, sanal dünyanın mimiksiz insanları 90’lı jenerasyon, harbiden çalımını atıp röveşatayla taktı golünü hepimize…
Dedik ki ön yargı neme nem bir şeymiş…
İnsan olmanın, özgür birey olmanın, hukuk devletinde yaşıyor olmanın en temel unsurları konusunda tamamen umudunu yitirmiş, ‘Bu ülkeden bir şey olmaz’ modundaki tayfanın üzerindeki ölü toprağını attı…
68 ve 78 kuşağının pabucunu dama atacak denli hayret verici bir tarzla protesto sergiledi bu gençler…
‘Savaşmıyoruz barışıyoruz… Korkma anne önden gitmiyorum, hep birlikte kol kola yürüyoruz” deyip aklımızı başımızdan aldılar, ‘Yeter artık polis çağırıcam” deyip altımıza kaçırttılar…
Geçen süreçte gösterdiler ki; kimi için daha önce yaşanmamış bir tufan, kimi için fişlenmemiş düşman, kimine göre hesap edilmemiş aksilik, kimince son şans, kimine göre ön görülememiş umuttular…
Nereden bakarsan bak, çoğu birçoğumuza göre çocuktular…
Ama şu gerçek ki;
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştalar…
ÖNEMLİ NOT: Eylemlerin Türkiye’nin uluslar arası ekonomik başarısını çekemeyen dış güçler tarafından çıkarıldığına dair kesin ön yargılara yönelik tartışmalar, bence bir paranoyanın ürünüdür. Neden mi? Çünkü bu ispat edilememiş durumu paranoya kabul etmezsek, seçimlere hile karıştırıldığı, Ak Parti’nin dış güçlerin yardımıyla iktidar olduğu, ülkenin kısa süre içinde şeriatla yönetilir hale geleceği paranoyalarına hak vermiş oluruz…
Unutulmamalı ki; Enerjimizi, hangi güçlerin ne gibi emellerle kitleleri yönlendirmeye çalıştığını bulmak adına harcarsak bugünü, bunca insanın neden sokağa dökülmeye, hemencecik kandırılmaya hazır hale geldiğini anlamaya çalışırsak yarını kurtarırız…
Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir
Yorumlar
tebrik ederim güzel yazı olmuş..
o zaman enerjinizi hangi güçlerin ne gibi emellerle kitleleri yönlendirmeye çalıştığını bulmak adına harcayınız. yiğit bulut, ibrahim karagül veya sizin belirleyeceğiniz araştırmacı gazetecilerle başlayın işe. Yarınımızı kurtarmak istiyorsanız ama tarafsızca.