REKLAMI GEÇ

Gel de çık işin içinden!

17 Ekim 2009 Cumartesi

Kriz almış başını gidiyor….
Memlekette ne siyasetin,
ne sosyal yaşamın
ve ne de
ne yazık ki gazeteciliğin tadı tuzu kalmadı…

Evde hatunumun suratından düşen bin parça!
Büyük kızım küçüğe gösterilen alakadan rahatsız…
Küçük, hepten cazgır!
Sürekli kucakla, oyna dünyalar onun,
Oturmaya görsün, basıyor çığlığı…

Rahat bir nefes alayım diyorum.
Atıyorum kendimi sokaklara…
Moralim hepten bozuluyor…
Sokakta gülümseyen insan arıyor gözlerim?
Henüz bulamadı!..

Hal böyle olunca üzerime yüklenen inanılmaz stres için bir çıkış noktası buldum.
Hem de beynimi yormayacak,
beni düşünceye sevk etmeyecek,
aklımı karıştırmayacak bir çıkış noktası;

Futbol!

Denizlispor-Bursaspor maçına gittim..

Seyircinin ilgisi fena sayılmaz.
Hani derler ya; tam futbol havası!
Aynen öyleydi valla!

Yalnız garip olan bir şey vardı..
Denizlispor sahaya 9 kişi çıktı!
Hakem farkında değil, hocamız hepten kör!

İlk yarı boyunca rakip takımın en iyi oyuncusu Özden’di.
İkinci en iyi için Burak’ı gösterebiliriz.
Nasıl olmuşsa karşılaşmaya 13 oyuncuyla başlayan Bursaspor’a rağmen, Güray ortaladı, Angelov vurdu ve 1-0 öne geçtik.

Allahtan ki Özden, 3. gol girişiminde başarılı oldu ve takımı, soyunma odasına eşitliği sağlayarak girdi.

İkinci yarıda eşitlik bozulmayınca,
Bursaspor’un ileri kanat oyuncusu Burak girdi sahneye!
Elinden geleni ortaya koydu çocuk!
Helal olsun!..
İkinci yarının en iyisiydi!
Yoğun gayretiyle takımını 2-1 öne geçirdi.

Ama yetmedi..
Yeşil siyahlı Bursaspor oyuncusu, bir gayret uğraşıp rakibini 8 kişi bırakmayı başardı.
Burak’ın ara pasıyla gol tehlikesine giren Turgay’ı düşüren Coffi, kırmızı kartla oyun dışında kalmıştı.

İkinci yarıda oyundan tamamen kopan Roberts ve kırmızı kartla oyun dışında kalan Koffi’nin ardından 7 oyuncuyla maça devam etmeye çalışan horozda tam bu noktada Sağlam sahne aldı.

Basın tribününde sahaya girmesine muhtemel gözüyle bakılan ve aranan iki adam saha kenarındaydı.
Bangoura ve Murat Hacıoğlu…

Aha dedik!
Yüzümüz şimdi gülecek!

Ancak mücadele ve azmi ile göz dolduran futbolcumuz Braga ve hocamızın öve öve bitiremediği Güray kenara alınınca bir ara arkamdan bir ses duydum..
Oyuncu değişikliğindeki kararını Ertuğrul Sağlam mı, Nurullah Sağlam mı verdi?
Ben de anlayamadım.

Tüm bu yoğun kaybetme isteğimize rağmen, öldü dediğimiz Roberts bir hayat belirtisi gösterdi.
Yaşıyordu.
Aslında 7 değil, 7,5 kişiymişiz!
Beraberlik golümüzü attı!.

Denizlisporlu futbolcularımız,
maçın son dakikalarında
performansı bir hayli düşen rakip takımın iki önemli ismi Özden ve Burak’ın suratlarının da düştüğünü görünce dayanamadılar…

Zapatocyn, ordu gibi ceza alanı içine çöken takımızın tüm oyuncularına rağmen, bir rambo edasıyla, aslında çok da zorlanmadan öyle bir gol attı ki, gol sonrası ABD bayrağı göndere çekilecek sandım!

Düşüncelerimi okuyan bir arkadaş uyardı.
O Rambo değil, Zapatocyn!
Aynı zamanda ABD’li değil, Çek dedi!

Maç bitti! 2-3 yenildik!
Bir ağrı kesici istedim dostlardan!

11 kişi çıkmaya niyetlendiğimiz maça 9 kişi çıkmıştık!
Rakibimiz renkleri yeşil beyazken 2 futbolcuları nasıl yeşil-siyah forma giymişti?
Gözlemciler uyuyor muydu?
Önce öne geçtik!
Sonra beraberliği yakaladılar!
Sonra öne geçtiler!
Beraberliği yakaladık!
Sonra öne geçtiler!
Maç bitti!
Kafam bir hayli karıştı!
Valla ben çıkamadım,
Alıyorsa beynin,
gel de en çık işin içinden…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı