REKLAMI GEÇ

HANGİMİZ DAHA DELİKANLI?

23 Mart 2015 Pazartesi

Cumartesi akşamı…

Erdoğan Cumhurbaşkanlığı otobüsüyle Valilik Binası’na ilerliyor…

Otobüsten vatandaşlara hitap eden ses, “Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyor” tarzında sesleniyor…

Yer Doktorlar Caddesi…

Siren sesleri, koruma ordusu ve anonslara kayıtsız kalmayan Diş Hekimi Deniz Demirci, muayenehanesinin penceresini açıyor.

Konvoya bakıyor..
Yanında az önce tedavisini tamamladığı bir hastası da var; O.G.

Doktorlar Caddesi’nde Erdoğan’ı otobüs içinde görenlerin bir kısmı sevgi gösterisinde bulunuyor.

O bulunmuyor…
Konvoyun geçişini, hastası ve asistanıyla konuşarak izliyor…

Yalnızca izliyor..

Bir ara otobüsün üzerinde duran, elinde otomatik uzun namlulu silahı ile korumayla göz göze geliyorlar…

Koruma öyle bir bakış atıyor ki, Deniz Demirci dönüp asistanına “Bu adamlar az sonra muayenehaneyi basarlarsa şaşırma” diyor…

Asistanı gülüyor, “Yok artık” diyor…

15 dakika sonra sayıları en az 5 olan sivil giyimli erkek polis kapıya dayanıyor…

Erdoğan’a hakaret ve hatta el hareketi yaptığı gerekçesiyle gözaltına alacaklarını söylüyorlar…

Diş Hekimi Demirci, iddiaları reddediyor, dönüp asistanı ve hastasına “Onlar şahit. Ben ne hakaret ettim, ne el hareketi yaptım” diyor…

Polis üzerindeki önlüğü değiştirmesine, muayenehanesine kapatmasına bile izin vermiyor…

Gözaltı anında olmalı!…

“Hanımefendi böyle bir durum var, pazartesi X merkezine gidip ifadenizi verin” filan yok…

Ama ne var?

Şu çok ilginç çıkış var!..

Delikanlıysan hakaret ettiğini itiraf edersin!..

5 babayiğit polis memurundan biri, aslında, 1,67 boyunda, 55 kilo ağırlığındaki kadın Diş Hekimi Deniz Demirci’nin delikanlı olmadığını düşünüyor!..

Pazar akşamı cebinden arayıp konuştum Deniz Demirci’yle…

Sakinleşmiş olmalı, durumu daha sağlıklı değerlendirebilir beklentisiyle…

**

Aksi gibi daha tedirgin ve heyecanlıydı…

Neden?

Ya geleceğim? diye sordu bana telefonda…

Herkesin çocuğu var, anne-babam beni bu noktaya getirmek, yetiştirmek için nasıl emek verdi, ne büyük umutlarla çabalar sarf etti bunu hiç düşündünüz mü?

dedi ve ekledi;

Ben mesleğimi çok seviyorum…
Muayenehanemin ayakta kalması için ne büyük uğraşlar veriyorum, bunları düşünüyor musunuz?

Ya başıma gelen bu olay, benim mesleki geleceğimi olumsuz etkilerse?

Gelecekte başıma neler gelecek?

Ben kendi muayenehanemde, emek emek bu noktaya getirenlerin hakkını çiğneyip nasıl olur da kendimi böyle bir ateşin içine atacak hareket veya hakarette bulunabilirim?

Bu durum hangi akla, mantığa sığar?

Sonra gözaltına alınma biçimim dedi

Hiç ama hiç kibar değillerdi…

Israrla gözaltına alma çabaları, benim ısrarlı tepkimle karşılaşınca, bir kadın polis geldi… O üniformalıydı…

Muayenehanemi bile kapatmama izin vermediler!.

Öylece alıp götürdüler beni karakola…

**

Velev ki delikanlı çıkmadı bizim Diş Hekimi Deniz Demirci…

Bir anlık gaza gelip hakaret etti..
Hatta dayanamayıp el kol hareketi yaptı belki de Cumhurbaşkanına…
Sonra korkup, itiraf edemedi!..

Suçluysa bile, ki elinde silah, molotof, taş, ayakkabı kutusu yokken, yüzünde maske yokken, üstünde kimliğini gizleyen protest bir kıyafet yerine hekimlik önlüğü varken, saklanmaya çalıştığı bir merdiven boşluğunda yakalanmamışken, elleriyle koymuşlar gibi bulmuşken, bu ne şiddet bu ne celal!..

Ha yere yatırıp, dizinle basmış kelepçe takmışsın bir insana, ha azarlayıp çocuk gibi delikanlılık ayağı çekmişsin, ne fark eder?

Bu mudur daha demokratlığımız,
daha özgürlüğümüz,
hukuk devleti anlayışımız,
bu mudur insan hakları algımız birader?

Bu nasıl bir üsluptur yahu!
Bu hangi alemin raconudur?..

Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu’nun hangi maddesi, delikanlılık normlarını düzenliyor?..

Çok değil iki hafta sonra 10 Nisan’ı kutlayacağız değil mi hep birlikte!..

Her yer afişlerle donatılacak 3-5 güne kadar…

Üzerlerinde
Karanlıklar aydınlığa kavuşsun diye nöbetteyiz..
Her an yardımınıza koşalım diye hizmetteyiz…
Kardeşçe yaşayalım diye birlikteyiz…
Güvenin ve huzurun adresi, adaletin bekçiyiz yazan;

Üniformalı erkek ve kadın polislerin,
bir yaşlının gözyaşını silerken,
kanlar içinde bir çocuğu kucaklayıp 112’ye yetiştirirken…

Bir engelliyi yolun karşısına geçirirken,
çekilmiş fotoğraflarının bulunduğu afişlerle…

Peki hangisi polis bu arkadaşların?

O afiştekiler mi, yoksa 5 erkek polis olarak girdikleri muayenehanede 55 kiloluk kadın diş hekimine delikanlılık dersi verenler mi?

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

vs   -  Bağlantı 23 Nisan 2015, 23:14

hm demekki kendine yontmuş sözde adaletini bu iktidar…
insanları kutuplaştırmak bu… gerçekten dikdatör dendiği kadar var uygulamadı saçmalıklarından.
” bi kavme kininiz bile olsa sizi adaletizlik yapmaya sevketmesin” ayeti kerimesi dikkat

muharrem   -  Bağlantı 23 Mart 2015, 19:01

Kutlarım sizi. ellerinize sağlık.

Volkan   -  Bağlantı 23 Mart 2015, 14:44

O gün Deniz Hanım’ın muayenehanesine gelen polislerin delikanlılığını,polis kimliklerini ve bellerindeki devletin ruhsatlı silahını çıkardıktan sonra görmek isterim.İçlerinden hangisi Sn.Deniz Demirci kadar delikanlıdır acaba?Ama geçecek bu günler.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı