REKLAMI GEÇ

KARmaKARışık

13 Aralık 2010 Pazartesi

Hakkari değil
Diyarbakır değil
Denizli kardeşim
Rakım belli 450-550 arası!

***

Merkeze 40 dakika uzaklıkta Serinhisar
ama dün ve ondan önceki gün
birkaç çağ vardı aramızda…

İlçeye kar yağdı,
önce elektrik sonra su gitti…
ardından Denizli ile bağlantısı…

Sanırsın asrın felaketi yaşanıyor…

Elektrik ve su olmayınca ilçedeki fırınlar da iptal oldu haliyle, ekmek de yapılamadı anlayacağın. Adamlar hem dondu, hem susuz kaldı, yetmedi aç bıraktılar.

Ortalık KARmaKARışık!

Egenin ortasında bir orta çağ KARanlığı!..

Elektrik dağıtımcımız sınıfta kaldı!
Serinhisar Belediyesi hepten tasdiknamelik…
Sosyal Hizmetler, şu… bu…
saymıyorum bile adlarını…

***

Siyaset de kara kıştan farksız!

18’in de kurultaya gidiyor örneğin CHP…
Ali Rıza Ertemür için süreç karmakarışık…

***
MHP seçimde 2 yapmak için,
Ümit Bahtiyar’ı
ikinci sıradan aday yapmakta kararlı…

Ama hala
“O olmasın da ben olayım”
diye uğraşan bazı görme engelliler var…
(ileriyi-gerçeği görme engelliler)

Tabanda kafalar karmakarışık…

***

AKP’de evdeki hesap ile
çarşı arasında sıkıntılar var…
Başrole niyet,
yardımcı oyunculuğa kısmet…

Teşkilatta kafalar karmakarışık…

***

İyisi mi sizle bu havalar için 2006’da yazdığım bir şiiri paylaşayım…
Ruh halinize de karıştırayım…

BEYAZ

Beyaz beyaz,
pul pul dökülür
şehre kor pembe gökyüzü..
ve annemin hünerli elleri gibi
uzanır üstümüze..

Buralarda
çetin olmaz karakış
tanrıdan..
öyle usul usul,
incecik bir çarşaf gibi
örter kenti..

Gecenin karasını
beyaza boyar,
o kadar..

Ne zaman kar yağsa
bu kente,
otomobillerin boşalttığı yollarına
yalnızlık akar
ve kar suyu kadar
arı gözyaşım..

Geçmişi düşünmek
güzel de olsa,
keskin bir bıçak gibi
iz bırakır yürekte..
sürekli kanayan
kabuklu yaraya döner

ve ne zaman kar yağsa
yüreğim kanar,
canım yanar,
ağlarım..

Görürüm yalnızdır
sokakta ya bir kedi
ya da ömrünün son deminde
bir it,

İt gibi üşürüm
elimde sigara
içimde çocukça bir sevinç..

Sonra
varoşlarını düşünürüm..
..düşünürüm
kentimin yoksul insanlarını..

Onların çıplaklığı içimi ısıtır,
yüreklerinin korunda üşürüm..

ve elektrik tellerinin üstü beyaz;
vagonları kar yüklü trenleri taşıyan
demir yolları gibi uzanır
tek katlı evlerin
çatılarını süpürerek..

ve ben hala yedisinde
haylaz bir çocuk,
yılın ilk karını
pencereden izlerim,
gülümseyerek..

Biraz daha fazla yağsa kar,
bilirim,
çocukluğumu geçirdiğim mahallenin
sokaklarında,
sabaha,
beyaz oyunlara
dalar küçüklüğüm

Sabaha benim gibi
binlerce çocuk sokaklara çıkacak
ve ne hikmettir
kuru soğukta
elimi ısıtan eldivenlerim
yine daha ilk kartopunu
yaparken ıslanacak..

ve alev alev yanan soba değil
günün bitiminde beni,
karşısına sırılsıklam çıktığım için
hak ettiğim annemin dayadığı da ısıtacak..

En fazla birkaç gün sürer ömrü,
bu kentte karın

sonra beyaz oyunlarımız
kanalizasyonlara karışır..

koca kentin
kar suyunu içine alan mazgallara
bir tek çocukluğumuz takılır..

2006-DENİZLİ

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı