N’oldu? Hani Evren’i yargılıyorduk?

Hani 13 Eylül’de
yeni bir Türkiye’ye uyanıyorduk?

Noldu?

Hani Evren’i yargılıyorduk,
hesap soruyorduk 12 Eylüllerden!

Darbeden,
muhtıradan,
cuntadan,
işkenceden,
geçmişimizden,
derin devletten,
çetelerden,
mafyadan,
kontrgerilladan
rus işbirlikçileri
emperyal uşaklar
kan emicilerden
aç yırtıcılardan
suyu zehir bıçaklardan

Ulucanlar’da Adalı’yı asan,
Mamak’da ülkücülere işkence yapan,
Diyarbakır Cezaevi mahkumlarını
kanalizasyon arklarında yüzdüren
ama daha önce
Çorum’da
Maraş’ta
kardeşi kardeşe kırdırandan
hani bunların hepsinin hesabını soruyorduk?

Noldu?
Unuttunuz mu?

Noldu 60 günlük devrimci,
demokrat,
özgürlükçü kişiliğinize?

Enternasyonalist sosyalist tavrınıza noldu?

Ey benim
işçisine sendikasızlık şartı koşan iş adamım!
Sivil toplum örgütü,
sendika
ve de
meslek odasında açıktan siyaset yürüten başkanım;

Hukukçum,
akademisyenim,
dokuz ışığı bırakıp
yeşil dolara sarılmış eski ülkücüm,
iş hayatında kapitalist,
rekabette tekelci,
içki masasında devrimci arkadaşım noldu?

Hani her gün biriniz,
çıkıp iktidar gazetelerinin manşetlerine
“EVEEEEEET” diye bağırıyordunuz!

Canım ülkemin
demokratikleşmesi konusundaki
rolünüzü
ne çabuk unuttunuz da
türbanı tartışır oldunuz yine yeniden!

Türban konusunda sana,
benim adıma savunduğun
demokratik haklarımdan
güç alarak
bir söylem de bulunayım mı?

Sen beyninin içindeki kara çarşafı çıkarmadıkça, anamın başındaki “türban sorununu” çözemezsin!