REKLAMI GEÇ

ÖMER ZÜLFÜ!

4 Ekim 2010 Pazartesi

O’ndan nasıl bahsetmeli ki bir insan?

Her defasında daha fazla
acıtırdı yüreğimizi bu arayış..
oysa “Mutlu aşk yoktu(r)!”
bilemezdik…

Ve hiçbir “VEDA”
bu kadar hüzünlü olmadı bizim için…
Gözlerimizden süzülenleri belki ama
O’na dair içimize akıttıklarımızı
silemezdik…

“Engereğin Gözündeki Kamaşma”ydı
geçmişe baktığımızda gözümüzü alan,
avcının bir gün gelip av olabileceğini
-bu denli çırılçıplak-
göremezdik…

Yiğitlerimizi, aslanlarımızı yitirdiğimizde
ve göz ucuna karıncalar toplandığında
on dördünde bir gencin,
yerde cansız öylece yatan

Yada yenice bir bebek,
dünyaya geldiğinde
ve yaşama sırası ona geçtiğinde

Özgürlüğümüze doğru
çıktığımız yolculukta..
yanımızda olan,

Bizle birlikte
dönenlere rağmen inadına
dönmeden ilerleyendi O!

Ve en çok da kendi yoldaşları
tarafından eleştirildi belki

O’na konan ambargoları bilmez,
ardından döndürülen dolapları görmez,
yerli yersiz ortaya atılan lafların amaçlarını
fark etmez sananlara inat
bugün O’nu yazasım var;

***
38 albüm
13 kitap
4 film
Yayımlanmış yüzlerce makale

Çoğu uluslararası
otuza yakın ödül,

Müzik,
edebiyat,
sinema,
ve siyaset!..

Uluslar arası ilişkilerde
üstlendiği sosyo-politik roller…

Şiddet,
fanatizm
töre cinayetleri,
Türk Yunan dostluğu,
ırkçılık,
evrensel kültür,
dünya barışı ve kardeşliği (UNESCO),
insan hakları,
ve çok tabiî ki sanat,
ve edebiyat alanında yapılan araştırmalar/çalışmalar…

Ulusal ve uluslararası
birçok sivil toplum örgütünün kuruculuğu
ve üst düzey yöneticiliği…

Konferanslar,
paneller,
çalıştaylar,
oturumlar,
araştırmalar,
makaleler,
besteler,
enstrümanlar,
siyaset koridorları,
meclis salonları,
üniversite kürsüleri,
sahneler,
notalar
ve geçmişte,
soruşturmalar,
gözaltılar
ve her daim insanlar
ve onların öyküleri arasında geçen bir ömür…

Eksiği vardır elbette
ama fazlası yoktur yazılanların!

“O’nun ezgileriyle
uyuturmuş bizimkiler beni”
diyordu Elçin, röportajında…

Ben de öyle yapıyorum
doğduğundan beri…

biri “Memikoğlan”
“Nefesim nefesine” diğeri

O’nun ezgileriyle uyutuyorum
küçük kızım Deniz’i…

Tıpkı büyük kızım
Eylül’ü uyuttuğum gibi…

Kıskanın diye yazmıyorum
ve ne olur yanlış anlamayın
bu son sözlerimi;

Ama Cuma günü hep birlikteydik
13 yıl aranın ardından
Ben,
binlerce Denizlili
ve Ömer Zülfü Livaneli…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı