
OYSA!..
18 Ağustos 2009 Salı
Güneş ufukta kızarınca iyice
Önce gölgelerimiz uzamıştı
Hangimizin gölgesi daha uzun diye tartışıyorduk
Oysa güneş çoktan batmıştı
Rüzgar usuldan usuldan estiği vakit
Önce sessizce saçlarımızı okşamıştı
Hangimizin saçı daha havalı diye atışıyorduk
Oysa fırtına çoktan kopmuştu
Bir kibrit çakıp yaktığımızda mumları
Ellerimizin gölgesi duvarlara düşmüştü
Hangimizin oyunu daha fiyakalı diye kapışıyorduk
Oysa mumlar çoktan sönmüştü
Bir tarla kaldığında dededen yadigar
Ortak bir öküz tarlamızı sürmüştü
Hangimizin hissesi daha çok diye sürtüşüyorduk
Oysa öküz çoktan ölmüştü
Kerbalaya mal taşıyordu kervanlar
Sahipleri, malamızı masatımızı kürümüştü
Nasıl da biçare it gibi ürüyorduk
Oysa kervan çoktan yürümüştü
Anadolu’dan Avrupa’ya uzanmaktı savımız
Bizi bu düşünceye sevdamız itmişti
Hangimiz önde gidecek diye itişiyorduk
Oysa atı alan çoktan Üsküdar’ı geçmişti
Ey sevgili medya,
canım siyaset kurumu,
yurdum insanı,
STK’lar ve odalar…
Güzel ülkem!
Biz;
hala tartışa, kendi kendimize atışa,
ilk fırsatta kapışa, aynadaki aksimizle sürtüşe,
it gibi ürüşe, çocuk gibi itişe duralım…
“Oysa güneş çoktan battı, fırtına baya bir koptu,
mumlar çoktan söndü,
öküz bir hayli uzun zaman önce öldü,
kervan aldı yürüdü, atı alan Üsküdar’ı geçti…”
demek için bile
çok geç olmamışken
Bu ölü toprağı içinde bekleyişiniz niye?