REKLAMI GEÇ

SESİMİ DUYAN VAR MI?

25 Ekim 2011 Salı

Denizli’de de olacak dedi, Timuçin.

Dün duyurduk gazeteden…

Çünkü Van’da olacak demişti, çıktı…

Şimdi ister buna ‘şaklabanlık’ deyip kulak tıkayın, ister ciddiye alın ama bakakalmayın…

Ben kentimin sokaklarını arşınlarken yığılıp kalmış binaların arasından çıkan yaşamların öyküsüne tanıklık etmek istemem çünkü…

Ölüm…
Yok olmuş,
Yerle bir olmuş hayatların haberleri haz vermiyor bize…

Sanıldığının aksine acı veriyor…

Gazeteci her gördüğü hüznü, acıyı, kederi manşet yapmak için can atmaz, bazılarının uydurduğu gibi…

Babadır,
Evlattır,
Annedir,
Kardeştir en nihayetinde…

Etten kemikten varlıktır…

Hele hele görmüşse bir depremin en çarpıcı boyutunu, yaşamışsa, tanık olmuşsa acıları/acılara…

**

17 Ağustos 1999’du

Saat 18.00’di

Yalova merkezde bekliyordu İzmir temsilcisi bizi…

Manisa’dan arkadaşımla girmiştik o saatte kentte…

Girişte anlayamadık vehameti.

Ama sokaklar boyunca ilerledikçe…

**

Günlerim geçti Yalova’da

Binlercesini gördüm, enkaz altında noktalanmış hikayelerin…

Onlarcasına tanık oldum, inadına yaşama tutulmanın yol açtığı mucizelerin…

Haber yaparken, küfrettiğim de oldu, salya sümük ağladığım da…

**

Kendimi hayatımın hiçbir alanında bu kadar çıplak hissetmemiştim…

Çırılçıplak, çaresiz bir insan gibi…

Hele hele bir arama kurtarma görevlisi,
depremin üzerinden üç gün geçmiş olmasına rağmen,
bir enkazın siyah, ölüm boşluğuna eğilip
“Sesimi duyan var mı?” diye seslendi mi….

**

Dilerim hiçbir meslektaşım, ne benim memleketimde ne de dünyanın herhangi bir coğrafyasında böylesine derin acılara tanıklık etmez…

**

En çok da şu yanı koyar bana…

Yetişkinler umrumda bile değil açıkçası,

Çünkü, adı, yaşı, rengi, dini, dili, ırkı her ne olursa olsun
çocuklar, ölümü hiçbir zaman hak etmez…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı