SÜMÜK
4 Ekim 2011 Salı
Epitelyum hücreleri,
mikroplar,
tozlar
ve bir miktar sudan oluşur…
**
Suyun azlığı ve çokluğu,
onun yoğunluğunu belirler…
Bazen su gibi olur,
bazen lastik gibi…
**
Kuruyunca kalın ve yapışkan bir kabuk halini alır…
**
Aslında önemli bir görevi vardır…
Burun içinin nemli kalmasını, böylelikle burna kaçabilecek yabancı maddelerin tutulmasını sağlar…
**
Burun sürekli olarak üretir…
Önemli bir kısmını yutarız…
**
Viral enfeksiyon ve bakteriyel bir hastalık yaşadığımızda, sarıdan yeşile değişen bir renk alır…
Viral enfeksiyonun ilk evreleri, yani birkaç gün boyunca, oldukça akıcı ve berrak bir hale bürünür…
Burnumuzda tutmakta inanılmaz zorlanırız…
**
Ağzımızdan gelenine balgam deriz.
Balgam, onun boğazda çoğalması ve ciğerlerimizdeki akıntılarla karışmasından oluşur…
**
Ülkemizde özellikle sosyal yaşamımızda sıkça karşılaşırız.
Kaldırımın tam ortasında,
Bir kafeteryada,
oturduğumuz sandalyenin altında,
Umuma açık her nevi tuvalette…
Vıcık vıcık,
yapışkan,
koyu,
sarıdan yeşile çalan,
tüylerimizi diken diken,
midemizi alt üst yapan,
sinirlerimizi geren,
iğrenç,
berbat bir şeydir…
**
Okurken mideniz kalktı değil mi?
İçinizden bastınız küfrü belki de…
Asabınız bir hayli bozuldu!..
Yuh diyeniniz bile oldu…
Bu kadarı da fazla…
**
Ama çok özür diliyorum ki,
ülke gündemini takip ederken
yaşadığım hissi,
size anlatmanın başka yolunu bulamadım…