BOMBA PATLASAYDI!…
5 Mart 2018 Pazartesi
An itibariyle bir kez daha anladım ki terörizm dünyanın en kirli, en iğrenç faaliyetidir…
Terörün her fırsatta, her boşluğu değerlendirip, en ufak, en savunmasız anımızda bile bizi bir ölümün pençesine atabilecek potansiyelde olduğunu bir kez daha fark ettim…
Denizli Büyükşehir Belediyesi’nin sinyalizasyon görevlisinin dikkati olmasa yaşanabilecek bir felaketin boyutlarını, ihtimallerini düşünürken dahi tüylerim diken diken…
Cuma akşamı on binlerce Denizlilinin bir anda pür dikkat kesildiği patlamanın ardından yaşananlar, öğrendiklerimiz, aklımıza gelen ihtimaller filan öyle kulak arkası edilecek cinsten değil…
Önce habercilik refleksiyle, hedefte o gün Denizli’ye gelen bakan ve Jandarma Genel Komutanı olabilir diye düşündük ki zaten hava muhalefeti nedeniyle yedek güzergah olarak belirlenen karayolunda geçiş noktalarından biriydi…
Dolayısıyla, güvenlik güçlerinin ilk değerlendirdiği ihtimallerden biriydi.
Sonra ve en güçlü ihtimali yazdık Denizlihaber.com olarak;
İlk tespitlere yönelik duyumlarımızla birlikte polis noktasına yakınlığı, trafik ekiplerinin o kavşakta mesai giriş ve çıkışlarında görev yapması filan…
Hepsi muhtemel hedefler listesinde ilk sıraya sürüklüyordu bu ihtimali…
Ve fakat aslında zaman geçtikçe netlik kazanan ayrıntılar!..
1. Örneğin, patlayıcının trafik lambasına elektrik panosu gibi monte edilmiş olması…
2. Çok sayıda kameranın kayıt yaptığı bir noktanın seçilmiş olması ki bu sayede kameraların, yani güvenlik güçlerinin gözü önünde patlayıcıyı yerleştirirken, “BU KADARI DA OLMAZ” dedirtecek bir rahatlıkla; dolayısıyla ters köşe yapıp, şüpheli görüntüsünü azaltma profesyonelliği…
3.Patlayıcının yerleştirildiği nokta açısından çok kritik bir güzergah olması…
a. Kent protokolünün yoğun olarak kullandığı bir kavşak olması…
b. Hafta içi trafik ekiplerinin mesai giriş ve çıkışlarında polis noktası olarak kullandığı bir kavşak olması…
c. Askeri araç ve personelin de geçiş noktalarından biri olması…
4. Her ne kadar zaman zaman yapılmış üst düzey ikazlar olsa da yine de terörizmin genel itibariyle seçeceği ilk sıradaki illerden biri olmamamız. Bunun verdiği rahatlık.
Bazen çok tecrübeli olmak, iyi öngörmek anlamına gelmez çünkü…
Dolayısıyla tüm bunları birleştirince saldırı ve veya gözdağı hazırlığındaki o kirli, barut kokulu, kanlı ellerin öldürmeye yönelik gayet profesyonel olduğunu söylemek mümkün…
Bu profesyonel ölüm makinelerinin Denizli’yi niçin seçmiş olabileceğine dair ihtimaller, Cuma gecesinden bu yana en çok konuşulan konular arasında.
Bugün o konulara en tüyler ürperteni eklendi…
Denizli Komando Tugayı’nın çok sayıda askeri sabah saatlerinde Afrin’e uğurlandı.
Metalle tesiri arttırılmış yaklaşık 1 kilogramlık el yapımı patlayıcının konulduğu kavşağı kullanarak çıkış yaptı kentten askerlerimiz…
Kayseri’de Aralık 2016’da gerçekleştirilen hain saldırı geldi şahsen benim aklıma. Hani şu 14 askerimizi çarşı iznine çıkarken şehit eden PKK’lı teröristlerin halk otobüsüne yaptığı bombalı saldırıdan bahsediyorum.
Belki de o belediye personelinin dikkati, böylesine çirkin bir saldırının önüne geçti…
Keza bomba düzeneği fark edilmeden günler önce oraya yerleştirilmişse, beklenen hedef; olası askeri sevkiyat olabilirdi.
Komandolara yönelik Denizli gibi ters köşe yapılacak bir bombalı eylemle daha büyük bir sansasyon yakalamayı hedefleyen çirkin beyinlerin, hedeflerine ulaşamaması sevindirici.
Ama dilerim bu olay, bundan sonra özellikle kentte bu mevzular hakkında doğrudan veya dolaylı sorumlu unsurları daha dikkatli, konsantre ve yoğun çalışmaya sevk eder…
Aynı zamanda her bir yurttaşımızın daha dikkatli ve çevresine karşı daha duyarlı olmasına da vesile olur.
Ufacık bir dikkat, kararında şüphecilik…
İşte tüm mesele bu!..
Basit, sıradan mesleki sorumluluk bile bugün Denizli’yi, gerçekten çok kötü bir senaryonun ortaya konduğu kanlı sahne olmaktan nasıl kurtardıysa, devamındaki hassasiyet, o çirkin beyinlerin Denizli’yi sahne olarak seçmesine aynı ölçüde engel olacaktır!..
Tanrı hiçbir meslektaşımı, yeryüzündeki hiçbir terörist eylem haberi yapmak zorunda bırakmasın!.
Bu temennim, aslında dolaylı da olsa bütün insanlık için!..
Çünkü terör, doğrudan ya da direk masum, sıradan ve temiz insanları koyar hedefine…
Ya silahla, bombayla katlederek ya da her kanlı eylemiyle korkutup, sindirerek…
Keza, terör arkadan vurur!..
Arkadan vurdurtur!..
Çoluk,çocuk demez!..
Çocuğu öldürür!..
Çocuğa öldürtür!..
Suçlu suçsuz gözetmez!..
Terörün bir kalbi yoktur!..
Dolayısıyla acımaz, kanamaz!..
Terörün dili, dini, ırkı, siyaseti yoktur!…
Taşeronluk yapar,
kirli pazarlıklara girer!..
Kendini de, kentini de, ülkesini de satar!..
‘Katil ABD’ diye slogan atıp,
ABD silahıyla katleder terör!.
En çok da ardına saklandığı zırha inananları harcar büyük bir rahatlıkla!..
Gözünün yaşına bakmaz!..
Umurunda bile olmaz!..
Bakınız Fetullah Gülen’e!..
Filizlenip ruh bulduğu, beslenip büyüdüğü varoşlardan, yapıya en büyük ekonomik desteği veren plazalara kadar, Türkiye’de her nerede ne kadar seveni varsa, nasıl koskoca bir ateşin içine bırakıp dönüverdi kıçını, 15 Temmuz Gecesi kalkıştığı pis girişimle!
Bakınız PKK’ya!..
HDP, 7 Haziran’la barajı geçmişken, bir anda kanlı eylemler gerçekleştirip, Türkiye’de barış ve huzur atmosferini, nasıl yok etmek için uğraştı var gücüyle?
Nasıl milyonlarca Kürdü ırkçı tepkilerin kucağına bırakıverdi, Güneydoğuda yaşayan milyonları yine ateş çemberine nasıl itti serin kanlılıkla!..
O nedenledir ki yeryüzünün en kirli savaşı bile, bir terörist eylemden daha temizdir!..
Ben ya da sen; o saldırının kurbanı olabilirdik…
En sevdiğimizi, kılına zarar gelmesin istediğimizi yitirebilirdik Ulus Kavşağında…
Ee dolayısıyla yazıp çiziyoruz konuları, sessiz kalıp itidalli olmaya çalışırken, toplumu duyarsız yığınlara evirmeyelim diye…