REKLAMI GEÇ

YOK ANASININ DİLİ!

6 Kasım 2012 Salı

Hükümet ana dilde savunma hakkının gerekliliğini dillendirmeye başladı.

Ana dilde savunma hakkı yasamanın kapısında, kapısında olmasına da, Cumhuriyet kuruldu kurulalı zaten mahkeme salonunda…

Güneydoğuda yaşamını kırsalda geçirip hala Türkçe bile bilmeyen yurttaş kaçakçılıktan yakalanınca hakim nasıl yargılıyor sanıyorsunuz?

Ya mübaşirin ya da başka devlet dairesinde çalışan bir memurun tercümanlığına dayanarak yargılıyor.

Aynı muhabbet, Türkiye’de davalı ya da davacı olmuş yabancı ülke vatandaşları için geçerli…

Komşuda yoksa, bilirkişi isteniyor…

Bir yeminli tercüman bulunuyor, ama usul gereği bu kez mahkeme huzurunda yemin ettirilip, tercüme etmesi isteniyor…

Türk yargı sistemi, simültane tercüman sistemiyle uzun süredir mecburiyet gereği uyum içinde.

**

Ama illa ki hükümet yasamayı işaret ederek böyle bir çalışmanın sinyalini verdi ben de formülünü açıklıyorum;

Ana dilde savunma = ana dilde hakim + ana dilde savcı + ana dilde mübaşir + ana dilde katip + ana dilde avukat + ana dilde jandarma + ana dilde polis x (iks kadar Ana dil)

Bu formül aslında aysberge bin basar. Ki yazdığım kısmı bütünün görünen minnacık kadarı!..

Ne demek babacım bu formül?

Yargı, yargıya konu olayın yaşandığı olay yerinde başlıyor.

Yargı adına Savcı, savcı adına soruşturmayı yürüten kolluk(jandarma-polis), mademki hakkı, ana dilde savunma yapmak isteyen için ana dil donanımıyla belli ki donatılmış olacak…

Hal böyleyken, ana diliyle sorgulanan o arkadaş, onun ana diliyle ana dili gibi kendisini savunacak bir avukat isteyecek.

O ana dile sahip arkadaşın, ana dilini ana dili gibi bilen avukatıyla birlikte karakolda tamamlanan sorgusunun ardından konu adliyeye taşınacak.

Soruşturma savcısının karşısına ana dilini ana dili gibi bilen avukatıyla birlikte çıkacak olan ana dil hakkını kullanan arkadaş için savcı ya onun ana dilini ana dili gibi bilecek, ya da o ana dili ana dili gibi bilen birini bulacak.

Bu kez ana dilde savunma hakkını kullanan arkadaş, ana dilinde savcı ifadesini tamamladıktan sonra, gerek görülürse nöbetçi mahkemeye çıkarılacak.

Mahkeme başkanı ana dilde savunma hakkını kullanan arkadaşın ana dilde önce karakolda, sonra savcıda verdiği ifadelere bakıp, biliyorsa ana dilini ana dili gibi, ana dilinde arkadaşa, suçlamalara karşı ne dediğini soracak.

Bilmiyorsa? Bilmiyorsa o arkadaşın ana dilini ana dili gibi bilip tercüme ederek yargı sistemine hizmet verebilecek acilen bir mübaşir ya da en yakındaki bir başka biri bulunacak.

Yemin ederek yeminli tercüman sıfatı kazanacak olan memur kardeş, ana dilde savunma hakkı isteyen arkadaşın ana dilini ana dili gibi kullanıp yargılamanın gerçekleştirilmesini sağlayacak…

Türkiye’nin 81 kentindeki yüzlerce adliyesinde yürütülen yargılama sisteminin ve o sistemin yardımcı kuruluşları kolluk kuvvetlerinin ANA DİLDE SAVUNMA HAKKI nedeniyle sürekli olarak yanlarında farklı ana diller konusunda tecrübeli tercüman barındırmaları ihtiyacı elbet bir şekilde vuku bulunacak.

Dışişlerine yakın zamanda yabancı dil bilmeyen 70 diplomat aldığı ortaya çıkan devletimiz, bu kez “sırf gıcıklık olsun diye ana dilde savunma hakkı isteyen arkadaşlar” için hem kolluk kuvvetlerinde hem de yargıda görevlendirilecek kadrolu ana dilli tercümanlar alacak.

Hatta bu da yetmeyecek, ana dilde savunma hakkını kullanması muhtemel arkadaşların ana dillerini ana dilleri gibi kullanabilecek mübaşirler, katipler, hakimler,savcıların yargıya kazandırılması gündeme gelecek!..

Tabi başkalarının ana dilini ana dili gibi konuşabilecek donanıma sahip bu personelin sınanması da gündeme gelecek!..

Onlar için de ÖSYM’nin ana dilde savunma hakkı kullanması muhtemel farklı ana dile sahip vatandaşların yargılanma süreçlerinde onların ana dilini ana dili gibi kullanacak personellerin söz konusu ana dilleri ana dilleri gibi kullanıp kullanmayacaklarını test için bir ana dil yeterlilik sınavı yapması gerekecek.

ÖSYM yargıya kazandırılacak ana dilde savunma hakkını kullananların ana dillerini ana dilleri gibi kullanabilecek personellerin o ana dilleri ana dilleri gibi bilip bilmediklerini test edecek merkezi sınavları hazırlasın diye muhtemel ki kadrosuna yine bir yasal düzenlemeyle bazı ana diller konusunda uzman akademisyenler dahil edecek.

Eh sistem bununla da tamamlanamayacak…

O uzmanlık gerektiren ana dil sınavlarını düzenleyecek farklı ana dillere ana dilleri gibi hakim akademisyenlerin yetiştirilmesi için bu kez YÖK, söz konusu ana dillerde eğitim veren akademik kurumların sayılarını arttırmak zorunda kalacak.

Üniversitelerde kürsü açılması için profesörlük unvanı gerektiğinden, eğer yeni bir düzenlemeye gidilmezse, hali hazırda farklı ana dillerde eğitim veren kurumlardan önümüzdeki 3-4 yıl içinde mezun olmaları yetmeyeceği gibi, akademik çalışma yapma kararı verenler dört gözle beklenecek.

Tabiki bu ana dilde akademik kariyer yapmak isteyen arkadaşların, önce yüksek, ardından doktora, onun ardından yardımcı doçent, sonra doçentlik unvanlarına ulaşmaları ve en nihayet tahminen mesleklerinin 20. yılında filan profesör unvanı almaları gerekecek.

Ee ileri demokrasinin bu kadar beklemeye tahammülü olmadığı için, pek yakında Rum kökenli vatandaşlarımız için Yunanistan’dan, Kürt kökenli vatandaşlarımız için Ortadoğu’dan, Ermeni kökenli vatandaşlarımız için Ermenistan’dan falan hazır unvanını kazanmış dil bilimcisi akademisyenler transfer edilmesi de gündeme gelecek.

Denklik konusuna hiç girmek istemiyorum bile.

Yani şimdi hafiften dillendirilmeye başlanan ana dilde savunmanın sağlıklı bir şekilde yapılması konusunda yargının içine o arkadaşların ana dillerini ana dilleri gibi kullanabilecek donanımlı insanların kazandırılması konusundaki muhtemel seçenekler buna benzer bir şekilde uzayarak dile getirilebilir.

İyi DİLeklerimle…

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorumlar

haber   -  Bağlantı 11 Kasım 2012, 20:07

Tam sana layık bir yazı var..
Bir önceki yazımı oku
Sedat KURT

adem   -  Bağlantı 11 Kasım 2012, 19:19

konuyu saptırma.kimlerin ana dilde savunma istediğini herkes biliyor ama sen birilerinin maşası olduğun için anlayamamışın.pkk lılardan başka isteyen varm ı bunu yok.sende gazetecilik yap araştır biraz.

nurhan   -  Bağlantı 7 Kasım 2012, 20:24

Anayasanın 4. maddesi, ilk üç maddenin değiştirilemeyeceğini, bunun teklif dahi edilemeyeceğini söylüyor ama ya 4. madde değiştirilirse? Gelen geçiyor meclisten.Ya da referandumdan.
Ana dilde savunma hakkının verilmesinin çok daha büyük taleplere yol açacağını herkes biliyor aslında . İlginç olan, o dili kendilerinden bir çok kişinin bilmemesi, kendi dilinde savunma talebinin liderden gelmemesi. Bu esnada ölmeye yatanlara karşılık , bazılarının kalori hesaplı yemekleri..
Çok bilinenli bu denklemin çözümünde çok bilenlerin çok çamura bastığını çok gördük. Artık kimsenin hata yapma hakkı ve lüksü yok. Sadece düşünelim.

ender   -  Bağlantı 6 Kasım 2012, 15:15

Bu gün Ergenekon gizli tanığı pkklı Şemdin Sakık olduğunu duyunca hükümet yalakası abuzittinlerin yorumlarını bekliyoruz.

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı