REKLAMI GEÇ

YUH ARTIK!

27 Ağustos 2011 Cumartesi

Yazmayayım bir süre, çenemi tutayım dedim, çıldırttılar!.

**

Gece yatmadan önce hadi dedim şu ülke gündemine bir bakayım. Belli mi olur Suriye’ye filan dalmışızdır… Bari böylesine bir haberi atlamayalım…

**

Önce Dı Ekonomist Dergisi’nde çıkan bir haber dikkatimi çekti…

**

Dı ekonomist son kuzey ırak operasyonlarını da kapsayan ve ABD’nin bu operasyonlardan rahatsızlık duyduğunu dile getiren bir makale yayınlamış…

‘Milli birlik ve kardeşlik’ projesinin pek bi başarılı mimarı AK parti, bu adımla demokrasi ABiDesini feci şekilde rahatsız etmiş…

Efendiler, bu operasyonları Irak’taki İSTİKRAR’ı sağlamak açısından tehlikeli buluyormuş…

Zannımca İSTİKRAR SÜRSÜN IRAK BÜYÜSÜN derdindeler…

**

Irak’ın ‘Sınırlarımıza niye dalıyorsun birader?’ notasına, Kasımpaşalı makamında, façası düzgün bir yanıt veren Dış İşleri Bakanımız, acep ‘Yahu kuzey ıraka bomba atınca nolcek? Sorun çözülcek mi?’ tarzındaki yazısı nedeniyle Dı Ekonomiste ve ABD’ye aynı sertlikle yanıt verecek mi, çok merak ediyorum…

**

Dedim ‘kapat’ Sedat şu haberi tamamlama…

**

Ardından Deniz Feneri savcılarının kandilinin söndürüldüğü haberiyle yutkundum…

Hani paranoya yapmıcaktık…

Hani bi bit yeniği arama modunda olmayacaktık…

Hani bizimkiler hüsn-ü kuruntu, haliyle ortaya koyduklarımız safsatadan başkası değildi…

HSYK’nın usulsüz soruşturma yürüttüğü gerekçesiyle haklarında soruşturma başlattığı Deniz Feneri’nin üç savcısı görevden alınmış…

Napmışlar, napmışlar?

Usulsüz soruşturma yürütmüşler?

Hangi soruşturma acep?

Şu 9’u Türk hakimlerince tutuklanan 20 sanıklı Deniz Feneri soruşturması değildir sanırım…

Türkiye’de ben dahil birçok inadına umutlu insanın, bu hükümetin iyi niyeti hanesine yazdığı Deniz Feneri soruşturması, meğer KERİZ FENERİ soruşturmasıymış…

**

Kınıyorum usulsüz savcılarımızı!

İnsan bir Zekeriya Öz’den usül erkan öğrenir…

Kimbilir hangi kabahatları işlediler?

Sabahın köründe gözaltılar…

Bir türlü hazırlanamayan iddianameler…

İddialara konu olan delillerin yetersizliği…

Hukuki zemini olmayan suçlamalar…

Yersiz yere insanların karalanması…

Soruşturma gizliliğinin ihlali…

**

Helal olsun HSYK’ya!

Usülden usülden yürütmüş operasyonu…

Önce Deniz Feneri’nin üç savcısının bağlı olduğu Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili’ni almış görevden!..

Sonra ilk iş müfettişlerini gönderip, aslında hazırlık soruşturmasını yürüten savcıların dışında kimsenin görmemesi gereken ‘gizli dosyaları’ inceletmiş aylarca…

Ardından Ankara Cumuhuriyet Başsavcılığı, o üsulsüz 3 savcıyı almış görevden…

Yerine hemen iki savcı atanmış…

Yurdum medyası da haberi manşetlerine ‘SÜRPRİZ’ olarak çakmış…

**

Bu arada gazeteciler Soner Yalçın, Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın iddianameleri de tamamlanmış…

Deniz Feneri soruşturmasını üç yıldır yürüttüğü halde bir türlü iddianameyi hazırlayamayan usülsuz savcıların aksine, ergenekon savcıları usulüyle hazırlamış iddianameyi…

Gazeteciler neden mi tutuklular?

Silahlı örgüte yardım etme,

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme,

Devlet güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etme,

Yasaklanmış gizli belgeleri temin etme,

Özel hayatın gizliliğini ihlal,

Kişisel belgeleri kayıt altına alma

Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs…

Yani gazeteciler, benim şu an yaptığım gibi halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmişler.

Devletin güvenliğini tehdit eden belgeleri temin etmişler, yetmemiş üzerine açıklanması yasaklanmış belgelere ulaşmışlar, ama gelin görün ki beceriksizlikleri nedeniyle zannımca bunları yayınlayamamışlar. Ki yayınlasalar onlarla ilgili suç maddesi de olurdu iddianamede…

Ülkemin namusu kadar önem verdiği özel hayatın gizliliği ve kişisel belgelerin kayıt altına alınması gibi yüz kızartıcı bir suçun altına da imza atmışlar…

Ve yine üzülerek ifade ediyorum ki, tüm çabalarına rağmen adil yargılamayı etkileme düşünceleri, teşebbüsle sınırlı kalmış…

Usulüne uygun cezası ise; 7,5 ila 15 yıl arası hapis…

**

Adrenalin kat sayım tavan yapınca, bir başka habere atladım…

**

‘Gebelik testi müdüre pahalıya patladı!’

‘Kesin ağır bir ceza aldı’ ön yargısıyla okumaya başladım haberi…

Dava bitmiş mi?
Bitmemiş!..

Nolmuş peki?
Hakim, 13 yaşındaki öğrencisine zorla gebelik testi yaptıran müdür hakkında 5 yıla kadar hapis istemiyle dava açmış…

Açılan bu dava, müdüre pahalıya patlamış!..

Sonra…

Develer tellal iken,
pireler berber iken,

ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken,

uzak mı uzak diyarlada, küçük bir kız çocuğu varmış,

kötü kalpli bir müdür ona zorla hamilelik testi yaptırmış…

İyi kalpli avcılar, kötü kalpli kurdu öldürmekle meşgul olduğu için duruma masal diyarının iyi kalpli yargıçları el atmış…

**

Bu yargılamanın sonunda 13 yaşındaki kız çocuğuna hademe marifetiyle hamilelik testi yaptırıp, eğitimci adabıyla ‘fahişe’ diyen müdür ‘bey’ efendi 5 yıl yiyip de üzülür mü bilmem ama genelde Hüseyin, üzülmez!..

Not: Yazılar ile ilgili hukuki sorumluluk yazarların kendilerine aittir

Yorum Yaz

Aşağıdaki gerekli alanlara bilgilerinizi girmelisiniz. e-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

 karakter kaldı