PAMUK VE İPLİĞİN ATEŞİ SÖNMÜYOR

Denizli’yi çok yakından ilgilendiren bir konu olduğu için, bir yazıyı daha pamuk ve iplik fiyatlarındaki gelişmelere ayırma ihtiyacı hissettim.

Pamuk, tarladan toplandıktan sonra, bir dizi işlemden geçirilir; işgücü ve enerji ile birleşir ve iplik haline gelir. Başka bir ifadeyle, pamuk hammadde iken, pamuk ipliği bir sanayi mamulüdür. Ne var ki hammadde olan pamuğun şu günlerdeki fiyatı, sanayi mamulü olan pamuk ipliğinin geçen seneki fiyatının üstünde. Fiyattaki artışın boyutu bu denli ciddi. Rakamlarla örnek vermek gerekirse, 2009’un Kasım ayı başında İzmir Ticaret Borsası’nda 2,35 TL’den işlem gören pamuk, 2010 Kasım başında 4,90 TL’den işlem gördü. % 100’ün üzerinde bir yükselme söz konusu…

Önemli aktör Çin Halk Cumhuriyeti’nin pamuk ipliğine olan iştahlı talebi pamuk ipliğindeki hararetin bir türlü sakinleşmemesine neden oluyor. Aslına bakarsanız kimilerinin Dünya’nın fabrikası olarak tanımladığı Çin’in, sadece pamuğa değil diğer hammaddelere olan talebi de korkunç büyüklükte. Geçtiğimiz günlerde Çinli Bakan, açıkça dünya emtia fiyatlarının bir süre daha yüksek düzeylerde seyredeceği beklentilerinin devam ettiğini ifade etti. Bu sözlerden çıkan başka bir anlam; “Çin olarak emtia alımına devam edeceğiz”.

Peki havlu ve bornoz üretiminin yoğunlaştığı Denizli’de kısa ve orta vadede üreticilerin nasıl bir tavır takınması gerekiyor? Önemli olduğunu düşündüğüm birkaç husus şöyle;

– Bırakınız aylık haftalık öngörüyü, yarın pamuk ve iplik fiyatlarının nasıl seyredeceği tahmin edilemez bir halde. Böyle bir ortamda hammaddedeki fiyat değişikliklerine aşırı duyarlı ürünler olan havlu ve bornoz için müşterilere fiyat vermek hiç de kolay değil. Fiyatlar mümkün olduğunca günlük verilmeli, hatta üretimde kullanılacak ipliğin fiyatını iplik tedarikçisi ile netleştirmeden, nihai mamulün fiyatı belirlenmemeli.

– Çok kısa vadede etkili olacağını düşündüğüm bir başka konu Kurban Bayramı tatili. Önümüzde iplik piyasasının biraz yumuşamasını mümkün kılabilecek yaklaşık on günlük bir zaman dilimi var. Bu on günlük süreci üreticiler, iplik fiyatlarındaki gelişmeleri sadece takip ederek geçirmeli. Yeni siparişler verme yoluna gitmemeliler.

– Son olarak, göz ardı edilmemesi gereken bir nokta karlılık. Üretim sürecinin hammadde kanadında böylesi sıkıntılar yaşarken, soğukkanlı bir şekilde karar almak şart. Unutulmaması gereken, hammaddenin sadece Türkiye’de değil tüm dünyada pahalı olduğu ve bunun ithalatçımız konumundaki yabancı firmalar tarafından da bilindiği. Kalite ve servisteki üstünlüğümüzü öne sürerek, hammadde kaynaklı olarak nihai mamulde ortaya çıkan fiyat artışını sunarken dik durmak gerekiyor… Rakibimiz konumundaki ülkeler bunu yapıyorlar. Son altı ayda Çin’deki bazı firmalar nihai mamul fiyatlarını % 50 artırırken, Mısır’da da % 40’a varan fiyat artışları oldu. Denizlili firmalar da birlikte hareket etmeliler ve birbirleriyle rekabet içerisine girmeden fiyatları yükseltmeliler.

SÜLEYMAN KOCASERT