Hobisiyle hayatını renklendirdi

2 çocuk annesi anaokulu öğretmeni Ümmü Şen’i, yaklaşık 3 yıl önce boş vakitlerini değerlendirmek için girdiği arayış, farklı bir sanata yöneltti.

İşleme alanında yeteneklerinin farkında olan genç kadın, su kabaklarını işlemeye başladı. Bunun için evinin bir odasını atölyeye çeviren Şen, el becerisi geliştikçe su kabaklarından sanat eserleri üretmeye başladı.

KABAKLARI DA KENDİSİ YETİŞTİRİYOR
Su kabağı işleme işini her geçen gün daha da geliştiren Ümmü Şen, kabakları satın almanın maliyetli olmaya başlamasıyla bu kez de işleyeceği kabakları kendisi üretmeye başladı.

Ailesinin Babadağ’daki arazisine su kabakları eken genç sanatçı, olgunlaşan kabakları toplayıp bunlar üzerinde çalışmaya başladı.

YOĞUN AMA ZEVKLİ BİR UĞRAŞ
Anaokulu öğretmenliğinin hem çok güzel, hem de çok zor bir meslek olduğunu belirten Ümmü Şen, “Çocuklarımla ilgilenmeyi, onları hayata hazırlamayı çok seviyorum. Şu anda pandemi nedeniyle onlardan ayrıyım, ama kavuşacağımız günü dört gözle bekliyorum. Aktif görev yaptığım dönemde yorucu geçen günü ardından atölyede birkaç saat vakit geçirmek, su kabaklarını işlemek, onlara ışık ışıl bir görünüm kazandırmak beni hem rahatlatıyor, hem de dinlendiriyor” dedi.

Su kabağını sanata dönüştüren süreci de anlatan Ümmü Şen, “Tarladan su kabaklarını topluyor ve kurutuyorum. Ardından da zımpara ile yüzeyini pürüzsüz bir hale getiriyorum. Bundan sonraki aşama altından açılan delikten çekirdeğini ve içini temizlemek oluyor. Bu aşamalardan sonra su kabağı işlenmeye hazır hale geliyor. Burada da devreye hayal gücü giriyor. Hayal gücüm ile üzerinde çizimler yapıyor, bu çizimlere göre de kesim işlemini yapıyorum. Boya ve vernik işleminin tamamlanmasının ardından ampulü takıp, su kabağından lambayı hazır hale getiriyorum” dedi.

Haberin DevamıReklam

TİCARİ BİR AMACIM YOK, TAMAMEN HOBİ
Su kabağı işlemesinde ticari bir amaç gütmediğini, yalnızca hobi olarak yaptığının altını çizen Ümmü Şen, “Yaptığım su kabağı eserlerinin benim için tek maddi getirisi, artık yakınlarımın ve dostlarımın özel günlerinde hediye almayı bırakmam oldu. Ne hediyesi alacağım diye telaşa da düşmüyorum. Yaptığım su kabağı eserlerden birini paketleyip götürüyorum. Bu hem dostlarımı mutlu ediyor, hem de beni telaştan kurtarıyor” diye konuştu.

BU SANAT BENİ HAYATA BAĞLADI
Her insanın yaşamında kötü dönüm noktaları olabileceğini belirten Şen, kendisinin de böyle kötü bir sürecin ardından kabak işlemeye yöneldiğini kaydetti.

“Bu uğraş benim için tam bir terapi oldu” diyen Ümmü Şen, “Boşanma sürecimde kendimi çok kötü hissettim. Çocuklarım hayata tutunmamı sağlıyordu, ama kendime farklı bir uğraş bulmalıydım. Kötü dönemime su kabaklarından yaptığım lambalar ışık tuttu, yolumu aydınlattı. Artık hayata çok daha farklı bakıyorum. Her insanın farklı uğraşları vardır. Bazıları resim yapar, bazıları heykel. Mutfakta vakit geçirmeyi ve yemek yapmayı terapi kabul edenler gibi ben de su kabağı işlemeyi terapi olarak kabul ettim. Artık kendimi çok daha rahat hissediyorum. Benim bu işte tek kuruş beklentim yok, bana kattığı yaşama sevinci ve hayata tutunma azmi her türlü bedelin üzerinde zaten” dedi.